Eşekler nefret eder ama nefer olamaz

Abdulhakim SONKAYA

Şimdi onlar sanki ürkmüş yaban eşekleri gibi Arslan’dan nefretle kaçmaktalar. (Müddessir:50-51) Bu ayeti kerime ehli küfrün ve ehli dünyanın vaziyetini, neden lider olamayacaklarını gözler önüne seriyor…

Ayette geçen “nefret eden eşek” “aslan” ve “firar” lafızlarına dikkat etmek gerekir.

Nefret eden ürkek eşek, himardır. Şehvet ve mide için çalışan, tamamen şehvete dayalı bir yaşamı ifade eder. Eşek himardır.

Bu da kırmızı ile (ahmer) aynı köktendir. Eşek, şehvetine ve midesine düşkündür. Bu nedenle risk almaz. Tehlikeyi sevmez.

Tehlike sezdiği anda ürkerek kaçar. Eşeğin liderlik iddiası yoktur. Sadece kendi hayatını haz ve şehvetle yaşamak ister.

Binaenaleyh bu felsefeye sahip bir kimse liderlik yapma derdinde değildir. Sadece kendini güvene alma çabası içindedir.

Eşek nefret eder ama nefer olamaz. Nefret, ürkmek anlamındadır. Nefer ise bir amaç için harekete geçmek, asker olmaktır.

Kendi hayat tarzı dışındaki her hayattan rahatsız olduğu için eşek nefret eden bir karaktere sahiptir ama bu, asla onu nefer yapmaz. Eşek sıkıntıya gelmez, nefret ettiği bir şeyle karşılaşınca firar eder. Bu nedenle ayette özellikle eşeğin “firar etmesine” dikkat çekilmektedir.

Ayette eşek lafzı çoğul olarak geçmektedir. Demek ki bu, bireysel bir tavır değildir, bir toplumun tamamının bu duruma gelebileceğini ifade eder. Yani burada bir eşek topluluğu ve bu felsefeye dayalı bir eşek toplumu söz konusudur. Bunlar ürkektir. Nefret ederler ama nefer olmazlar. Asker olmazlar.

Ayette geçen bu eşek daha çok yabani olanı ifade etmektedir. Çünkü yabani eşek, ehil eşeğe göre daha özgürlükçü ve daha besilidir. Yük taşımaz, sorumluluk yüklemez sadece nefsini ve hevasını düşünür. Nefsi için mutlak özgürlüğü savunur.

Bir toplum eşek zihniyetine sahip olabilir. Yapılacak bir şey yok ama eşek zihniyetini sahip bir toplumun liderlik iddiası yoktur, olamaz. Bu nedenle ayette eşeğin karşısında aslan konuşlandırılmıştır. Çünkü aslanın liderlik iddiası vardır. Aslan için liderlik güdüsü; karnını doyurma, nefsini tatmin etme güdüsüne göre çok daha güçlüdür. Aslan için liderlik en temel güdüdür.

Dünyada liderlik aslanın, nefsinin isteğine göre yaşamak eşeğin temel güdüsüdür. Bu nedenle Kur’an-ı Kerim eşek ile aslanı beraber zikretmektedir. Buna göre hayatında eşek yaklaşımını temel alan zihniyet, otomatik olarak liderlik iddiasından vazgeçmiştir demektir. Kur’an-ı Kerim bize bu konuda bir gözlemci gibi durum tespitinde bulunmamızı ve eşek zihniyetine sahip bir toplumun liderlik iddiasının sona ereceğini, devrinin kapanacağını anlamamızı buna göre plan yapmamızı buyuruyor.

Aslında bugün dünyada eşek ile aslan karşı karşıyadır. Kim sadece haz ve lezzeti esas alıyor, sadece nefsini tatmin için uğraşıyorsa o eşek zihniyetine sahiptir ve onun liderlik iddiası yoktur. Zihniyetinin bu şekilde dönüşmesiyle kesin olarak liderlik pozisyonunu kaybetmiştir. Öte yandan nefsini ve şehvetini temel hedef ve amaç olarak görmeyen zihniyet, farkında olarak veya olmadan liderliğe taliptir demektir. Çünkü Hakkın sünneti ve ölçüsü liderliği eşek zihniyetine teslim etmemeyi esas alır. Zaten eşeğin de böyle bir iddiası yok sadece kendi otlağını güvence altına alma derdindedir.

Bugün Batı, eşek zihniyetini temsil etmektedir. Bu, bireysel heva ve hevesi temel alan, bu konuda “özgürlüğü” vazgeçilmez bir ilke olarak kabul eden bir zihniyettir. Bugün batı, yaşam tarzını koruma refleksiyle hareket etmektedir. Bu korumayı sağlamak için de bu yaşam tarzını Müslümanlara da dayatıyor. Yani onları da aslan olmaktan çıkarıp bu sınıfa dahi etmek istiyor. Fakta bu, o kadar basit değildir. Müslümanlar asla aslan zihniyetinden vazgeçmez. Onların içinde buna kapılanlar, bu zihniyete kayanlar olsa da asıl bu değildir ve olmayacaktır. İçinde bulundukları askeri ve siyasi şartlardan bağımsız olarak Müslümanlar aslan olma iddiasından vazgeçmez. Çünkü bu, onların karakteridir. Bu yapılarıyla da doğal olarak liderliğe sahiptirler, ona taliptirler.

Bugün İslam âleminde cereyan eden olayların temelinde bu vardır. Eşeğin aslandan ürkmesinin sonucudur bu. Eşeğin aslana karşı zafer kazandığı, Aslanların eşeğe tabi olduğu görülmüş mü hiç? Batılılar aslan değildir ki İslam âlemine bizzat saldırsın. İslam âleminde aslanlar da onlara uymaz. Onlara uyan olursa onlar da ancak onlar gibidir. Sonuç olarak eşekler nefret eder ama nefer olamaz.

Not: Ömrünü İslam’ın ve Kur’an’ın hizmetine adayan Hacı Abdullah Sülün Adana’da vefat etmiştir. Kendisine Allahtan rahmet; ailesine, sevenlerine ve dostlarına sabr-ı cemil diliyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.