Osmanlı devletinin I.Dünya savaşıyla beraber dağılması Filistin halkı için sancılı bir sürecin ilk işaretleriydi. Çünkü 19.yüzyılın sonlarından itibaren başlayan Filistin’de bir Yahudi devleti kurulması faaliyetlerinin önündeki en büyük engel ortadan kalkmış oluyordu. Savaşın kazananlarından İngiltere Filistin coğrafyasına tam olarak hakim olduktan sonra bölgede bir mandaterlik kurarak bölgeyi yönetmeye başladı. İngiliz mandaterliği döneminde Filistin’e büyük bir Yahudi göçü başladı. 1920 yılından itibaren hızlanan Yahudi göçü bölgedeki nüfus dengesini temelinden sarsmaya başladı. Öyle ki 1920 yılında Filistin’deki Yahudi nüfusu 83 bin civarındayken 1922 yılında gelindiğinde 467 bine çıkmıştı. Filistin’de artık bir Yahudi sorunu ortaya çıkmaya başlamıştı. Bu sorun yalnızca toplumsal ya da siyasi bir sorun değildi. Aynı zamanda bölgede çatışmaları da beraberinde getiren bir güvenlik sorunuydu. Filistin direnişi de işte bu ortamda başladı.
1947 yılına gelindiğinde bölgeyi yöneten İngiltere Filistin toprakları üzerindeki çatışmaları sonlandırmak yani sorunu barışçıl bir yöntemle çözmek için Birleşmiş Milletlere talepte bulundu. Kurulan Filistin Özel Komisyonu Filistin’in Yahudiler ve Araplar arasında ikiye bölünmesini Kudüs’ün ise hiçbir yere bağlı olmayan özel bir statüye Corpus Separatum ( ayrı beden ) sahip olmasını kararlaştırdı. Filistin’in en verimli kısımlarını oluşturan yüzde 55 kısmını Yahudilere, verimsiz topraklardan ve çöllerden oluşan yüzde 45 kısmını ise Araplara bırakan bu planı Araplar kabul etmediler. Bu anlaşmazlık üzerine 14 Mayıs 1948 tarihinde Yahudiler İsrail’in bağımsızlığını ilan ettiler.
İsrail’in bağımsızlık ilanı ise bölgede büyük savaşların kapısını araladı. 1948 yılından 1967 yılındaki 6 gün savaşlarına kadar İsrail ile Arap ülkeleri arasında bir çok savaş yaşandı. Ancak bu savaşların tümünde galip gelen başta Amerika olmak üzere Batı ülkelerinin desteğini alan İsrail’di. Bu şartlarda 1960’lı yıllar, Filistinlilerin Arap ülkeleri ve uluslararası kuruluşlara karşı olan güvenlerinin iyice azaldığı yıllar oldu. Bunun bir sonucu olarak kendi sorunlarını ancak kendi güçleriyle çözebileceklerine inanmaya başladılar. Özellikle 1967 savaşı ve sonrasında Filistin direniş hareketlerini örgütlediler. Bu direniş örgütlerinden öne çıkanları ise El-Fetih,Filistin Kurtuluş Örgütü,Hamas,İslami Cihad, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi idi.
El-Fetih
1959 yılında Yaser Arafat’ın ( Ebu Ammar) önderliğinde kurulan örgüt Filistin örgütleri arasındaki en önemli grupların başında gelmektedir. Filistin sorununu Arap hükümetlerinden bağımsızlaştırmak gerektiği düşüncesindeydi. İsrail’in 1955’te başlattığı Gazze harekatından sonra başarıya ulaşmak için silahlı mücadelenin tek yol olduğu fikrinde birleşen El-Fetih özellikle 1960 yıllardan itibaren İsrail hedeflerine karşı silahlı mücadeleye girişti.1968 yılında İsrail askerleri Karameh’te bulunan kamplara yönelik bir operasyon yaptılar ve beklemedikleri büyük bir direnişle karşılaştılar. El-Fetih’in İsrail’e karşı bu direnişi büyük bir prestij elde etmesini sağladı ve bu prestij ile Filistin Kurtuluş Örgütü içinde de etkin olmaya başladı.1969’da El-Fetih lideri Yasef Arafat, Filistin Kurtuluş Örgütü yürütme kurulu başkanlığına getirildi. Arafat yönetimi 1973 yılından itibaren ise diplomasiye ağırlık vererek FKÖ’ye sürgün hükümeti niteliği kazandırdı. 1974 yılında örgüt Arap Birliği, İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Filistinlilerin tek meşru temsilcisi olarak tanındı. 1980'li yılların başlarına kadar FKÖ pek çok değişik grubu bünyesinde taşıyor olmasına rağmen Filistin davasının önde gelen örgütü olma özelliğini korudu. Örgütün merkezi 1967 savaşından sonra Ürdün'e, 1970'te Lübnan'a ve 1982 yılında İsrail'in Lübnan'ı işgaliyle Tunus'a taşındı.
