Fitne Zamanı ve Kur'an Eğitimi

Eğer güç yetirirlerse sizi dininizden geri çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler; sizden kim dininden geri döner ve kâfir olarak ölürse, artık onların bütün işledikleri (amelleri) dünyada da ahirette de boşa çıkmıştır ve onlar ateşin halkıdır. O

“… Eğer güç yetirirlerse sizi dininizden geri çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler; sizden kim dininden geri döner ve kâfir olarak ölürse, artık onların bütün işledikleri (amelleri) dünyada da ahirette de boşa çıkmıştır ve onlar ateşin halkıdır. Onda süresiz kalacaklardır.”[1]

“Ve sizlerden yalnızca zulmedenlere isabet etmekle kalmayan bir fitneden korkup sakının. Bilin ki gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.”[2]

Günümüz dünyasında yaşananları hangi kelime ve kavramlarla tanımlayacağımızı net olarak belirlemeliyiz. Bir taraftan Kur'anî bir kaynaktan beslenirken diğer taraftan İslam dışı ölçü ve argümanları kullanmak, ciddi bir kafa karışıklığının işaretidir. Bu konu gerek iç ve dış siyasi gelişmeleri değerlendirmede gerekse aile ve toplum yaşantımızla ilgili problemleri ortaya koymada belirgin bir şekilde ortaya çıkıyor. Bu yazıda karşılaştırmalı bir değerlendirmeden çok kendi sorunlarımıza değinmeye çalışacağız.

Müslüman ailede fertlerin görev ve sorumlulukları net olarak ortaya konmuştur. Eşlerin birbirlerine karşı tutum ve ödevleri, annebaba hakları, çocuk eğitimi gibi konularda çok sayıda eser hazırlanmış, sınırlar ve açılımlar belirtilmiştir. Bazen zihni kirlilik içerisinde bulunan birileri, yerine getirilmeyen ödevlere bakarak “bozukluklar” tespit etme garabetine düşmüş ve neticede hayali sorunlara hayali çözüm önerileri ortaya koymuşlardır.

Son zamanlarda çocukların Kur'an eğitimi alması konusu çerçevesinde çeşitli spekülasyonlar ortaya atılmakta birileri iyi niyet abası altında din düşmanlarının ekmeğine yağ sürmektedir. Her konuda olduğu gibi bu konuda da önce sorunu doğru olarak tespit etmeliyiz. Biz Müslüman'ız. Yani Allah ve Resulünün buyruklarına teslim olanlar… “Hulk”u en iyi bilen “Halık”tır. O şöyle buyuruyor; “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan bir ateşten koruyun.”[3] Bu korunma nasıl olacak? Ateşe götüren sebepleri bilip ona göre önlem almakla. Yani bilgiyle. Bilginin kaynağı ise Kur'an-ı Kerimdir. “İşte bu Kitap, (Kur'an) onda hiçbir şüphe yoktur. Muttakiler için bir hidayet kaynağıdır,”[4] bu hidayet kaynağı, hasta gönüllere şifa, Furkan ve rahmet olan Kur'an, 1400 yıldır bir güneş gibi dünyayı aydınlatmaktadır. Resulullah'ın ve âlimlerin rehberliğinde bu hidayet kaynağına ulaşmalı, kendimizi ve ailemizi ateşten korumanın yollarını öğrenmeliyiz. Eğitim çok küçük yaşlarda başlar. Çocuk, İnsanı, çevreyi algılamaya başladıktan sonra gördüğü ve duyduğu her şeyi alır. Bu yaşlarda seçicilik söz konusu değildir. Güzel sözler duyan güzel davranışlar gören çocuk, kötü hasletlerden uzak, kendisi ve çevresiyle barışık biri olarak yetişir. Küçük yaşlarda Kur'an'la tanışan, ideal olarak Hz. Resulullah (sav)'ın yüce şahsiyetini benimseyen çocuk, ileriki yaşlarda haram helal, iyi-kötü konusunda daha duyarlı olur. Aksi durumu anlatmaya gerek yok sanırım. İşte “Hal-i pür melalimiz.”

