Bismillah-i Teâlâ… Mübarek bir ayın günlerindeyiz. Ayın içinde barındırdığı değerler ve fırsatlarsa çok fazla... Oruç, zamanın ana hükmetmesidir. Kadri bilinmeyen zamanın en kıymetli anlarıdır.
Sadece karnı doyurma saatini gözetlemekle zaman kıymetlenmez, ruhumuzun da her anını doyuran doyurmaya çalışan Müslümanların iyi ‘değerlendirme’ vakitleridir. Nefisle en büyük cihat ve kimsenin görmediği bir yerde bile ‘yememe’ gibi ihlâsı ispatlayan en ulvi ibadetlerdendir.
Mükâfatıysa Reyyan kapısı kadar geniştir. Oruç, Allah için candan geçmenin ilk adımıdır. Hakeza insanın niyetiyle şekillenendir. Oruç bedeni aç bırakırken, ruhumuzu doyurma eğitimidir.
Midemizi açlığa verirken aynı zamanda tüm kötü hasletleri de bertaraf etme eylemidir. Her şeyden önce Allah’ın Müslümanlardan yapmasını istediği farzdır. Allah’ın farz kıldıklarıysa insanın yararınadır.
Ramazan ayı; yolumuza ışık olan, hayat şeklinin kaynağını aldığımız ve indirildiği için şükrümüzü ifa edeceğimiz KUR’AN ayıdır. En güzel şükrümüz O’nu hakkıyla yaşamakla olur. Yüzünden okuyorsak yüreğine de inilmelidir. Bizim yaşantımızda pratiğe dair bir şeyler katmalıdır. Biz hayat Rehberimizi anlamaya çalışalım ve yaşayalım ki, O’ da bizi eşref-i mahlûkat zirvesine taşısın.
Biz O’nun yüreğine tebessüm edelim ki, O’da bizim amellerimize en güzel ışık olsun. Sadece yüzünden okumakla yetinip araya ‘anlaşmazlık’ sokarsak, ‘Yürüyen Kur’an’ olan Peygamberin yolunu nasıl sürdürürüz? Rahmet ayıdır, bereket ayıdır, şükür ayıdır, hayatımıza yön bulacağımız aydır; çünkü Kur’an ayıdır!
Ayların sultanı olan bu ayda manevi atmosfer önce insanı sonra toplumu etkisi altına alıyor. Önce nefisleri ve nefislerin ıslah bulmasıyla toplum felaha kavuşuyor. Peygamberimiz(a.s)’in buyurduğu gibi; “Oruç tutunuz, sıhhat bulunuz” düsturu gerçekleşiyor. Baştan sona bizi terbiye eden bu ay; gereksiz ve lüzumsuz tartışmalarda ‘ben oruçluyum’ diyerek susma,
Maddi imkânları yüksek olanların oruç tutarak fakirleri anlamadaki adaleti,
Midesine düşkün ve düşüncesizce çok yeme zaafı olanların, Allah’ın yarattığı nimetleri tefekkür edip kıymetini bilmesi,
Hırsızlık gibi kötü eylemlerin bu ayda askıya alınması,
Camilerin her gün dolan cemaatiyle ve revnakdar saçan ışıklarıyla huzur vermesi,
Orucun sahih olması için gıybeti ve kötü sözleri nefsin isteklerinde eritmesi,
Göz ardı edilen infakların ve hayırların bu ayda daha bir ön plana çıkması,
İftar saatleriyle kardeşliğin pekişip, küskünlüğün bitmesi...
Daha da uzatılması mümkün olan bu hasletler Ramazan ayı kapsamında yararı, hem insana hem de topluma şamildir. Rahman’ın bize bahşettiği bu ay, dünyanın da en güzel ayıdır aslında.
Allah için verilen bu mücadele günlerin ve ahlakların değişmesine sebep oluyor. Ama önemli olan bu eğitim ve terbiyeyi bütün aylara yaymak, ayları Ramazan kılmak. Ramazan’ın başlarında güzel amellere startı verip, son gününde stop ettirirsek Müslümanlığın gereklerini sadece bir aya hasretmeyi ilan etmiş oluruz.
Teşbihte hata olmasın lakin bu durum bana bazı dini hassasiyetleri olmayan kanalların yayın akışını hatırlatır ki, sadece o ayda birçok yenilik yaparlar.
Bir ömür yaşantımız için Ramazan bir fırsat ve startımız olsun. Namaza başlamışsak o ay, bir ömür boyu kılınacak namazların başlangıcı ve ekstra bizim nazarımızda ‘namaz ayı’ olsun.
Bu ayda tesettüre bürünmüşsek, bu ay bizim için ekstra ‘tesettür ayı’ olsun. Orucun sadece açlığımızı değil nefsimizi de tuttuğu gibi diğer aylarda bu nefsi hapsetmeye azimli olsun. Gıybetten kaçınmalarımız, teheccütlerimiz, kardeşliğimiz daim olsun, devamlı olsun… Diğer aylar da RAMAZAN gibi bir ay olsun!
Baki Muhabbetle…