15 Kasım 1988’de Cezayir'de toplanan Filistin Milli Konseyi sürgünde bağımsız bir Filistin devletini kurarken, Arafat, İsrail'in var olma hakkını tanıdığını, şiddet eylemlerinden ve İsrail'in topyekün ortadan kaldırılmasına yönelik siyasetten vazgeçildiğini resmen açıkladı.
Bu konuşmanın ardından Amerika Birleşik Devletleri ile bir diyalog başladı. Bu diyalogun bir sonucu olarak Filistin-İsrail görüşmeleri başladı ve 13 Eylül 1993 tarihinde Washington'da iki taraf bir barış anlaşmasını imzaladı.
İsrail, 1994 yılında yapılan Gazze-Eriha Anlaşması ve Eylül 1995'te yapılan II. Oslo Anlaşması'yla Gazze Şeridi'nin tamamına yakınının, Batı Şeria'nın ise bazı bölgelerinin yönetimini Filistin Otoritesi'ne bıraktı. 1996 yılının Ocak ayında yapılan seçimlerin sonucunda 88 üyeli Filistin Otoritesi Konseyi oluşturuldu. Ayrıca seçimlerin sonunda Arafat Filistin Otoritesi'nin başkanı olarak göreve başladı. Kurulan hükümette önemli görevler El-Fetih üyelerine verildi. Yaser Arafatın 2004 yılında ölümü üzerine yerine FKÖ genel sekreteri Mahmut Abbas seçildi.
Filistin Kurtuluş Örgütü
Temelleri 1964 yılında Kahire’de toplanan Arap ülkeleri zirvesinde atıldı. Arap hükümetlerinin öncülüğünde kurulan FKÖ Filistinlileri mücadelelerinde yetiştirmek amacıyla kuruldu. Teşkilatın finansmanı için Filistin Milli Fonu da oluşturuldu. Arap ülkelerinde FKÖ’nün ofisleri açıldı. Ayrıca Gazze ve Sina’da üslenecek bir Filistin Kurtuluş ordusu kuruldu. Filistin davasını temsilcisi olarak kurulan FKÖ çok sayıda Filistin direniş örgütünün bir çatısı niteliğindeydi.1974 yılından itibaren Filistin halkının tek meşru temsilcisi olarak tanındı.
Hamas
Filistin İslami Direniş Hareketi isimli örgüt (HAMAS) ilk defa 1978 yılında el-Mucamma el-İslâmî adlı bir hayır kuruluşu olarak Şeyh Ahmed Yasin tarafından Gazze'de kuruldu. Daha sonra silahlı harekete dönüşen Filistin İslami Direniş Hareketi , Mısır merkezli Müslüman Kardeşler Örgütü'nün (İhvan-ı Müslimin) Filistin kanadı olarak da bilinmektedir. FKÖ'nün Filistinlileri ve Müslümanları temsil etmekten uzak olduğunu, İsrail'e karşı mücadelede pasif kaldığı gibi gerçeklerle kurulmuştur. Filistin’in kurtuluşu için silahlı mücadele ve cihat yolunu benimsemiştir. Filistin’deki işgal şartlarında bir değişiklik olmamasına rağmen FKÖ’nün 1991 yılında İsrail ile barış görüşmelerine başlamasına büyük tepki gösterdi. FKÖ'nün kendileri ile birleşme çağrılarına da bu yüzden cevap vermedi. Hamas, 1992 yılında silahlı kanadı İzzettin Kassam’ı kurarak, İsrail’e karşı silahlı eylemlerini yoğunlaştırdı. 2004'te yılında Hamas lideri Şeyh Ahmed Yasin İsrail tarafından düzenlenen bir füze saldırısında hayatını kaybetti. Yerini alan Abdülaziz El Rantisi'nin de bir ay sonra aynı şekilde bir füze saldırısıyla hayatını kaybetmesi üzerine Halid Meşal Hamas’ın siyasi lideri oldu.
