Geçtiğimiz günlerde İzmir'in bazı ilçelerinde, İslam’ın en önemli şiarlarından ezana yönelik yapılan saldırıya her kesimden tepkiler aratarak gelmeye devam ediyor.
Merkezi ses sistemi frekansına yapılan siber saldırıyla minarelerden "Çav Bella" şarkısının çalınması, ardından da Selda Bağcan şarkılarının dinletilmesine tepki gösteren Gaziantep’teki STK temsilcileri ve vatandaşlar, İslam’ın şiarların hedef alan kişilerin en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi.
“İslam'ın kutsallarıyla oynayan İslam düşmanlarını nefretle kınıyoruz”
Yapılan hakaretin cezasız kalmaması gerektiğini ifade eden Taş, “Kâbe Allah'ın evidir, camiler Kâbe’nin şubeleridir. Camiler Allah'ın evidir. Camiler, içerisinde ibadetlerin, zikirlerin ve tesbihatların yapıldığı Allah'ın evleridir. Camiler Müslümanların kutsalıdır. İslam'ın kutsallarıyla oynayan İslam düşmanlarını nefretle kınıyor ve onları Allah'a havale ediyoruz. İçinde bulunduğumuz bu kutsal mübarek Ramazan ayında böyle bir çirkin fiiliyatın işlenmesi bizleri derinden etkilemiştir, üzmüştür. Bu anlamda yetkilere seslenmek istiyoruz; bu çirkin fiili yapanların tespit edilip, gerekli hukuki işlemlerin yapılmasını temenni ediyoruz. İnsanların dini inançları, temel hak ve hürriyetleridir. Hiçbir insan ve güç, insanların temel hak ve hürriyetleri ile oynayamaz, alaya ve basiti alamaz. Bununla ilgili şaka dahi yapılamaz. Sadece İslam'ın değil, hiçbir dinin kutsallarıyla oynanılmaması gerektiğini bize Allah ve Resulullah öğretmiştir. Bu minvalde bu çirkin fiiliyatı işleyenlere verilecek cezanın sıradan bir ceza olmaması gerektiğini, insanların hak, hukuk ile oynanılmaması gerektiği bilincine varabilecek en üst düzeyde cezaların verilmesi gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
“Merkezi ezan uygulamasından vazgeçilmelidir”
Merkezi ezan sisteminin 28 Şubat sürecinde alınan bir karar gereği uygulanan bir yöntem olduğunu hatırlatan Taş, “Aslında her cami imamının kendi güzel bir makamı vardır. Her imam kendi camisinde ezanını okursa, her mahalle kendi imamının ezanını dinlerse bunun bir güzellik olacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla merkezi sistemden çıkıp her imamın kendi camisinde İslam'ın şiarı olan ezanları okuması gerektiğini düşünüyoruz. Camiler ve ezan İslam'ın en büyük şiarlarındandır. Bunu bir tek sese indirgemek doğru değildir.” ifadelerini kullandı.
İslam ve din düşmanlarının, her zaman ve her fırsatta kendilerini gösterdiğine dikkat çeken Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Gök ise, “İzmir’de de bunu bu vesile ile görmüş olduk. Camilerin merkezi sistemine girilerek İslam dışı bir müzik verilerek, toplumun rahatsız edilişi, bu toplumun damarına basılmasıdır. Allah onları ıslah etsin. Bu aziz mübarek günde bu durumdan İslam toplumunun rahatsız olduğunu ifade etmek istiyorum. Müslümanlar olarak tabi ki bu durumdan rahatsız olduk. Bunu yapanları kınıyorum. Allah ıslah etsin diyorum. Birileri Müslüman mahallesinde salyangoz satmak istiyorlar. Bu net bir şekilde görülüyor. Bizim tüm değerlerimizle oynanılıyor.” dedi.
