Ezan Platformu: Arapça ezan yasağıyla İslam sosyal hayattan tecrit edilmek istendi

Tek parti döneminde İslam'ın kutsallarına yönelik yapılan saldırılardan sadece biri olan "Arapça ezan yasağının" kaldırılmasının yıldönümünde Ezan Platformu tarafından eski Başbakan Adnan Menderes'in kabri başında basın açıklaması yapıldı.

Ezan Platformu tarafından düzenlenen basın açıklamasında, 18 yıl süren ve 1932 yılında tek partili dönemde başlayan "Türkçe Ezan" zulmünün kaldırılmasının 71'inci yıl dönümünde eski Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşları rahmetle yad edildi.

Basın açıklamasını okuyan ve ezanı yasaklayan zihniyeti lanetleyen Ezan Platformu Kurucusu Adem Çevik, ezanın insanlığın kurtuluşu olduğunu dile getirerek Bakara Suresinin 114'üncü ve 45'inci ayetlerini okudu.

"Ezan, Kur'an yasaklayarak millete ve Allaha savaş açanları lanetliyoruz"

Çevik, "İnsanlığın 'Kurtuluş Çağrısı Ezan' bundan 1399 yıl evvel 15 Haziran 622 yılında Bilal-i Habeşi tarafından okundu. Ezan bundan 89 yıl önce 3 Şubat 1932'de bir Kadir Gecesi'nde Ayasofya Camiinde Türkçe olarak okundu. 18 Temmuz 1932'de ise Arapça okunması yasaklandı. 18 yıl uygulanan bu yasak 16 Haziran 1950'de Ârif Nihat Asya'nın öncülüğünde Menderes ve arkadaşları tarafından kaldırıldı. israil işgali altındaki Filistin'de ve Çin işgalindeki Türkistan'da da ezan yasak ve Hilâfet merkezindeki Ayasofya'da ise 87 yıldır namaz yasaktı. Ezan, Kur'an yasaklayarak millete ve Allah'a savaş açanları lanetliyoruz bu yasakları kaldıranları, Ayasofya'yı açanları rahmet ve minnetle anıyoruz." diye konuştu.

"Tek parti döneminde laiklik dayatmasıyla İslam sosyal hayattan tecrit edilmek istendi"

"Allah'ın mescitlerinde O'nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olması için çalışandan daha zalim kim olabilir? Aslında bunların oralara ancak korka korka girmeleri gerekir. Böyleleri için dünyada rezillik var, ahirette de onlar için büyük azap vardır." (Bakara Suresi-114)

"Şüphesiz ki namaz/ezân Allah'a saygısı olmayanlara münafıklara ağır gelir." (Bakara Suresi-45) ayetlerini okuyan Çevik, sözlerine şöyle devam etti:

CHP'nin tek parti diktatörlüğü döneminin, laiklik dayatmasıyla İslam'ı sosyal hayattan tecrit etme politikalarının yeni bir göstergesi olan ve 18 yıl boyunca uygulanan Arapça ezan yasağının CHP diktatörlüğü tarafından uygulanışının 89'uzuncu yılında ezan yasakçılarını lanetliyoruz. Millet iradesini canları pahasına savunan şehitlerimize ve dirilerimize Allah'tan mağfiret, rahmet ve şefaat diliyoruz.

"CHP diktatörlüğünün millet nezdinde hiçbir karşılığı yok"

Ezan yasağının tarihçesinden bahseden Adem Çevik, 15-16 Haziran'ı içerisinde barındıran haftayı "Ezan Bayramı Haftası" ve Hazreti Peygamber Efendimiz'in vefatı olan 8 Haziran'ı ise "Kurtuluş Kuran'da Haftası Asrı" olarak ilan ettiklerini ifade etti.

Çevik, "Mustafa Kemal'in Cumhurbaşkanlığı döneminde genelge, İsmet İnönü döneminde ise kanunla yasal zemin kazandırılan yasak, millet nezdinde hiçbir karşılık görmemiş ve ardında sadece acı ve zulüm bırakmıştı. CHP diktatörlüğünün millet nezdinde hiçbir karşılığı olmamasına rağmen 18 Temmuz 1932-16 Haziran 1950 arası 18 yıl boyunca dayatılan Türkçe ezan, ilk olarak 30 Ocak 1932'de Fatih Camii'nde ve 3 Şubat 1932'de bir Kadir Gecesi'nde de Ayasofya Camii'nde Türkçe olarak okunmuştu. Arapça ezan yasağı, Demokrat Parti'nin iktidara gelmesi ile Arif Nihat Asya ve 12 arkadaşının tekliflerinin kanunlaşmasıyla 16 Haziran 1950'de kaldırıldı. Aslında yasak kaldırılmadı, Arapça okumak da serbest oldu. Dünyanın her yerinde okunması hasebiyle her gün ve her an ezan saati ve günüdür ancak farkındalık için; Türkiye Aile Meclisi ve Ezan Platformu olarak 15-16 Haziran'ın olduğu haftayı 'Ezan Bayramı Haftası', Yaşayan Kur'an Resûl/Nebinin Sallallahu Aleyhi Vesellem'in vefatı 8 Haziran'ı (13 Rebiulevvel) da insanlığın kurtuluşu Kuran'da olduğu için 'Kurtuluş Kur'an'da Haftası Asrı' ilân ediyoruz." ifadelerini kullandı.

"Sadece camilerde değil evlerde de ezanı Arapça okumak yasaklandı"

Ezanın yasaklanmasına dair paylaşımlarda bulunan Çevik, ezanın aslından koparılmaya çalışılması, Türkçe okutulması; toplumda ve Anadolu'da asla bir karşılık bulmadığını ve ezanın aslına dönmesini hasretle beklediklerini aktardı.

