Basın mensuplarıyla bir araya gelen 28 Şubat ve FETÖ Mağduru Aileleri, İslami kimliklerinden dolayı kendilerine yaşatılan mağduriyetleri, gayr-i hukuki süreçleri ve hak ihlallerini anlattılar.
Babasının 2001 yılında işe gittiği sırada, kaçırılıp bir apartmanın bodrum katında tutulduğunu belirten Rümeysa Fidancı, babası Mehmet Fidancı’ya FETÖ bağlantılı polisler tarafından işkence yapıldığını söyledi.
Babasının 20 gün boyunca gayri resmi bir şekilde gözaltına tutulduğuna dikkat çeken Fidancı, “Her türlü psikolojik ve fiziki baskılara maruz kaldı. Babama yapılan işkenceler basına yansıtılmadı. Babam daha sonra Diyarbakır Emniyet Müdürlüğüne götürülerek, kendisine dayatılan suçlamaları kabul etmesi istendi. Aksi takdirde anneme de işkence yapmakla tehdit edildi. Babam toplam 130 gün gözaltında kaldı.” dedi.
“Dünyanın tüm cinayetlerini üstlenmemi isteseydiler, üstlenirdim”
Babasına yapılan işkencelerin doktor raporlarıyla onaylandığını dile getiren Fidancı, “Buna rağmen müebbet almaktan kurtulamadı. Kendi deyimiyle ‘Dünyanın tüm cinayetlerini üstlenmemi isteseydiler, üstlenirdim’ Kendisine işkence yapan 6 polis hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Buna rağmen savcılık takipsizlik kararı verdi. Babama yapılan haksızlık ve zulümler, görülmedi.” şeklinde konuştu.
“Kur’an-ı Kerim’i okumak ve okutmak suçmuş”
Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından babasına savunma hakkı verilmediğini ifade eden Fidancı, “Buna rağmen müebbet ceza verdiler. Dosyasının gittiği Yargıtay 9’uncu Ceza Mahkemesi tarafından aynı hukuksuzluk ile karşılaştık. Duruşma tarihi kendisine iletilmeden yargılandı. Zaten suçsuz olduğu halde ceza aldı ve suçsuzluğu da ispat edilebilir. Onlar kumpaslarla onu mahkûm etti. Babamın dosyası çelişkilerle dolu olup eksik ve somut olmayan delillerle cezalandırıldı.” ifadelerini kullandı.
Şahin Yapıcı’nın ablası:
“Kardeşime 23 yıl ceza kesenler FETÖ’den tutuklu”
FETÖ mağduru Şahin Yapıcı’nın ablası Asuman Yapıcı da FETÖ tarafından tertiplenen kumpas ile başta kardeşi olmak üzere ailece mağdur olduklarını söyledi.
Kardeşinin 30 gün boyunca gözaltında kaldığını ifade eden Yapıcı, şöyle konuştu: “Gözaltı sürecinde dönemin cumhuriyet savcısı kendi kimliğini gizleyerek sorgularına girmiş ve onlardan ifade almaya çalışmış. Onlara dayatılan ifadelerde birçok yalan yanlış ifade yer almaktadır. Daha sonradan bunlar mahkemeye sevk edildiler. O zamanın mahkeme başkanları, hâkimleri, savcıları şu anda FETÖ’ den tutuklu bulunuyorlar. Gayeleri sadece İslam’ı yaşamak olan bu gençler hiçbir suçları olmadan cezaevine alındılar. Kardeşim 23 yıldır cezaevinde, artık bizler sesimizi tüm dünyaya duyurmak istiyoruz. Cumhurbaşkanına, Başbakana, diğer tüm siyasi parti başkanlarına sesleniyoruz. Lütfen artık bizimde mağduriyetlerimiz görülsün. Dosyalar yeniden incelensin. Bizler yeniden yargılanma istiyoruz. Yeniden yargılandıklarında suçsuz yere yattıkları görülecektir.”
“FETÖ’nün yalanlarının ve kumpaslarının kurbanı olduk”
Kardeşi Turgay Bilge 21 yıldır cezaevinde olan Vedat Bilge ise “Resulullah efendimizden bugüne kadar Müslümanlar hep sıkıntılar çektiler. Bugün ile dün arasındaki fark, dün Peygamberimize zulmedenler Müslüman değildiler ancak bugün biz Müslümanlara bu mağduriyetleri yaşatanlar Müslümanlardır. Ben kendim 28 Şubat mağduruyum. Bir örgüte 2 defa üye olmaktan yargılandım. Bir örgüte nasıl olur da iki defa üye olurum. FETÖ’nün yalanlarının ve kumpaslarının kurbanı olduk.” dedi.
“Adil bir yargılama istiyoruz”
Bilge, “Hiçbir gerekçe olmadığı halde, hiçbir şahit, hiçbir delil olmadığı halde 36 yıl ceza yedi kardeşim. Bu mağduriyetlerin giderilmesi için tüm Müslümanların, tüm insanların bu konuda duyarlı olması gerekiyor. Biz kimseden af talep etmiyoruz, sadece adil bir yargılama istiyoruz! Annesi yaşlı, yürüyemiyor. Cezaevindekiler gibi aileleri de mağdur edilmesin.” şeklinde konuştu.
“İyi bakıldığında Yusufların, gömleklerinin nereden yırtıldığı görülecektir”
28 Şubat ve FETÖ Mağdur Aileleri sözcüsü Hüseyin Sabaz, “Ağabeyim Mehmet Emin Sabaz tutuklandıktan sonra hücreye götürülmedi. İşkencelere maruz bırakıldı. Saatlerce gözleri bağlı kalorifer peteklerine kelepçelendi. Kış aylarında pencereleri de açtılar. 15 Temmuz’dan sonra FETÖ’nün kumpasları ortaya çıktı. Cezaevlerinde inançlarından, farklı düşündüklerinden dolayı birileri tarafından kumpasa düşürülen insanlar var. İyi bakıldığında Yusufların, gömleklerinin nereden yırtıldığı görülecektir.” ifadelerini kullandı
İLKHA