Ey karıncalar, yuvalarınıza girin!

Mehmet GÖKTAŞ

Unutmayın, her şeyden önce siz bir karıncasınız, karıncalardan bir karınca!

Size bir şey denildi duydunuz değil mi? “Ey karıncalar, yuvalarınıza girin, Süleyman ve orduları bilmeden sizi ezip geçmesin”.

Hem yuvalarınıza girmekten başka yapabileceğiniz bir şey var mı, söyleyin!

Evet, sizler karıncalarsınız, şöyle başınızı kaldırın ve yaşadığınız dünyaya bir bakıverin, göklere bir bakıverin, üzerinde yürüdüğünüz vâdinize bir bakıverin.

Sonra dönüp kendinize bir bakıverin, cüssenize bakıverin, gücünüze kuvvetinize bir bakıverin, kapladığınız yere bakıverin...

Ne kadar da küçüksünüz öyle değil mi? Evet, siz busunuz, bu kadarcıksınız, bundan ibaretsiniz vesselam!

Ve şunu da sakın unutmayın ey karıncalar! Sizin hayat sürdüğünüz o vâdi var ya, işte orası Süleyman’ın ordularının güzergâhıdır, arada böyle bir geçiverir.

İşte öyle bir zamanda ey karıncalar, yapacağınız bir tek şey vardır; yuvalarınıza girmek.

Yok eğer bildiğiniz başka bir şey varsa buyurun onu yapıverin!

Ama üzülmeyin ey karıncalar, “Ben bu kadarcıkmışım, ben acizlerin aciziymişim, bir hiçmişim diye de üzülmeyin!

Eğer bunu anlamışsanız, bir hiç olduğunuzu bilmişseniz ve bunu kabullenmişseniz ve bir de itiraf etmişseniz hiç üzülmeyin. İşte siz o zaman yücelmişsiniz, erdemlerin erdemine erişmişsiniz, o andan itibaren sultan olmuşsunuz demektir.

Hem şunu da biliniz ki, siz nasıl ki bir karıncadan ibaretseniz, aslında Süleyman ve orduları da Sultanların Sultan’ının diyarında birer karıncadan ibarettir.

Nasıl ki siz Süleyman’ın ordularının karşısında “ey karıncalar, yuvalarınıza girin” fermanına boyun eğmeliyseniz, Süleyman ve orduları da Yüceler Yücesi’nin fermanı karşısında yuvalarına girmekten başka yapabileceği bir şey yoktur.

Yani bugün Süleyman ve ordularına da göklerden bir sesleniş var, hem de özellikle bütün Süleymanlara ve ordularına, yeryüzünün doğularını ve batılarını kaplayan ordularına bir sesleniş var;

“Yuvalarınıza girin, boynunuzu bükün, başlarınızı öne eğin, haddinizi bilin ve itiraf edin siz bir hiçsiniz, hem de koskoca bir hiç!

Sözümüz odur ki ey karıncalar, sizin vâdiniz Süleyman’ın ordularının güzergâhındaysa, Süleyman ve ordularının vâdisi de O Sultan’ın ordularının hem de gözle görülmeyen ordularının güzergâhındadır.

"Demek ki karıncalara düşen de, kendilerini Süleyman ve orduları zannedenlere düşen de aynı şeydir, hadlerini bilmektir"

Nitekim Davud’un oğlu Süleyman haddini bilmişti, bakalım günümüz Süleymanları ve orduları da hadlerini bilecekler mi?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.