Hem siyasi hem de silahlı direnişi aynı anda yürüten Hamas 25 Ocak 2006 tarihinde Filistin’de yapılan seçimleri kazandı. 132 üyeli Filistin parlamentosunda Hamas 76, El Fetih ise 43 sandalye kazandı. Bu seçim snuçları FKÖ ile Haması karşı karşıya getirdi. Zaman zaman çatışmaların da yaşanmasına bu yeni şartlarda Hamas iktidara geldi. İçerideki bu sıkıntılarla karşılaşan Hamas özellikle israilin varlığını tanımaması ve gerçekleştirdiği eylemlerden ötürü uluslar arası arenada dışlandı.
İslami Cihad
İran İslam devriminin ardından 1980 yılında Fethi Şikaki ve Abdülaziz Avde tarafından kurulan örgüt 1982 yılında Fransız Elçiliğine yaptığı bombalı saldırıyı üstlenmesiyle ismini duyurmuştur. FKÖ ve Hamas’tan sonra Filistin’deki en güçlü örgüttür. Örgütün kurucusu Fethi Şikaki 1995 yılında İsrail gizli servisi Mossad’ın düzenlediği bir saldırı sonucunu hayatını kaybetmiştir.
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi
Marksist nitelikli bir örgüt lan FHKC örgütü 1964 yılında FKÖ’den ayrılarak kuruldu. Kudüslü bir Ortodoks aileden gelen George Habbaş tarafından kurulan FHKC İsrail’e karşı çeşitli saldırılar gerçekleştirdi. FHKC İsrail hedeflerine karşı gerçekleştirdiği etkili eylemlerle hem kendi adını duyurmuş, hem de Filistin ulusal mücadelesinin dünya solunda en çok tartışılan konulardan biri haline gelmesini sağlamıştır. İlerleyen yıllarda Lübnan İç savaşına katılan FHKC, El Fetih lideri Yaser Arafat'ı İsrail'e karşı uzlaşmacı bir politika izlemekle eleştirmiştir.
Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi
FHKC’den ayrılan Ortodoks Hristiyan asıllı sol görüşlü Nayef Havatme tarafından 1969 yılında kuruldu. Siyasi olarak FHKC’ne yakın bir çizgide bulunan örgüt İsrail hedeflerine yönelik çok sayıda saldırı düzenledi. 1973 yılında İsrail radikal solu ile, El-Fetih ve Filistinli komünistlerle bir dizi görüşmelerde bulundu. Bu görüşmelerin soncunda FDHKC iki devletli bir çözümü kabul etti. 1977 yılından itibaren El-Fetihten uzaklaşmaya başlayan örgüt Arafat ve karşıtlarına eşit mesafede bir politika izledi. FDHKC iki devletli bir çözümü kabul etmesine karşın Madrid konferansına katılmadı. 1999 yılında FDHKC , Kudüs’ün statüsü, mültecilerin geri dönüşü ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulması konularında taviz verilmemesi gerektiği yönünde Arafat’la Kahire’de uzlaşmaya vardı. Bu uzlaşma sırasında FDHKC’nin nihai statü görüşmelerinin FKÖ liderliğinde yapılması ve İsrail ile nihai bir anlaşmaya varmadan önce Filistin halkı arasında referandum yapılması şeklindeki talepleri kabul edildi. (Dünya Bülteni)
Kaynaklar :
Fahir Armaoğlu, Filistin Meselesi ve Arap -İsrail Savaşları
Filistin, Ortadoğu’da bitmeyen Varoluş mücadelesi
Dr. Serhat Serkmen,Filistin’de iktidar mücadelesi,Hamas-Fetih ilişkileri
TÜRKTİME