“28 Şubat'ta uygulamaya konulan merkezi ezan sistemi bu duruma uygun”
Vatandaşlardan Ömer Çelik de, 28 Şubat ürünü olan merkezi ezan sisteminin bu tür provokasyonlara yol açtığını belirterek, şunları söyledi:
“Son zamanlarda ülkemizde zaten camilerin masumiyeti devam ederken, üç aydan beri camilerimize gidemezken, bu tür hadiselerin de gelişmesi bizleri ve tüm Müslümanları üzmektedir. Dolayısıyla bu tür uygulamalarla İslam'a ve Müslümanlara karşı olanlar, bunuda bir fırsat bilerek camilerin hoparlöründen İslam'a uygun olmayan şarkılar çalmaya başladı. 28 Şubat'ta uygulamaya konulan merkezi ezan sisteminin bu duruma uygun olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla 28 Şubat'taki uygulamaların halen günümüzde devam ettiğini, bunların acilen kalkması gerektiğini düşünüyorum. Bir Müslüman olarak biz bu tür durumlardan üzüntü duyuyoruz. Müslüman ülkede yaşıyoruz ve yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede camilerde şarkı çalınıyor. Biz, Avrupa'da camilere yapılan baskınları ve hakaretleri kınarken ama ülkemizdeki saldırılara sahip çıkamıyoruz. Camilerimize sahip çıkmak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor.”
Camilere yönelik yapılan saldırıların ilk olmadığına dikkat çeken Hacı Salih Barlak ise, “Camilerimize her zaman saldırılıyor. Camilerimizi bunların dedeleri de bir zamanlar ahırlara çevirdiler. Camilerimize hayvanlarını koyup ahır şekline getirdiler. Ama çok şükür başarılı olamadılar. Müslümanlar olarak biz kendi değerlerimize sahip çıkarsak hiç kimse bizim değerlerimize dil uzatamaz. Ama biz değerlerimize sahip çıkmazsak, camilerimiz bu şekilde yalnız kalırsa böylesi insanlarda şarkıda, türküde okurlar. Devletinbu duruma bir el atması lazım. Bu şekilde cami ile alay eden kişilerin en ağır bir şekilde cezalandırılması lazım. Türkiye yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkedir. İslami değerlere dil uzatıldığı zaman devletin de buna müdahale etmemesi lazım. Merkezi sistemde bu duruma yol açmaktadır.” diye konuştu.
“Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz”
Camiye yönelik yapılan bu çirkin saldırıyı kınayan Fadıl Arslan da, “Biz bu durumlara alışkınız. Yıllardan beri camilere yönelik saldırılar yapılmaktadır. Müslümanlar olarak camilere yönelik yapılan saldırıları asla kabul etmiyoruz. Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz. Bunları takdir etmiyoruz. Tabi ki bunlar mevcut yönetimden cesaret alıyorlar. Büyük suçu ülkeyi yönetenlerde buluyoruz. Çünkü cezalar caydırıcı olsa, bu insanlar camiye yönelik böyle çirkin bir harekette bulunamazlardı. Bunlar yıllardan beri İslam’a, Müslümanlara ve camilere saldırıyorlar.” şeklinde konuştu.
“Bu saldırı kesinlikle kabul edilemez”
Camilere yönelik çirkin tavrın cezalandırılması gerektiğini vurgulayan Kamil Güneş de, “Bu saldırı kesinlikle kabul edilemez. Çünkü camilerimiz mukaddesatımızdır. Allah-u Teâla’nın müminler için var ettiği ibadetgâhlardır. Onun içindir ki her Müslüman, her vicdan sahibi insan elinden geldiği kadar bu tür saldırılara karşı sesini yükseltmeli ve gücü nispetinde bunlara karşı mücadele vermelidir. Çünkü bu tür şahsiyetler, cumhuriyetten günümüze kadar hep olmuştur ve bundan sonra da kıyamete kadar var olacaklardır. Bundan dolayı Müslümanlar cumhuriyet döneminden günümüze kadar hep muzdarip olmuşlardır. Camilere karşı yapılan tahribatlar, camileri ahıra çevirmeler, camilerdeki ezan seslerinin de değişikliğe gidilmesi Müslümanların onur ve izzetlerini zedelemiştir. Müslümanlar olarak izzetimizi korumak, mukaddesatımıza sahip olmak için elimizden geldiğince bu tür şeylere fırsat vermemiz gerekir. Bunu Müslüman olarak insani bir görev olarak kabul ettiğimiz gibi aynı zamanda bu memleketi yönetenler, idare edenler, memleketin başına geçenler ve ‘Müslüman’ım diyenlerin de öncelikli görevleridir. Bundan dolayı bu tür kişiler tespit edilmeli, ortaya çıkarılmalı örnek teşkil edecek şekilde en ağır cezalar verilmelidir ki bunlara fırsat verilmesin.” dedi.