Malum çevrelerce erken yaşta evlilik meselesi tekrar ısıtılıp gündem konusu yapılmaya çalışılıyor. Başta şunu söyleyelim; Bu konuyu manipüle ederek gündem yapan çevrelerin asıl amacı; evliliğe giden yolları kapatmak, zinaya kapı aralamak ve nikâh düşmanlığı yapmaktır.
Erken yaşta evlilik ve bu evliliklerden dolayı yıllardır yaşanan mağduriyetler kamuoyunun malumudur. Bu çerçevede yaklaşık 4 bin kişi şu an cezaevinde, eşleri ve aileleri dâhil ettiğimizde yaklaşık 20 bin kişinin mağduriyeti söz konusudur.
Bu mağduriyetleri gidermek için iki yıl önce bir yasa tasarısı hazırlandı. Muhalefetin ve feminist çevrelerin kamuoyunda oluşturdukları olumsuz algıdan dolayı iktidar geri adım atarak tasarıyı rafa kaldırdı.
Sözde kadınları koruma amacıyla tasarıyı rafa kaldıranlar, binlerce kadını eşinden ayırarak mağdur ettiler. Çocukları baba şefkatinden uzak büyüyor, eşleri başkalarına muhtaç olarak yaşamını sürdürüyor ve babalar yıllardır tecavüzcülerle aynı koğuşta psikolojik travmalar yaşıyor.
Söyleyin Allah aşkına bu uygulama kime, nasıl hizmet ediyor? Sorunun cevabını okuyucuların takdirine bırakıyorum. Ancak şu hususlara da değinmeden geçemeyeceğim.
1- “Erken evliliği” “cinsel istisrar” diye sunanlar “Kadın hakları” adı altında “Nikâh”a savaş açmış çevrelerdir. Bununla neslimizi tahrif edip batıda olduğu gibi aile mefhumunu yok etmek isterler.
2- Batı'nın yasalarını “Kopyala/Yapıştır” yaparak uygulamaya koyanlar, Müslüman halkımızın fıtratı ile oynayarak batılılaştırmak istediler. Bu uygulamalar ivedilikle durdurulmalıdır. Bilindiği gibi Batı'da resmi evlilik yaşı 18 olabilir ancak 14 yaşından sonra herkes dilediği kişi ile her türlü melaneti işleyebilir. Hatta kız ve erkek aynı evde evli gibi yaşama konusunda bir sakınca görülmemektedir.
Peki, Müslüman bir ülke olarak bizler aynı uygulamaları yapabilir miyiz? Hayır. O halde helal yollarla yuva kurmanın önüne neden engel konuluyor?
3- İktidar, akıl-baliğ yaşına gelenlerin evliliği ile ilgili yasal düzenlemeyi yapmadığı takdirde bu gençler zinaya bulaşabilir. Bunun vebalini hatırlatmak isteriz.
4- İktidar, ilgili yasal düzenleme ile ilgili Feminist ve batının satın aldığı kalemşörlerden ziyade, vatandaşlarının mağduriyeti ve dağılmakla karşı karşıya kalan binlerce biçare aileleri dikkate alarak adım atmalıdır.
5- En acı olanı ise bu uygulamaların muhafazakâr bir iktidar tarafından devam ettirilmesidir. Maneviyat, ahlak ve dindar bir nesilden bahsedenler, ahlaksız bir toplumun inşası için çalışanların ekmeğine yağ sürüyor olmasıdır.
Zinaya bulaşmadan inancı ve kültürüne göre meşru yollarla mutlu bir yuva kuranları cezaevine atanlar ve imkânı olduğu halde buna bir düzenleme yapmayanların ind-i İlahide hesapları çetin olacaktır.