Günde beş defa olduğu gibi… İşte yine huzurdayız ama huzurun neresindeyiz acaba? Gerçekten huzurda mıyız? Ya da huzur bizde mi? Kendini ait hissetmediğin bir yerde olabilir misin ey nefsim? Cismen bir yerde bulunsan fakat aklın başka yerde olsa, hangisinde olduğun söylenebilir? Aklının olduğu yerde mi yoksa cisminin olduğu yerde misindir? Yoksa ikisinde mi ya da hiçbirinde mi?
Gelin bugün ruhuma kulak verin ey azalarım! Ruhum nereye istiyorsa oraya gidin, neyi istiyorsa onu yapın. Şüphesiz ki ruhun istedikleri, hepimizin selameti içindir.
Gelin ey ayaklarım, bedenimi huzura getirin! Sizi yaratanın huzurunda tam bir teslimiyetle durun. Namazı öyle alelacele kılıp kaçmak yok. Ayakların üzerinde biraz bekleyin, içten içe estağfirullah'lar çekin.
Ey gözlerim, sen bakma hiçbir yere, kapat şimdi kendini! Kapat ve ruhumun sesini, istiğfar çığlıklarını duyabilsin bütün zerrelerim. Zira senin takıldığın nakışlar, azalarımın duyma yetisini azaltıyor. Derin estağfirullah denizinin dalgaları vururken kalbime, ey dilim haydi senden bir başlangıç tekbiri dinleyelim. “Allahu Ekber!”
Ey dilim! Çok zengin ama meşgul bir işadamının ‘Ne istiyorsun?' sorusuna cevap verir gibi hızlıca hareket ettirme kendini! Âlemlerin Rabbi, sen O'nun huzurundan ayrılıncaya kadar seni dinleyeceğini taahhüt ediyor. O'nun zamanı sınırlı değil. O(c.c) bütün zamanların sahibidir ve hatta zamansızlıkların da sahibi O'dur.
Ey belim! Allah'ın huzurunda eğilirken neden hemen kalkmak istiyorsun? Yoksa huzurunda eğilecek Allah'tan daha yüce birini mi biliyorsun? ‘Hâşâ!' değil mi? Hâşâ elbette. Bil ki senin kaderinde eğilmek vardır ve Hakk'ın huzurunda eğilmekten imtina ettiğin her saniye bir başkasına eğileceksin.
Ey yüzüm! Alnımı da al gel! En büyük makam sizi bekliyor. Hem seni Allah kendi nurundan yaratmadı mı? Şu halde O'nun nurunun küçük bir numunesi olarak kal biraz secdede. Kendisinden koparıldığın ama kendisini eksiltemediğin o nurla daha fazla hemhal ol onu görmesen de?
Ey Rabbim! İşte yüzüm! Nurundan yarattın ve ben de onu sana getirdim. Senden nur alsın diye, Sana eğilsin, Seni iyice tanısın, Senden başkasına yönelmesin diye. İşte yüzüm ey Rabbim! Abdest alırken suyu bile hızla çarpmadığım yüzümü getirdim huzuruna. Çünkü ona, yalnız senin huzurunda (bir) yerlere vurulmak ve aşkına vurulmak yakışıyor. Gözlerimi kapamadım secdede ey Rabbim, Senin huzurundaki huzuru müşahede etsin de huzur görünen muzırlara aldanmasın diye.
Rabbim! İşte bu da alnımdır; aklığı nezahetimin, karalığı sefahetimin sembolü olan. Onu da getirdim huzuruna. Alnımın akı için şükür, kara yanları için de tövbe edeyim diye.
Hepsinden önemlisi olan kalbim Senin kudret elinde ey Rabbim, çağır onu da secdeye. Çağır ki, namazda veya namaz dışında durmaksızın Sana huşu ile secde etsin diye…