Erdoğan: "TÜRKSAT 5A'yla uzay haklarımızı 30 yıl boyunca garanti altına alıyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uydu Teknolojileri Haftası özel oturumunda yaptığı konuşmada, "Bu sabah uzaya fırlatılan TÜRKSAT 5A uydumuzla, doğu yörüngesindeki uzay haklarımızı 30 yıl boyunca garanti altına alıyoruz." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uydu Teknolojileri Haftası özel oturumuna Vahdettin Köşkü’nden canlı yayınla bağlanarak katılımcılara hitap etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uydu Teknolojileri Haftası vesilesiyle düzenlenen etkinliklerin, hayırlı olmasını dileyerek bu sabah erken saatlerde, Amerika’dan uzaya gönderilen 5A uydusunun yolculuğunun başarılı geçmesini ve belirlenen tarihte görevine başlamasını temenni etti.

TÜRKSAT 5A uydusuyla Türkiye’nin uzaydaki aktif uydu sayısını yediye çıkartmış olduklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâlen uzayda üçü haberleşme, üçü de gözlem amaçlı olarak altı uydunun faaliyet gösterdiğini söyledi.

İstihbarat ve haberleşme amaçlı olarak tasarlanan TÜRKSAT 5A’nın da aktif olmasıyla birlikte faal haberleşme uydularının sayısının dörde çıktığını ve bu uydunun kapsama alanında Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Güney Afrika, Orta Afrika, Akdeniz, Ege ve Karadeniz’in bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, geniş bir hizmet alanına sahip bu uyduyla mevcut haberleşme uydularının da yedeklemiş olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, uzayda yörünge hakkı bulunan 30 ülkeden biri olduğuna vurgu yaparak, "Bu sabah uzaya fırlatılan TÜRKSAT 5A uydumuzla, doğu yörüngesindeki uzay haklarımızı 30 yıl boyunca garanti altına alıyoruz. Yaklaşık dört ay sonra yörüngesine yerleşecek olan uydumuzun, ülkemize ve tüm dostlarımıza hayırlı hizmetlere vesile olacağına inanıyorum" dedi.

"Önümüzdeki yıl, kendi tasarımımız olan imece isimli yüksek çözünürlüklü gözlem uydumuzu uzaya yolcu edeceğiz"

Türkiye’nin 1994 yılında başlayan uzaya uydu gönderme sürecinde, bu yıl içinde fırlatılacak TÜRKSAT 5B’nin ardından yeni bir seviyeye geçmeyi planladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Daha önce yer gözlem uydumuz RASAT’ı kendimiz tasarlayıp üretmiş ve 2011 yılında Rusya’dan uzaya fırlatmıştık. Yine Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyaçları için kendi tasarımımız olarak geliştirdiğimiz Göktürk-2 uydusunu da 2012’de Çin’den uzaya göndermiştik. Hava Kuvvetlerimiz yanında pek çok kurumumuz için önemli veriler sağlayan Göktürk-1 uydusunu ise 2016’da Fransız Guyanası’ndan fırlatarak uzaydaki yerini almasını sağlamıştık. Amacımız, 2022 yılında, ülkemiz tarafından üretilen ilk haberleşme uydusu olan TÜRKSAT 6A’yı uzaydaki yerine yerleştirmektir. Bu uydu, çok gelişmiş teknolojik donanıma sahip önemli bir projedir. Yine önümüzdeki yıl, kendi tasarımımız ve üretimimiz olan İMECE isimli yüksek çözünürlüklü gözlem uydumuzu da inşallah uzaya yolcu edeceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanlığın geleceğinde uzay çalışmalarının sahip olacağı önemli yeri şimdiden görerek buna göre strateji belirlediklerini kaydederek, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçişin ardından kurulan Türkiye Uzay Ajansı’nın Türkiye’nin bu alandaki vizyonunu hayata geçirmede önemli görevler üstleneceğine olan inancını dile getirdi.

Türkiye Uzay Ajansı tarafından hazırlanan 2021-2030 Millî Uzay Programı’nı yakın bir tarihte açıklayacaklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önümüzdeki 10 yıl içerisinde ülkemize kazandıracağımız uyduları, insan kaynağımıza ve uzay sanayine yönelik projelerimizi bu programda ortaya koymuş olacağız." dedi.

"Uzay ve uydu teknolojileri alanında ülkemizi marka hâline getirmekte kararlıyız"

Uydu alanında mikro uyduların giderek öne çıktığını, Türkiye olarak da hem mikro uydu geliştirme hem de bu uyduları Türkiye’den uzaya gönderme konusunda yoğun hazırlık içinde olduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu amaçla ülkemizde bir mikro uydu fırlatma tesisi kuruyoruz. Kamu kurumlarımızın, üniversitelerimizin ve özel sektörümüzün uydu geliştirme faaliyetlerini destekliyoruz. Özellikle gençlerimizin bu konudaki heyecanlarını ve gayretlerini memnuniyetle takip ediyoruz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Haberleşmeden savunma sanayine, enerjiden çevrenin korunması ve şehircilik faaliyetlerinin takibine kadar geniş bir kullanım alanı olan uzay ve uydu teknolojileri alanında ülkemizi marka hâline getirmekte kararlıyız." sözlerine yer verdi.

Dünyada bu alanda söz sahibi tüm ülke ve kurumlarla yakın iş birliği hâlinde olduklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Giderek geliştirdiğimiz altyapımızı, kendimizle birlikte tüm dost ve kardeşlerimizin de istifadesine sunarak, uzaydaki imkânlardan adil ve hakkaniyetli şekilde yararlanılabilmesini de sağlıyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye hedefimizin önemli bir parçasını oluşturan uzaydaki varlığımızı, kabiliyetlerimizi ve etkinliğimizi artırma gayretlerimizi kesintisiz olarak devam ettiriyoruz." açıklamasında bulundu.