İnsanlara sormamız halinde, hiç kimse çocuklarını ateşe atmayı istemediğini söyleyecektir. Günahların adım adım ateşe yaklaştırdığını da biliyoruz. Ortada büyük bir fitne var. Birileri İslam'a ve İslami değerlere büyük bir savaş başlatmış durumda. Gerçi bunu açık açık dile getirmiyorlar; ama sonuçlar ortada. Kur'an öğrenimine getirilen kısıtlamalar, örtü yasağı ve kapalı kapılar ardında çevrilen dolaplar… Ülkenin başbakanı tezgâhı şöyle deşifre ediyor.

“Bir çocuğun Kur'anı öğrenmesi ona nasıl bir olumsuzluk getirir ki? Kur'an öğrenimi belli bir yaştan sonra zorlaşır. Burada bir yaş alt sınırı getirilmesinin sebebi, öğrenme kolay olsun diye değil; tersine “bunun önünü nasıl keseriz” düşüncesidir.” (18 Haziran Y. Şafak)

Eğitim ve öğretim bir süreç işidir. Sabırsebatla, kararlılıkla ancak bir yerlere varılır. Ebeveynler bu işin önemini kavramalı ve üzerinde titizlikle durmalıdırlar. Dünyevi kazançların geçici olduğunu, baki olana yatırım  yapmanın gerektiğini bilmelidirler. Hayırlı evladın, yapacağı hayırlarla ölümlerinden sonra da ebeveyninin amel defterine  müspet yönde  katkıda bulunacağını belirtiyor Allahresulu. Öyleyse kişiliğin oluşması aşamasında Kur'an eğitimi için çaba harcanmalıdır. Kur'an kurslarıyla, camiyle imkânlar zorlanmalıdır. Kendimizi ve ehlimizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten korumak için Kur'an zırhına bürünmeli, Allah resulünün rehberliğinde-tuzak ve hilelere aldanmadanyolumuza devam etmeliyiz.

İslam düşmanları yaptıkları her şeyi bir plan ve program dâhilinde yapıyorlar. Görsel yayınlar, moda akımları, planlı gündem oluşturmalar, hep bir gayeye matuftur. Belli bir yaşa kadar İslam dışı bir enformasyon bombardımanı altında bulan çocuk ve gençleri, Kur'an'ın nurlu iklimine ulaştırabilmek daha zor ve zahmetli olacaktır. Yaş sınırını “çocuğun seçme özgürlüğünü kullanacak yaşa gelmesi ve özgür iradesiyle seçmesi” gibi süslü sözcüklerle izah etmeye kalkışmak özrün kabahatten daha büyük olduğunun bir göstergesidir.

Her şeye rağmen şunu da aşikar olarak idrak ediyoruz ki, tüm baskılara, saldırılara, İslam'dan uzaklaştırma  faaliyetlerine rağmen   Kur'an Kurslarına olan ilgi her geçen gün artış gösteriyor. Çocukların camilere akın akın  gittiklerini görüyor ve mutluluklara gark oluyoruz. Bunun tek sebebi bu yüce dinin koruyucusunun Allah   olduğudur. Dolayısıyla da İslam'ın anlaşılması için öğrenilmesi elzem olan Kur'an'ın öğrenimine de kimse      engel olamayacaktır. Çocukların camiye anne-babalarının eliyle veriliyor olması şu gerçeği ortaya koyuyor ki, halkımız çocuklarının Kur'an öğrenimi görmesini ve İslami ahlak ile ahlaklanmasını arzulamaktadır. O halde şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki insanımızın tercih hususunda serbest bırakılması halinde, fıtratına, aklına mutabık olan İslami bir yaşamı tercih edeceği kaçınılmazdır.

Ya Rabbi! Bizleri İslami bir hayatı yaşayacağımız ortamlara ulaştırır (amin).

İnzar Dergisi


[1] 2/217

[2] 8/25

[3] 66/6

[4] 2/2
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İslam Ve Kuran Haberleri

Rahmet ve mağfiret dolu "üç aylar" başlıyor
Yılbaşı kutlamaları ve şans oyunları haramdır
2025 hac kayıtları 15 Kasım'a kadar yapılabilecek
"Gıdada haram ve helale dikkat edilmemesi toplumsal çöküntüye neden olur"
Kazasının olup olmadığıyla ilgili şüphesi bulunan kimsenin durumu