Bismihi Teâlâ
Geçen yazımızda düğün üzerine yazmıştık. Peki, evlilik yaşına gelmiş, akli rüşte erişmiş damat-gelin adayı; hayatlarında önemli bir düğüm olan düğünlerinde sorumlulukları yok mudur? Her şeyi kendi ebeveynlerine havale etmeleri karşısında sorumlulukları kalkar mı? Bu hususta yükümlülüklerini azami biçimde nasıl yerine getirebilirler?
Kanaatimce isimleri, profilleri altın harflerle yazılabilecek düğün örnekleri vardır. 90'lı, 2000'li yıllarda düğünlerini İslami hassasiyetlere göre yapmak isteyen pek çok genci bilirim. Hatta bu konuda tavizsiz tavırları takdire şayan olduğunu söyleyebilirim. Ayetin ifadesiyle ‘'…Hiçbir kınayıcının kınamasından çekinmezler.'' Varsın cahiller laf atsın onların tutumları ‘'Selam'' deyip geçmektir. Dolayısıyla, cahiliye ile cahili ebeveynlerin tutumlarıyla mücadeleleri hakikaten büyük bir beceri örneğidir.
Peki, bu imanlı gençler ne istiyordu? Gayeleri neydi? Başta, bu gençler her amelinde rablerinin hoşnutluğunu, rızasını gözetirlerdi. Bu konuda en yakın akrabaları dahi olsa(baba, anne, amca, dayı vs.) bu gayelerinden, gayretlerinden döndürmezdi. Yoksa bu gençler eğlenceden, oyundan anlamayan kimseler miydi? Kesinlikle hayır! İsyanı, şehveti çağrıştırmayan müzikler eşliğinde oyunun en alasını, en eğlencesini bayan kısmı olsun, erkek kısmı doyasıya yaşardı... Zira bu tür düğünlerin en önemli özelliği ‘'Haremlik-Selamlık''olmasıydı. Haliyle, cergbez türü düğünlere eşlik etme uğruna enerjilerini heba edenler bu ortamda yer bulamaz; işleri de düşmezdi.
Tabi ki, haremlik-selamlık ortamını bulana dek, akla karayı seçerlerdi. Pek çok engellerle karşılaşmaları kaçınılmaz bir haldi. Zira düğünleri bulandırmak için şeytan, in, cin cirit atar ya! Bu mantalite aslında her zaman vardır. Cahiliye düğünleri cahili bir adet suretini alınca bunla mukabele etmek; yürek, iman, aşk ister! Dolayısıyla sağlam bir kararlılık karşısında bir şey dik duramaz. Nihayetinde bu imanlı gençler düğünlerini İslami usul ve esaslara göre icra etmekten imtina etmez(di)ler.
Cahili adetlerle karışık(cergebez) düğün ortamını sırf akraba, eş, dostu güya memnun etme gibi bir lüksümüz olabilir mi? Bu halle sadece şeytanı memnun edebilirsin... öte yandan Hakk'ı uzak tutmuş olursun da, bu işin hayrı, bereketi kalmaz. Evlilik yolunda düğün önemli bir düğüm noktasıdır. Bu süreçte haramla, günahla bezenmiş bir düğün profili ne kadar talihsizce bir şey olur.
Hayatta doğal olarak yaşanılan her işte doğrudan/dolaylı yönden birey için sorumluluklar vardır. Kişi gücü nispetinde, ahval ve şartları dâhilinde yapması gerekenler vardır. Sonuna kadar da mücadelesini sürdürebilmelidir. Bu konuda büyüklerinde İslam aykırı bir durum hâsıl olursa etkili ve yetkili bir şekilde cehd etmelidir. Direkt olarak bireyi ilgilendiren bu durum karşısında dik durmalıdır.
Günümüzde de bu şuurla hareket eden damat-gelin adayları da yok değil. Bu numuneler başkaları için de güç, moral kaynağı olabilir. Hayra vesile olmak da hayr değil midir?
Kalın sağlıcakla...