Çevik, konuşmasına şöyle devam etti:

"1932 senesi, CHP'nin resmi Genel Başkanı Mustafa Kemal tarafından 'dinde reform yılı' olarak ilan edilmişti. 1931 yılının aralık ayında Dolmabahçe Sarayı'nda 9 hâfız, ezanı Türkçeleştirme çalışmalarına başladı. İlk Türkçe ezan, ikindi vakti 30 Ocak 1932'de Hafız Rifat Bey Fatih Camii'nde okudu. Toplum nezdinde hiçbir karşılığı olmayan bu uygulamaya Anadolu'nun birçok şehrinde tepki gösterilerek ezan aslî haliyle okunmaya devam edilmişti. Müslümanlara yönelik zulüm çarklarının günden güne hızlanarak döndüğü CHP diktatörlüğü döneminde, tarihler 4 Şubat 1933'ü gösterirken müftülüklere gönderilen genelgede; ezanın mutlaka Türkçe okunması gerektiği, okumayanların kat'i ve şedid bir şekilde cezalandırılacakları bildirildi. Söz konusu bu genelge, 8 yıl boyunca Türkçe ezanın dayanağı oldu. Mustafa Kemal'in ölümü sonrasında Cumhurbaşkanlığını ele geçiren diktatör İsmet İnönü ise 1941 yılında çıkardığı kanunla Türkçe ezan dayatmasına yasal zemin kazandırdı." dedi.

"Türkçe ezan dayatmasının bir garabeti de kendisini Hatay'da göstermişti"

Ezanı aslına uygun okuyanlara cezaların verildiğini dile getiren Adem Çevik, Hatay'daki Müslümanlara Fransızların yapamadığı zulmü, Türkçe Ezan zulmü ile Türkiye'nin başardığını belirtti.

Çevik, "CHP diktatörlüğü tarafından dayatılan Türkçe ezanın uygulama alanı yalnızca camilerle sınırlı değildi. Evlerinde namaz kılanların dahi Arapça ezan ve kamet okuması yasaklanmıştı. Bu sebeple binlerce Müslüman, devlet tarafından 3 ay hapis ve 200 lira para cezası, hatta 4 kat gibi çeşitli cezalara çarptırılmıştı. Türkçe ezan dayatmasının bir garabeti de kendisini Hatay'da göstermişti. 1938'de Hatay'a giren Türkiye ordusunun ilk icraatlarından birisi İslâm diliyle okunan ezanları Türkçe'ye çevirmek oldu. Hatay Cumhuriyetine mensup Müslümanlar, Fransız işgal ordusunun bile yasaklayamadığı ezanı Türkiye'nin yasaklamasını hiç anlayamadı." ifadelerini kullandı.

"15 Temmuz'da en büyük başarı ezan ve sala'nındır"

Arapça Ezan Yasağının kaldırılmasını anlatan Çevik, "30 Ocak 1932'de başlayan Türkçe ezan dayatması, 1950 yılının haziran ayında Adnan Menderes önderliğindeki Demokrat Parti'nin tek başına iktidara gelmesi ile son buldu. Demokrat Partili Arif Nihat Asya ve 12 arkadaşının hazırladığı kanun ile dayatılan Türkçe ezan yasağını değil, uygulamadaki Arapça ezan yasağını kaldırdı. İlk ezanı ikindi vakti Beyoğlu Ağa Camiinde Geredeli Tahsin Hoca okudu. Böylece isteyen istediği dilde ezanı okuyabilecekti ancak 71 yıldır Türkiye'deki Müslümanların tek tercihi, tüm İslam coğrafyasında olduğu gibi Ezan-ı Muhammedî'nin asli dili olan Arapça oldu. 15 Temmuz işgalinin başarısız olmasının en büyük sebebi ezan ve sala'dır." dedi.

"Türkçe Ezan zulmünden dolayı anavatanlarını terk etmek zorunda kaldılar"

Türkçe Ezan zulmü ile ilgili paylaşımlarda bulunan Ezan Platformu Yönetim Kurulu Üyesi ve İnanç Hürriyeti Derneği Başkanı Vasfi Kösebey, tarihte Türkiye'de yaşayan Müslümanların, Arapça ezan yasağının kalkmasına sevindiği kadar hiçbir şeye bu kadar sevinmediğine işaret etti.

Kösebey, "Bütün vilayetlerde ezanlar okunurken insanlar ağlıyor, kurbanlar kesiliyor ve dualar ediliyordu. Tarihte görülmemiş bir sevinç yaşandı. Maalesef 18 yıl zulümle; mahkemeler, cezalar, tahkimler ile bir sürü insan süründürülmüştür. Antakya 1939 yılında Türkiye'ye katıldığında oradaki insanlar Türkçe ezan zulmünden dolayı anavatanlarını terk etmek zorunda kaldılar. Bu bir zulümdür ve bu zulmü Menderes kaldırmıştır. Ve bu bedeli ise hayatı ile ödemiştir." diye konuştu.

Adnan Menderes'in kabri başsında gerçekleştirilen basın açıklaması okunan Fatiha'lar eşliğinde son buldu.










İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İstanbul Haberleri

Kolay para kazanma hırsı bireyi çıkmaza sürükler
HÜDA PAR Milletvekili Dinç'ten siyonizm ile topyekûn mücadele etme çağrısı
Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanan doktor serbest bırakıldı
HÜDA PAR'dan Dr. Mehmet Arslan'a cezaevinde ziyaret
MAZLUMDER: Duyarlı insanlar üzerinde kurulan baskılar kabul edilemez