“Mısır” dendiğinde durdukları yere göre insanların aklına farklı isimler ve olaylar gelir.
Peygamberler tarihinde önemli bir yeri vardır Mısır’ın.
Firavunları ve Hz. Yusuf’u düşünmeden edemeyiz Mısır’ı düşündüğümüzde...
Bir iffet timsalidir Hz Yusuf. Ahlaksızlıkta sınır tanımayan Mısır sosyetesinin insanı öğüten ortamında direnmiş ve “zindanı davet edildiği çirkefe tercih etmiştir.”
Rabbin lütuflarına mazhar olmuş, eğilmeden, bükülmeden, izzetle yoluna devam etmiştir. Muvahhid bir davetçinin her ortamda yoluna devam edebileceğinin ve zindanları medreseye çevirebileceğinin en güzel örneğidir Hz Yusuf.
Kur’an’ın en güzel kıssasıdır.
İbretlerle doludur kıssa.
Mısır tarihinde önemli bir yer tutan Hz. Musa’yı hatırlarız. İsrailoğullarından bir gencin firavun sarayında büyümesi ve bir halkı özgürleştirmesinin destanıdır Hz Musa’nın yaşamı.
Mustaz’afların müstekbirlere galip gelmesinin destanıdır.
Ve geçen yüzyıllar…
Selahaddin gibi yiğitlerle tanıştı Mısır.
Selahaddin ismiyle beraber, cihadın ve fedakârlığın izlerini takip edebiliriz Mısır tarihinin sayfaları arasında.
Ve yüzyıllar sonra yine firavunlar…
Çağlar ötesinden gelmiş gibi işkenceci, zalim ve katil…
Nil ve piramitler, batılı turistlerin ilgisini çeker; biz Hasan el Benna ve Seyyid Kutub’u yad ederiz.
Lanet okuruz modern çağın firavunlarına, Nasır’a, Sedat’a, Mübarek’e…
Bir öğretmenin muhteşem çabasına, bir sosyologun Kur’an’ın gölgesinde kendinden geçmesine tanıklık ederiz.
Firavunların tehditlerine karşılık Allah’a dayanan aziz insanları ve ölüme meydan okuyuşlarını görürüz.
Halid İslambuli’yi hatırlarız.
Şimdi Mısır yine gündemde.
Halk sokaklara çıktığında ölüm korkusuyla bir köşeye çekildi firavun.
Firavun ölüyor; ama gölgesi devam ediyor Mısır’ın üzerinde.
Şeytani cephe elindeki iktidarı bırakmaya yanaşmıyor.
Firavun can çekişirken, üniforma giymiş olan Haman’lar, uluslararası emperyalizme selama duruyor.
“Biz varken saraylar Musa’ları kucaklamayacak” diyorlar.
Tüm debdebe ve ihtişamlarıyla çıkıyorlar halkın karşısına. Adına anayasa dedikleri, adına kanun dedikleri sihirbazlarını sürmek istiyorlar meydana.
Siyonistler sırtlarını sıvazlıyor, belamlar destek mesajları yayınlıyor.
Ama büyüler bozulacak Allah’ın izniyle.
Firavunların destekçileri tepetaklak olacaklar.
Şimdi herkes Kızıldeniz kıyısındadır.
Mazlumlar zorlukları aşmak için yola çıktı. Zalimler onların peşinde.
Korku kaçınca mazlumlar aştılar Kızıldeniz’i.
Zalimlerin yükü ağırdır ama.
Cinayetler, yıkımlar, tahribatlar, ihanetler vardır sırtlarında.
Mazlumların feryatları vardır.
Aşmak zordur Kızıldeniz’i, Firavunun dostları için.
Niyetleri kötüdür bu kalpleri kara olan yaratıkların.
Yeni firavunlar hazırlamak istiyorlar.
Yeni katiller, toplumda fesadı yaygınlaştıracak zalimler idareyi ele alsın istiyorlar.
Siyonistler rahat etsin, Amerika’nın, Fransa’nın, İngiltere’nin kan emici sermayesi biraz daha palazlansın istiyorlar.
Gazze’ye kuşatma devam etsin, direnenlerin burnu sürtülsün istiyorlar.
Kendileri için birkaç kemik yetecek!
Ha siyonistten gelmiş, ha Amerika’dan, fark etmez.
Onlar için önemli olan kemiktir.
Kudurganlar gibi saldıracaklar “insan”ların üzerine.
Ama aşmak zordur Kızıldeniz’i.
Tutmak zordur korku sınırını aşmış bir halkı. Firavun destekçileri zelil olacaklar Allah’ın izniyle.
Aşamayacaklar Kızıldeniz’i ve Musa’lar Firavun mülküne hâkim olacak!
Rabbimizden muvahhid Müslümanlara nusret vermesini diliyoruz.
Doğruhaber Gazetesi