Toplumsal Dayanışma Hizmet ve Şura Derneği (Şura- Der) Başkan Yardımcısı M. Emin Olgun ve yönetim kurulu üyeleri, '28 Şubat ve FETÖ Mağdur Aileleri İnisiyatifine destek için, FETÖ'nün hakim, savcı ve polislerinin kumpasları sonucu cezaevine konulan Kasım Erkan’ın ailesi ziyaret etti.
Ziyaretten duydukları memnuniyeti ifade eden Kasım Erkan’ın annesi Perişan Erkan, evladına yapılan hukuksuzlukları anlatarak oğluna ceza veren Mahkeme Heyeti Başkanı Dündar Örsdemir'in ve Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in FETÖ üyesi olmaktan tutuklandığına dikkat çekti.
Erkan, af istemediklerini haksız yere yıllardır zindanda olan oğlunun yeniden yargılanmasını ve suçsuzluğunun bir an önce ortaya çıkartılmasını istedi.
Anne Perişan Erkan, “Suçları Allah yolunda hizmet etmekti. İlkokula gittiği günden beri kötü yollara sapmasın hırsız, esrarcı, yan kesici olmasın diye oğlumuzu camiye gönderdik. Ama bugün kötü yolda olanlar; hırsız, esrarcı, yankesiciler dışardalar camilere gidenler ise cezaevindeler.” dedi.
Oğlunun 23 yıldır cezaevinde olduğunu söyleyen anne Perişan, oğlunu yıllarca şehir şehir sürgün ederek kendilerinin de cezalandırıldığını belirterek, “Saatlerce yolculuk yaparak görüşlere gidiyoruz. Bu ihtiyar halimle gidip gelirken tansiyonum fırlıyor, yollarda öleceğim diyorum. Bu yaşadıklarımız bizlere de onlara da işkencedir. Onlar içerde eziyet çektiler bizler dışarda eziyet çektik.” ifadelerini kullandı.
Şura-Der olarak 28 Şubat ve FETÖ mağduru ailelere destek amacıyla ziyaret gerçekleştirdiklerini söyleyen Şura-Der başkan Yardımcısı M. Emin Olgun, "20-25 yıldır İslami kesime adeta darbe yapan FETÖ fesat şebekesi, bugün Amerika ve Amerika'nın gizli istihbaratıyla ortaklaşa çalıştığı gün yüzüne çıkmıştır. 1990 yılından bu yana 'Rabbimiz Allah’tır' dedikleri için ve İslam’ı kendi hayatlarında yaşamaya çalıştıkları için birçok Müslüman camilerden toplatılarak, çeşitli komplo ve kumpaslarla işkencelerden geçirilerek, cezaevlerine atılmışlardır.” dedi.
"Verilen cezalar talimatla verilen cezalardır"
"Polisler ibadet aşkıyla bu insanlara, işkenceler etmiş, aynı şekilde o hâkim ve savcılarla ibadet aşkıyla onları cezaevlerine tıkamışlar" diyen Olgun daha sonra şunları kaydetti: " Annemizi görüyorsunuz, 23 yıldır oğlu cezaevinde. Sadece bunlar cezalandırılmamış, aileleri de cezalandırılmış. 25 yıldır bu insanların mağduriyetlerini yaşayan insanlar olarak, camia olarak biz bunların kumpaslarıyla karşı karşıya kaldık. Bunların oyunlarıyla kaşı karşıya kaldık. Şimdiye kadar hükümet belki bunları bilmiyordu, biz bunları biliyorduk. Bugün hükümet aynı mağduriyeti yaşıyor. Dolayısıyla biz diyoruz ki bu verilen cezalar talimatla verilen cezalardır, örgüt adına işlenmiş, örgüt adına verilen karalardır. Pensilvanya’dan talimatlar alınarak, bu insanlar işkencelerden geçirilmiş, cezaevlerine atılmışlardır."
"FETÖ'nün zulmü 17-25 Aralık ve 15 Temmuz'da zirve yaptı"
Hükümete çağrıda bulunan Olgun, “Gelin bu mağduriyetleri giderin, mazlumların ahını almayın, zalimin bu zulmünü ortadan kaldırın. Aksi takdirde Allah’ın ateşi size de dokunur. Bugün FETÖ’ nün zulmü 17-25 Aralık ve 15 Temmuz'da zirve yaptı. Bütün İslami kesimleri hedef almaya başladılar, hatta ülkeyi hedef aldılar, ülkeyi bir iç savaşa sürüklemeye çalıştılar. Ama Allah u Teâlâ onların zulmünü başlarına geçirdi.” diye konuştu.
"Geciken adalet, adalet değildir"
25 yıldır çeşitli kumpaslar sonucu cezaevine konulan Yusufî mahkumların adil bir şekilde yargılanması gerektiğini belirten Olgun, "Geciken adalet, adalet değildir. Hükümet bir komisyon kurup bu insanları bir iki ay içerisinde yeniden yargılayabilir."dedi. (Hüseyin Genel, Cemal Uyan- İLKHA)