Kapitalizmin resmen bizleri esir aldığı, üzerimize abandığı, algılarımızı değiştirdiği, sanal ortamlara mahkûm ettiği bu kötü ortamı iyiye doğru dönüştürmek her geçen gün zorlaşıyor. Eskiden şöyle veya böyle okuyan bir nesil vardı. Okumayı seven, kitaba ilgi duyan bir nesil… Olumlu düşünceleri kitap yoluyla gençlere, çocuklara aktarabiliyordunuz. Ama okuyan bir nesil yok artık. Sosyal medyaya tutsak olmuş, internetin karanlık ağları içinde kaybolmuş zavallı bir gençlik var. Hayal ile gerçeği birbirine karıştıran bir gençlik…
Evlerimize kapandığımız bu uzun aylar zarfında okumaya, kitaba ilginin artacağını düşünmüştük, lakin böyle olmadı. Uzaktan eğitimin de etkisiyle çocuklarımızın internete bağımlılığı daha da kötü bir boyut kazandı. Çocuklarımız her tür zararlı düşünce karşısında korumasız. Denetleme imkânımız da gittikçe güçleşiyor.
Sosyal medya, internet ve diğer iletişim araçlarını denetleme güç ve imkânını elinde bulunduran Kapitalist odaklar Yüce Allah’ı hiçbir şeye karıştırmamayı, haşa Allah yokmuş gibi davranmayı bir politika haline getirdikleri için gençliğimiz, çocuklarımız Allah’ın olmadığı bir kültürün, bir zihin yapısının kurbanları oluyorlar. Deizm, Allah’ı hiçbir şeye karıştırmama, Allah’ı dışarda tutma kültürü hayatımızın her alanında kendini hissettiriyor.
Allah’ın sözünün geçerli olmadığı bir kültürel ortamda yetişen bir nesilden erdem adına, ahlak adına, iyilik adına ne beklenebilir? Allah’ın dışlandığı bir toplumda günahtan, haramdan, helalden bahsetmenin ne anlamı olabilir?
Önce gençliğin, toplumun zihin yapısının, inanç ve akide yapısının Kapitalist kültürün etkisinden kurtulması lazım… Devletten bu konuda yardım beklemek beyhude bir çabadır. Çünkü devletin bizzat kendisi Kapitalist kültürün hamisi ve destekçisi konumundadır. Politikaları da bu doğrultuda olur elbette ki?
Madem genç nesiller, çocuklarımız, insanlarımız kitap okumuyor, başka bir yerden de yardım gelmiyor. O zaman biz babalar, anneler, aile büyükleri kendi başımızın çaresine bakmak zorundayız. Evlerimize kapandığımız bu Pandemi günlerini de fırsat bilerek bir zamanlar çok önemsediğimiz ev sohbetlerimize, aile sohbetlerimize geri dönelim.
Çocuklarımızın imanını kurtarmak için ev sohbetlerine geri dönmenin vakti geldi. Sıkıcı olmadan, sevdirerek, hoşgörü ve anlayışın hâkim olduğu bir sevgi ortamında aile fertlerini etrafımıza toplayarak onlarla kâinatın sahibi arasında köprü olalım.
Çocuklarımızı seviyorsak gerçekten, onlara ateşin dokunmasını istemiyorsak onları Allah ile barıştıralım. Dünyaları için çırpındığımız kadar Ahiretleri için de çırpınalım.
Haydi, anneler, babalar, ağabeyler, ablalar, bacılar, kardeşler, aile büyükleri… Evlerimizi birer mektebe dönüştürelim. Siyer ile tefsir ile fıkıh ile akait ile imani ve ahlaki değerler ile evlerimizi cennetten bir köşeye çevirelim.
Yavrularımızı vahşi Kapitalizmin iğrenç dişlileri arasından kurtarıp dünya ve ahiret saadetlerini sağlamak için haydi ev sohbetlerine…
Ev sohbetleriyle yuvalarımızı Peygamberin ahlakının, Allah’ın sözünün hâkim olduğu, şeytan ve dostlarına kapıların kapandığı birer sevgi, muhabbet ve iman kalesine dönüştürelim.