Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi İslami İlimler Fakültesinde Din Sosyolojisi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Safa, eşcinselliğin insanlara normalmiş gibi gösterilmeye çalışıldığını belirterek, Allah’ın haram kıldığı bu durumun insanlık için bir felaket olduğunu vurguladı.
Yrd. Doç. Dr. Mustafa Safa, “Eşcinsellik veya homoseksüellik anlamında kullanılan bu ilişki özellikle modern insan tarafından insanlara cinsel tercih olarak sunulmaya çalışılmakta ve bu şekilde gayet tabii ve meşru bir ihtiyaç olduğu belirtilmeye çalışılmaktadır. Hâlbuki bu normal bir davranış değildir. Tamamen modern insanın “Her şeyin ölçüsü insandır” veya “İnsan her şeyin ölçüsüdür” görüşünden hareketle bu şekilde insanların tercihlerini gerçek gibi insanlara sunma çabası içerisindedirler. Bu tamamen yanlış bir düşüncedir. Her şeyin ölçüsü insan değildir ve insan canının istediği her şeyi gerçek olarak kabul edemez. Gerçeği belirleyen Allah'tır. Bu açıdan bu gerçek değildir ve insan Allah'ın koyduğu hakikate uymak zorundadır.” dedi.
“Eşcinsellik tedavi edilebilir bir hastalıktır ”
Safa, eşcinselliğin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu hatırlattığı sözlerini şöyle sürdürdü: “Eşcinsellik masum bir tercih değildir. Bu içgüdülerin ya da insan duygularının bir şekilde hastalanması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Diğer hastalıklar gibi bunun da tedavi edilmesi gerekir ki tedavisi de mevcuttur. Çünkü arızi bir durumdur. Normal bir durum değildir. Eşcinselliği savunmak veya insanlara kabul ettirmeye, böyle bir ilişkiyi meşru bir hale getirme çabası hastalığı savunmaktır. Bu bir hastalıktır ve hastalığın tedavisi de mümkündür. “
“Eşcinsellik aile olgusunu yok etmeyi hedeflemektedir”
Eşcinselliğin aile olgusunu ortadan kaldırmayı hedeflediğinin altını çizen Safa, bunun fıtrata aykırı bir durum olduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: “Modern insanın dinden arınmış, dünyada insanlığın kabul ettiği ahlaki değerlerden soyutlanmış insan tercihlerinin normal bir hale getirilerek bu şekilde benimsetilerek az önce bahsettiğimiz gibi ‘İnsan her şeyin ölçüsüdür’ düşüncesi çerçevesinde hareket edilmeye çalışılıyor. Bu düşünce tarihi milattan önce sofistlerin ortaya koymuş olduğu bir düşünce türüdür. Bu şekildeki hareket insan tercihlerini kutsamak, dini değerlerin, ahlaki değerlerin yerine insanların tercihini öne alarak bir hakikat ve gerçeği ihtiyaç gibi göstererek ve bunun yasalaştırma faaliyet ve çalışmaları gayretleri mevcuttur. Ve bunu savunan, yasallaştıranların olduğunu biliyoruz. Bu durum insan fıtratına aykırıdır. Bunu kabul etmek insanın akıl emniyetine, nesil emniyetine aykırı bir durumdur. Böyle bir durum yani kadının kadınla, erkeğin erkekle ilişkiye girmesi, nesli yok eden, aileyi tamamen başkalaştıran, değiştiren ve böylece neslin emniyetini devamını yok eden bir durumdur. Bundan dolayı Allah-u Teâlâ insanları ve diğer tüm varlıkları çift kutuplu olarak erkekli dişili yaratmış ve bu neslin devam edebilmesi için çift kutuplu yaratılan insan birbirine cazibe olarak bağlanarak neslin devamı sağlanmış ve insanın sıhhatli bir şekilde yoluna devam edebilmesi için bunun korunması ve bu ilişkilerin düzenli bir şekilde devam ettirmesine gayret gösterilmiştir.”
“Eşcinsellik kesinlikle haramdır”
Eşcinselliğin insanlığı sadece huzursuzluğa götürebileceğini vurgulayan Safa, “İlahi dinlerin hepsine baktığımızda eşcinsellik haram kılınmış ve yasaklanmıştır. Birebir yasağı savunmak insan fıtratına, yaratılışına, tabiatına aykırıdır. Bunu yaygınlaştırmak mümkün olmamalı. Kur’an’ın bize haber verdiği şekliyle Hz Lut (as) kendi kavmini hastalıktan kurtarmak için peygamber olarak görevlendirilmiş ve uzun bir süre toplumu bu hastalıktan vazgeçirmeye gayret göstermiştir. Toplum vazgeçmeyince Allah-u Teâlâ bu durumda onları helak etmiştir. Büyük bir günah ve haramdır. Bunun yapılması günahın ve yanlışın savunulmasıdır. İnsanlık için de hiç bir faydası mümkün değildir. Bu durum insanlığı sadece ve sadece huzursuzluğa ve karmaşaya sokacaktır. Dinden ahlaktan arınmış akılla insanların tercihlerini kutsayan ve kanunlaştırmaya çalışan böyle bir davranış insanlık için bir felakettir. İnsanlığı sonu olmayan mutsuzluğa mahkûm etme girişimidir. Özellikle toplumun en küçük birimi olan aileyi yok etmeye ki ailenin yok olması da toplumun yok olması demektir. O açıdan toplum ve insan için bu durumun zararlı olduğunu belirtelim. Savunması kabul edilmesi haramdır, yasaktır, yanlıştır.” şeklinde konuştu. (Ömer Adıgüzel - İLKHA)