Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam da O'nun pak Rasûlüne olsun.
Bütün peygamberlerin, âlim ve velî zatların huylarına baktığımızda, hepsinin ortak huyları arasında nezaketi görürüz. Nezaket ve hilim, Allah tarafından Peygamberlerinin bazısını övdüğü huylardandır. Hâl böyleyken bir mü'min nasıl nezaketli olmaz?
Nazik kelimesi genelde kadınları anlatan bir sıfat gibi anlaşılır ancak Efendimiz(asv)'ın hane-i saadetlerine baktığımızda, o hanenin en nezaketli kişisisin O olduğunu görürüz.
Günümüz Müslüman erkeklerinin çoğu, nezaketsizlik bir marifetmiş gibi davranıyorlar. Bazıları da ‘el iyisi'dir. Nezaket hem ‘el'e, hem de ‘ev'e gereken bir davranıştır. Ancak sanki hanımına nazik davranması ayıp yahut günahmış gibi bir havaya giren erkekler var maalesef.
Çocuklarına şefkat göstermemeyi kahramanlık ve dindarlık sayan bir nesil türedi. Çocuğu namaza alıştırmak için hiç çaba sarf etmeyen babalar olduğu gibi, çocuğu döve döve sabah namazına kaldırmakla ona namazı sevdireceğini düşünenler de yok değil.
Yedi yaşındaki çocuğuna namazı anlatıp sevdirmeyen bir babanın, o çocuk on yedi yaşına geldiğinde bağıra çağıra, vura kıra namaza kaldırmaya ve ailenin huzurunu bozmaya hakkı yoktur.
Aile, değerini en iyi bilmemiz gereken bir değerdir. Günümüzde evlenmek için en az elli-altmış bin TL gerektiğini düşünürsek, özellikle de orta yaşlı kesimin Allah'a daha çok şükretmesi ve ailesinin değerini daha iyi bilmesi gerektiğini görürüz. Çocuklarımız da bizim paha biçilemez pırlantalarımızdır. Çocuklarının değerini anlamak isteyen kişi, çocuk sahibi olmak için doktor doktor gezen insanlara baksın.
Çocuğu namaza kaldırmaya giden hiddetli baba, odanın kapısında birkaç saniye öfkesini tutsa, odaya sakin bir şekilde girmeyi başarsa belki de bütün sorun çözülecektir.
Kalktınız ve odaya gittiniz. Yatakta mışıl mışıl uyuyan, bir zamanlar gece uyusun diye kucağınızda gezdirdiğiniz, mis kokusunu içinize çektiğiniz evladınız. Baksanıza nasıl masumca uyuyor, birazdan sizin öfkenize maruz kalacağından habersiz. Bağırıp çağırmadan önce ‘evladım, yavrucuğum' diyemez misiniz? Çocuğunuz Lokman (as)'ın oğlu kadar güzel bir insan değil belki; ama Nuh (as)'ın oğlundan daha mı kötü ki, bir ‘yavrucuğum' kelimesini çok görüyorsunuz?
Nuh(as)'ın oğlu kafirdi ve babasına düşmandı. Bir gün olsun Nuh(as)'ın, oğluna ‘Senin içine şeytan kaçmış.' dediği görülmüş mü? Ya da diğer peygamberlerin… Bugün Müslüman babaların en basit lafı bu olmamalıydı. Baba demek, merhamet demekti, kol kanat germek demekti. Baba, çocuğunu şeytanın eline kaptırmayan, şeytana kapılan çocuğunu güzellikle çekip alan adam demekti. Babalar, çocuklarını şefkat ve merhamette kötü arkadaşların ve kötü insanların eline bırakmamalılar. Yoksa onların hitap ettikleri gibi ‘içine şeytan kaçmış' bir nesil türeyecek Allah muhafaza.
Çocuğuna ‘yavrucuğum' demek, peygamberlerin geleneğidir. Çocukları öpmek, Rasûlullah (asv)'ın en güzel sünnetlerindendir. Hepimize kolay gelsin.