ABD'nin Kudüs'te büyükelçilik açmasına ve siyonist terör çetesinin Filistinlilere yönelik katliamlarına tepkiler artarak devam ediyor.
Gaziantep Üniversitesi’nde (GAÜN), Rektör Profesör Doktor Ali Gür, öğretim görevlileri ve öğrenciler yaptıkları yürüyüşle ve kitlesel basın açıklamasıyla emperyalist ABD ve işgalci siyonistleri protesto etti.
GAÜN Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı önünde toplanan üniversite öğrencileri, ellerinde Filistin bayrakları ve dövizlerle işgalci siyonistler ve ABD aleyhine sloganlar attı. Üniversite yetkililerinin de destek verdiği yürüyüşte emperyalist ABD ve işgalci siyonistlere lanet yağdı.
Yürüyüş esnasında öğrenciler, "Kahrolsun Amerika, Kahrolsun israil", “Cenk, Cihad, Şehadet”, “Gazze Antep Omuz Omuza” ve “Kanımız Aksa da Kurtulacak El- Aksa” sloganları attı.
Yürüyüşün ardından bir açıklama yapan Gaziantep Üniversitesi, Rektör Profesör Doktor Ali Gür, şu an Gazze’de yaşananların bir insanlık dramı olduğunu söyledi.
Filistin’in sadece Arapların meselesi olmadığını, tüm mazlumların ve mağdurların meselesi olduğunun altını çizen Gür, dünyanın bir çığlık olup yükseldiğini ve vicdanı olanların da bu çığlığa ses verdiğini, ancak büyük bir çoğunluğun ise sessizliğe bürünmüş, üç maymunu oynadığını belirtti.
Mescid-i Aksa’ya saldırının, Filistinlilerin şehit edilişinin ve katliamların kabul edilemeyeceğini belirten Gür, şunları söyledi:
"Mescid-i Aksa’ya saldırılar, şehitler ve katliamlar asla kabul edilir değildir"
“Bir taraftan demokrasi dersi veren batı kendi çıkarları dışında herhangi bir şeyi önemsemezken, özelikle üç semavi dinin önemli ibadet merkezi olan ve üç din mensuplarının tarih boyunca huzur ve barış içerisinde yaşadığı Mescid-i Aksa’ya saldırılar, şehitler ve katliamlar asla kabul edilir gibi değildir. BM kararında 128 ülkenin reddettiği bir kararı bir devlet kendi gücüne dayanaraktan zulümkârane bir şekilde uygulamaya kalkıyorsa demokrasi bitmiştir, vicdan yok olmuştur. Burada apaçık bir mücadele başlamıştır.”
Gür, “Bu zulme karşı ayağa kalmış olan insanlık bu zulmü bastıracaktır ve söndürecektir. Unutmayalım ki, şu anda Amerika’nın desteğiyle israil, bütün dünyanın sinir uçlarıyla oynuyor. Bu sinir uçlarını harekete geçirerek kendilerine bir şey yapılmayacağını zannediyorlar. Ama bilesiniz ki bu dünya coğrafyasındaki Müslümanlar, zulme razı olmayan Hıristiyan âlemi, gerçekten zulmü gören Musevilerin hakkaniyetli olanları bu zulme karşı çıkıyor.” ifadelerini kullandı.
“Bize düşen bu zulme karşı koymak, Filistinlilerin yanında olmak” diyen Gür, “Bugün Filistin’e sahip çıkmazsak yarın Türkiye başta olmak üzere birçok yeri işgal etmeye kalkacaklarını hepinizin bilmesini istiyorum. Senatomuz olarak hemen Birleşmiş Milletler kararına rağmen zalimce ve katliam yaparak Amerika’nın desteğiyle Filistin’deki kardeşlerimiz şehit edenler ve 3 binin üzerinde kişiyi yaralayanlara karşı kınama metnimizi hemen yayınladık. Bizler güçlü bir şekilde tepkimizi koyarsak onların kaçacak yerleri yok. İstisnalar kaideyi bozmaz. Ama 18 milyon 200 bin Musevi, 7 buçuk milyar insanlığı rehin alamaz. Önce insanız sonra Müslüman’ız ve zulme karşı asla sessiz kalamayız. Bu çığlıklarınızın ise Kudüs özgür oluncaya ve Filistin’de bağımsız bir devlet olup Müslümanların kanayan yarası kapanıncaya kadar ben susmamasını diliyorum.” dedi.
Üniversite öğrencileri adına konuşan Kazakistanlı Nargiza Gorşidova, bugün İslam dünyasına, insanlık onurunu ve vicdanını yitirmemiş olan tüm insanlara büyük görevler düştüğüne dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Yaşanan bu insanlık dışı duruma karşı daha ileri adımların atılması gerektiği artık aşikardır. ABD’nin, siyonist israilin ve işbirlikçilerinin attığı bu adımlara sessiz ve tepkisiz kalmak ise yeni zulümlere kapı aralamak ve Filistinlilerin yok edilmesine seyirci kalmak anlamına gelecektir. İnsan onurunu taşımak hele hele Müslüman olmak duyarlı olmayı gerektirir. Müslüman insan, zulüm ve haksızlık karşısında sessiz kalmayan insan demektir. Öyleyse ABD’nin, israilin ve işbirlikçi yönetimlerin bölgedeki icraatlarına dur demek hepimizin görevidir. Filistin halkı yalnız değildir.” (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)