Erdoğan: "Geçenlerde İstanbul'da bir cenaze yaşandı. Maalesef terör örgütlerinin içine aldığı, terör örgütlerinin içinde ne yazık ki yüzü poşulu, eline sapan verilmiş, cebinde demir bilyelerle olan bir çocuk orada maalesef bir biber gazına muhatap oluyor. Polis, orada yüzü poşulu, elinde sapanla, demir bilyeleri savuran o kişinin kaç yaşında olduğunu nereden ayıracak? Ama bu Kılıçdaroğlu her zamanki gibi yalanını söylüyor, 'ekmek almaya
giden çocuk' diyor. Dürüst ol, dürüst. Ne ekmek alması ne alakası var?"
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları
"Kendilerinden olmayan polisi, askeri, bürokratı dinleyecek kadar hainler. Onun için ben polis kardeşlerime sesleniyorum. Silahlı kuvvetlerdeki kardeşlerime sesleniyorum. Kesinlikle bunlara bulaşmayanları tenzih ederek sesleniyorum. Aman dikkat diyorum. Aman dikkat diyorum. Hatta şu anda ittifak yaptıkları malum partiler, onları da dinliyorlar, dinlediler. Bunlar iki yüzlüdür. Güvenilmezdir."
"Geçenlerde İstanbul'da bir cenaze yaşandı. Maalesef terör örgütlerinin içine aldığı, terör örgütlerinin içinde ne yazık ki yüzü poşulu, eline sapan verilmiş, cebinde demir bilyelerle olan bir çocuk orada maalesef bir biber gazına muhatap oluyor. Polis, orada yüzü poşulu, elinde sapanla, demir bilyeleri savuran o kişinin kaç yaşında olduğunu nereden ayıracak? Ama bu Kılıçdaroğlu her zamanki gibi yalanını söylüyor, 'ekmek almaya giden çocuk' diyor. Dürüst ol, dürüst. Ne ekmek alması ne alakası var?"
"Çok enteresan, annesi 'Evladımın katili başbakan' diyor. Ben evlada sevgiyi, muhabbeti bilirim ama sizin evladınızın mezarına karanfil ve demir bilyeler atışınızı pek anlamadım. O demir bilyeleri niçin atıyordu mezarına? Neyin mesajını veriyorsun"
"Burak Can'ın babası ortam iyice gerilmesin diye ne yapıyor? İstanbul Kasımpaşa'daki o cenaze namazından sonra alıyor yavrusunu Giresun Alucra'ya götürüyor, memleketlerine. Orada defnediyor. Bu da baba. Ama bu kalkıp da öyle bir beyanda bulunmuyor. 'Ülkem gerilmesin' diyor, 'vatan sağolsun' diyor, 'ben bu acıya katlanacağım' diyor. Buyur, kim gerilimden yana, kim barıştan yana?"