Uyuşturucu maddelerin bir türüne esrar denir ki bu da sırların çoğuludur. Buna müptela olanlar bazı sırlı haller yaşama hevesiyle böyle bir illete müptela oluyor. Oysa esrarlı olmak, sırları keşfetmek için meclisin duman altı olmaması gerekir. Zira sır, sürurdan gelir. Yani sır sevinçtir. Sır odur ki sürur versin. Moral ve mutluluk versin. Berraklık versin.
O halde mesele bu sırrın sürur olup olmamasıdır. Ama bugün dünyada sırlı meclisler ya da namı diğer esrar meclislerinin kaçı insanlara huzur, sürur ve mutluluk için işliyor.
Sırlı meclislerin kaçı kötülüğün üzerinde ısrar etmemek için toplanıyor.
Bugün dünyada esrar meclisleri almış başını gidiyor. İstihbaratların, uyuşturucunun, şer odaklarının esrar meclisleri var. Ama ekserisi dumanlıdır art niyetlidir. Bu nedenle bu esrar meclisleri bazen duman altı oluyor. O duman zihinlerde esrarlı hakikatleri ortaya çıkaracağına, insanlara sürur ve sevinç vereceğine zihinleri bulandırıyor. Kafaları dumanlı hale getiriyor. O esrar arayışları o gizemlilik onları bunaltıyor. Oysa Hak Teâlâ o sırlı meclislerin nasıl sürura dönüşeceğini buyuruyor,
“Biz onların kalplerindeki kinleri çıkarır atarız. Hepsi kardeşler olarak sırlar içinde sürur koltukları üzerinde otururlar.” (Hicr:47) “Karşılıklı sürur üzerindedirler.” (Saffat:44) iki ayette de geçen sürur hem sevinç hem taht anlamındadır. Demek ki sırlar sevinç vesilesi olmalı. Oturumlar karşılıklı güven içinde berrak ve şeffaf olmalı.
Sır, zıt manalı lafızlardandır. Hem bir şeyi açığa çıkarmak hem de gizlemek manasındadır. Zulmedenler aralarında sırlı bir şekilde fısıldaştılar” (Enbiya:3) “azabı görünce pişmanlıklarını sır ettiler” (Yunus:54) yani açıkladırlar. Görüldüğü üzere iki ayette “sır” iki zıt manada geçmektedir. Çünkü sır Hakka açıktır. Ne olursa olsun sır ifşa olur. İş ki sırrın sürur-sevinç olmasıdır. Pişmanlık ve hasret olmamasıdır.
İslam coğrafyasında özellikle bizim bölgemizde bu tür esrarlı meclisler her zaman olmuştur. Ama günümüzde bunlar her zamandan daha fazladır. Zira bu meclislerin dumanı tütüyor. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Bütün yapılarıyla Ümmetin, kendi dışındakilerin kurup yönettiği bu meclislerin Müslümanların hayrına yapıldığını düşünmemesi gerekir. Onlar esrar meclislerinin dumanını dışarıya salarak herkesin zihnini bulanıklaştırıyor duygularını bunaltıyor.
Onların meclisleri bölgemize süruru hâkim kılmak amacıyla değildir. Karşılıklı koltuklar üzerinde sürur içinde oturumlar yapmak amacını da taşımıyor. Bu nedenle dikkat etmek gerekir.
Evet, dışarının esrarlı ve de esrarengiz meclisleri dumanlıdır. Kötülük üzere ısrarcıdır. Ama bizim kendi içimizde yaptığımız yapacağımız esrar meclisleri dumanlı olmamalıdır. Sürur ve huzuru esas almalıdır. O zaman dışarıdan gelenlerin esrar meclisleri çıkardığı duman içinde boğulup gider.
Esrarlı meclisler gizemlidir. Nurlu ve samimi olanları güzeldir lezzetlidir. Sürur verir. Lakin diğerleri pek tehlikelidir. Unutmamak gerekir ki sır zıt bir mana taşır. Bir şeyi saklayalım derken pişmanlığın dışa vurumu şeklinde ortaya çıkabilir. Sahi sadece yerin esas alındığı, yerden çıkan otların yakıldığı bu tür esrar meclislerinde o duman altında kim zihninin berraklaştığını duygularının güzelleştiğini iddia edebilir. O halde o esrar meclislerinin duman altı olmaması için nurani bir kandille aydınlatılması gerekir. O da onlarda yoktur. Çünkü O nur ilahi kaynaktır. Kur'an'dır. Allah'ın adının anılmasını istediği evlerdedir. (Nur:36)