Fransa’nın eski Erbil Başkonsolonsu Dr.Frederic Tissot, aralarındaki görüş ayrılıklarına rağmen Kürdlerin bağımsızlık konusunda aynı düşünceyi paylaştığını söyledi.
Kürdistan Bölgesinde devletler düzeyinde ilk resmi konsolosluk açan Fransa Devleti adına 2007 ve 2012 yılları arasında Erbil’de Başkonsolosluk görevi yapmış Dr.Frederic Tissot, France 24 televiziyornuna konuştu. Dr.Frederic Tissot, görev yaptıüı sürece Kürdleri çok yakından tanıdığını belirterek ’’Kürdler ne Fars, ne Türk, ne de Araplar gibidirler. Her ne kadar aralarında görüş ayrılığı olsa da, söz konusu bağımsızlık olduğunda ortak fikre sahiptirler.’’ dedi.
Konuşmasının devamında Kürdlerin laik bir devlet kuracaklarını ifade eden Tissot, ’’Sünni, Şii, Ezidi ve Hristiyan Kürdler var. Ayrıca Sünni, Şii ve Hristiyan diğer halklarda Kürdistan’da yaşıyor. Dolayısıyla Kürd kimliği önplanda olacak bir laik devlet kuracaklar.’’ dedi.
Doktor Frederic Tissot, toplum sağlığı uzmanı olarak farklı iki alanda kariyer yapmıştır. Fas,Afganistan,İran Kürdistanı,Kongo ve Somali gibi ülkelerde savaş nedeniyle ülkelerinden kaçıp mülteci kamplarına yerleşen göçmenlere gönüllü doktorluk hizmeti vermenin yanısıra, Fransa Sağlık Bakanlığı danışmanı olarak Afganistan ve Haiti’de resmi görevlerde bulunmuştur. Tissot, Fransa’nın Kürdistan Bölgesi’nde ilk resmi düzeyde Konsolosluğunu açmasıyla birlikte 2007’nin yılının sonundan Eylül 2012 yılına kadar Erbil’de Fransa’nın Başonsolosu olarak görev yapmıştır.
BasNews
Fransız Başkonsolonsun kurulacak Kürdistan devletine şimdiden nasıl olması şeklinde yön vermeye çalışması, Kürtleri kendi etkileri altına alma çabası olarak görülüyor. Kürdstan'ın 4 parçaya bölünüp Kürtlerin devletsiz bırakılmasının arkasındaki devletlerden biri de bilindiği gibi İngilizlerle birlikte Fransızlardır. Kendilerindeki gibi din düşmanı bir laikliği Kürtlere önermesi, Fransız gavurluğunun şeytani bir oyunundan başka bir şey değil!
Yıllarca etkisi altındaki İslam devletlerinde Laik bir sistemi dayatan Fransızların etkisiyle bu devletler, Müslüman halklarına cehennem hayatını yaşatmıştı. Tunus'ta Müslüman kadınlar başörtülü olarak sokağa dahi çıkamıyorlardı. Türkiye'de de hakeza aynı zorbalıklar uygulandı bilindiği gibi!
Şu anda Güney Kürdistanda bir çok kural ve uygulamalar İslam'la uyumlu haldedir. Umarız Kürd liderler bu şeytanların oyuna gelmez, onlarda halkına bu denenmiş zorbalığı dayatarak bir daha tarihi tekerrür ettirmezler.
Çınarınsesi