Mescid-i Aksanın sinesinden
Yetimlerin ağlayan gözlerinden
Anaların dağlanan yüreğinden dinleyin
Ağıt yakan Filistin’den
Bir gün hep işgal altındaki bir gün
Göğün kızıla boyandığı bir gün
Küfrün zulme hazırlandığı bir gün
Bu ağıt yakıldı çıktı gönülden
O çatlamış çıplak ayaklarıyla
Çocuklar şehadet oyunlarıyla
Oynarken intikam sapanlarıyla
Saklandılar panzer mermilerinden
Simsiyah çarşafı iffet setresi
Gözyaşlarıyla yıkanmış peçesi
Bir anneydi yavrusuna hu sesi
Öğütler duyulur yanık sesinden
Hüseyin yavrum unut oyunları
Bak Kudüs’e Yahudi domuzları
İşgal etmiş İsrail kuduzları
Umut bu, fetih beklerdik sizlerden
Ah! Bilseydin babanın sevdasını
Hep şehadet aşkıyla yanmasını
Üzer mi insan şehit babasını
Şehadet anısını dinle annenden
Yavrum, baban bir sabah erken
Dedi; “şehid oldum ben rüyadayken”
Bana şehadetini müjdelerken
Gözleri yaşardı sevincinden
O sabah sen kucağımdayken
Oğlum, deyip şefkatle sana bakarken
Fırladı kapımız tekmelenirken
Kaptı silahını çekti belinden
İşte, o sabah minik mücahidim
Kapı kırıldı ben de hamileydim
Vurdular babanı bayılıverdim
O yara sızlar çıkmaz yüreğimden
Namusumuz da, kurtuluşumuz da
Allah yolunda yapılan cihadta
Akan kanda saklı derdi baban da
Uyan! Diril! Baba nasihatinden
İnzar Dergisi