Teknolojideki gelişmelerin, bireylerle birlikte toplumların ve devletlerin işleyişinde de köklü değişimlere yol açtığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Geçmişte bilim kurgu hikâyelerine veya filmlerine konu pek çok teknolojik araç ve imkân, artık günlük hayatın bir parçası hâline gelmiştir. Değişim öylesine hızla gerçekleşmiştir ki, bugün 60’lı yaşlarda olan bizim kuşağımız, en ilkelinden en gelişmişine tüm süreci bizzat görebilmiştir. Bugün 30 yaşın altındaki gençlere bizim aynı dönemlerimizdeki Türkiye’yi ve dünyayı anlatmak, sanki asırlar öncesinden söz ediyor intibaı veriyor. En basitinden, eskiden dünyadan uzay gözetlenirdi, şimdi uzaydan dünya gözetleniyor. Dünya çevresinde dolaşan binlerce irili ufaklı uydu, kullandığımız telefondan sürdüğümüz araca, iş yerimizden evimize kadar hayatımızın her anında bize hizmet ediyor, yön veriyor. Tefekkür sahibi herkes için bu, çok önemli mesajları içinde barındıran bir tablodur. İnsan, fıtratı icabı, hep daha iyiyi, daha güzeli, daha mükemmeli, daha öteyi ister. Bunun için de daha çok çalışır, daha çok mücadele eder, daha çok risk alır. Medeniyetler, işte bu büyük mücadelenin sadece çıktılarından değil, esas olarak ruhundan doğar ve yükselir."

"Zulmü ve adaletsizliği artıran bir teknoloji, ister dünyada olsun ister uzayda olsun insanın düşmanıdır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, merkezinde hakkın, adaletin, dayanışmanın, sevginin, özetle insanın olmadığı bir medeniyetin ürettiği bilgi ve teknolojinin belki maddi refahı sağlayabildiğini ancak yüksek değerlerden kopuk bir gelişimin de insanın içten içe çürümesinin önüne geçemeyeceğini anlattı.

Günümüz dünyasındaki çarpıklıkların gerisinde bu çürümenin izlerinin bulunabileceğine sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İster batıda olsun ister doğuda; her nerede adaletsizlik egemense orada gizli veya açık zulüm vardır. Her nerede insan eşrefi mahlûkat sıfatına uygun şekilde muamele görmüyorsa orada nefret vardır, kin vardır. Dünyanın bir tarafındaki israf, diğer tarafındaki açların tamamını doyuracak miktarın üzerindeyse, bu tüm insanlığın felaketiyle sonuçlanacak bir çarpıklığın işaretidir." diye konuştu.

"Teknoloji, insan merkezli, hak ve adalet temelli, ilk nefesini alan çocuktan son nefesini veren bireye kadar herkesi kucaklayan bir anlayışla inşa edildiği sürece hayırlı ve anlamlıdır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Zulmü ve adaletsizliği artıran bir teknoloji, ister dünyada olsun, ister uzayda olsun, insanın düşmanıdır. Biz, her konuda olduğu gibi, teknoloji alanında da mücadelemizi, mensubu olduğumuz kadim medeniyetin ve kadim kültürün çizdiği sınırlar içinde veriyoruz. İstikametimizi, hırsımıza değil aklımıza, nefsimize değil vicdanımıza bakarak belirliyor, kararlarımızı bu ölçüye göre veriyor, adımlarımızı buna göre atıyoruz. Bu ilkeli ve onurlu duruşun bir bedeli varsa, onu ödemekten de asla çekinmiyoruz. Türkiye’nin son dönemde verdiği tarihî demokrasi, kalkınma ve özgürlük mücadelesinin her safhası, işte bu duruşla yürütülmüştür. Milletimizin bizden ne pahasına olursa olsun refah, ne pahasına olursa olsun güç değil, medeniyetimize ve tarihimize yakışır bir gayret beklediğine inanıyoruz. Ülkemizin önüne koyduğumuz 2023 hedeflerini bu anlayışla belirledik. Gençlerimize de aynı anlayışla 2053 vizyonumuzu emanet ediyoruz. Şayet 2053’te Türkiye, her alanda söz sahibi bir güç olacaksa, bunu diğer insanların omuzlarına basarak, tepelerini çiğneyerek değil, onlarla birlikte başaracaktır. Şayet 2053’te Türkiye, uzayda hakim bir güç hâline gelecekse, bunu yerin ve göğün sahibinin emanetine hürmet idrakiyle yapacaktır. Bize düşen görev, her alanda olduğu gibi uzay çalışmalarında da kendi faaliyetlerimizi ve yeni nesillere bırakacağımız mirası levh-i mahfuza uygun şekilde inşa etmektir. Gayret bizden, tevfik Allah’tandır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sabah saatlerinde uzaya fırlatılan TÜRKSAT 5A uydusunun hayırlı olması temennilerini tekrarlayarak Uydu Teknolojileri Haftası’na, görüşleri, değerlendirmeleri, teklifleri ve tenkitleriyle katkı sunan ve sunacak olan tüm katılımcılara teşekkür etti. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İstanbul Haberleri

Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanan doktor serbest bırakıldı
HÜDA PAR'dan Dr. Mehmet Arslan'a cezaevinde ziyaret
MAZLUMDER: Duyarlı insanlar üzerinde kurulan baskılar kabul edilemez
HÜDA PAR: Gözaltına alınan gençler bir an önce serbest bırakılmalıdır!
"Bilinçli bir irade sahibinin (Vacib-ül Vücud) varlığı zorunludur"