Eygi: "Cep telefonları bela-ı azamdır"

İstanbul Zeytinburnu Belediyesinin düzenlediği "İstanbul Lisanı ve Edebi" söyleşisine katılan araştırmacı Yazar M. Şevket Eygi, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

İSTANBUL- İstanbul Zeytinburnu Belediyesinin düzenlediği “İstanbul Lisanı ve Edebi” söyleşisine katılan araştırmacı Yazar M. Şevket Eygi, İstanbul’daki yaşam ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

 

Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, söyleşide, 60 yıl önce İstanbul’da yaşayan kibar insanları ve onların nezaketinden, şehrin sokaklarına yayılan edebi anlattı.
25 Şubat Salı günü Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşen ve kalabalık bir dinleyici kitlesine hitap eden söyleşi, Eygi’nin 1950’li yıllarda öğrencilik vesilesiyle geldiği İstanbul’da yaşayan kibar insanların sahip olduğu dil estetiğini anlatmasıyla başladı.

 

“Kibar İstanbullular bugünkü gibi konuşmazdı.”
Eugi konuşmasında, “İstanbullu ‘Evim şurada’ demez, ‘Fakirhanem şurada.’ der. Karşısındakine de ‘Evin nerede?’ diye sormaz, ‘Zat-ı âlinizin devlet hâneleri hangi semttedir?’ diye sorardı. Eski İstanbul’da kibar insanlar, bugünkü gibi ‘Anan, baban nasıl?’ gibi bir soru sormazlardı. ‘Muhtereme valideniz, muhterem pederiniz nasıllar?’ denirdi. Arabacı, bakkal, manav ‘Anan, baban’ şeklinde konuşurlardı, fakat onları ayıplamak da ayrı bir ayıp sayılırdı.” ifadelerini kullandı.

 

İstanbulluların nezaketinin ve edebinin sokakta da kendini hissettirdiğini anlatan Eygi, dinleyicilerine eski İstanbulluların sokakta yemek yemediklerini, toplu taşıma araçlarında birbirine yer verdiğini vurgulayarak, “Bugün otobüste birbiriyle çok samimi olan bir çift genç görsek ve uyarsak saldırıya uğruyoruz. Bir insan çağdaş, dindar, laik olabilir ama toplum ahlakı diye bir şey vardır. Görgü sahibi insanlar bu edebi taşır.” dedi.

 

“Cep telefonları bela-ı azamdır.”
Günümüzdeki misafirlik ve sohbet kültürünün de yozlaştığını anlatan Eygi,  başından geçen bir hadiseden  sonra, artık misafir ağırlamaktan çekindiğini, şu sözlerle dinleyicileriyle paylaştı: “Evime 25 yaşlarında bir misafir geldi. Sohbet ederken 7 kez cep telefonu çaldı, her seferinde cebinden çıkararak konuştu. Ben 80 yaşında insanım, buna rağmen haya etmedi. O gün, benim için misafir ağırlama devri kapandı. Telefonlar yüzünden doğru düzgün sohbet edilemiyor, sözler yarım kalıyor, insan hangi konuyu konuştuğunu unutuyor. Cep telefonları bela-ı azamdır ve artık dilencilerde bile bulunmaktadır.”

 

Eygi’den bir gence kültür dersi jesti
İstanbul kültürünün günümüzde yok olduğunu hatıralarının ışığında dinleyicilerine anlatan Eygi, söyleşi sonunda, salonda bulunan gençlere seslenerek, üniversite tahsili gören bir gence kültür dersi verebileceğini belirtince yaklaşık 15 öğrenci heyecanla kendisine talepte bulundu.

 

Kültür dersi almak isteyen gençlerin isimlerini, öğrenim gördükleri okulları ve telefonlarını bir kağıda yazmalarını isteyen Eygi, seçimi yazılarının düzgünlüğüne ve okudukları bölüme göre yapacağını ve seçtiği kişiyi arayacağını söyleyerek söyleşisine son verdi. (İLKHA)

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.