“Böyle soru mu olur?” diye kızabilirsiniz; ama lütfen biraz sabredin.
Evet, Diyarbakır'da emniyet müdürlüğü yapmış ve bir suikaste kurban gitmiş bir polistir.
Ama ortada kimi gariplikler de var ki, geçen bunca zamana rağmen halen tam olarak anlaşılamadı.
Tamam dönemin bir “devlet politikası” olarak Okkan'ın başında olduğu Diyarbakır Emniyetinin daha çok Hizbullah'a yönelik operasyonlar yapmasının anlaşılır bir tarafı vardır. Ama anlaşılamayan şey Okkan'ın PKK'ye yönelik hiç operasyon yapmamasıdır.
Bir polis müdürüne milliyetçilerin, kemalistlerin hatta bazı durumlarda muhafazakarların sahip çıkması anlaşılır da PKK'ye yakın siyasetçilerin, radikal sol bir dile sahip sanatçıların, liberal solcuların, beyaz Türklerin sahip çıkmasını anlamak zordur.
Milat Gazetesi'nden Erdal Şimşek 2 Şubat 2016 tarihli yazısında şunları söyledi:
“Gaffar Okkan'ın Diyarbakır'daki uygulamalarına baktığımızda onun bir polisten çok, bir proje olduğunu hemen müşahede ederiz. Ali Gaffar Okkan kesinlikle sadece bir polis değildi. O bir PROJE idi. İttihat Terakki'den bu yana Kürtlerin dinden uzaklaştırma projesinin zirvesi idi. Okkan'ın en büyük özelliği, görev yaptığı her yerde Müslümanlara işkence ve zulüm etmesi idi. 12 Eylül'de İslamcı ve ülkücü gençlere yaptığı işkence ve zulüm ile darbecilerin en sadık kulu olarak öne çıkmıştı. Okkan, Diyarbakır'a gelir gelmez “Hizbullah” olarak bilinen Müslüman cemaati hedefine koydu. Başörtülü genç kızları, anneleri, küçücük çocukları kanunları ayaklar altına alarak gözaltına aldı. Ve haftalar süren işkenceli sorguları bizzat kendisi yaptı.”
Erdal Şimşek İslami basın camiası içinde “Kral çıplak” diyebilen belki de tek kişi olma özelliğini halen korumaktadır. Halen bu konu dokunulmazdır ve muhafazakar camia dahil her yıldönümünde “Gaffar Okkan güzellemeleri” okumak mümkündür.
Erdal Şimşek, saydığımız grupların dışında Fetullahçıların da ona sahip çıkmasından söz ediyor ki, bunun üzerinde özellikle durmak istiyoruz.
Tuncay Opçin'in bir tweet'i…
“Liberal Parti hatırlatmış. Bugün Ali Gaffar Okkan'ın da vefat yıldönümü. Bugün yaşıyor olsaydı, Okkan da diğer emniyetçi arkadaşlarıyla birlikte çile dolduruyor olurdu.”
“Diğer emniyetçi arkadaşları” yani darbe teşebbüsünde bulundukları için tutuklanan FETÖ'cü polisler…
Bir de Miran Baloch adını kullanan birine ait iki tweet…
İşte birincisi…
“Diyarbakır halkına zulüm edeni yakarım.
Doğum: 24 Şubat 1952 Hendek
Suikaste uğradığı tarih ve yeri 24 Ocak 2001 Diyarbakır
Mekanın cennet olsun”
Ve ikinci tweet…
“Batı/Kürdistan düşmana mezar olacak…”
İkinci mesajdan anlayacağınız gibi Miran Baloch bir Pkk taraftarı ya da sempatizanı…
Çünkü “Batı/Kürdistan” dediği yer “Rojava” da denilen ve PYD'nin kontrol ettiği alan. Düşman dediği de Afrin'e operasyon düzenleyen Türkiye…
Şimdi siz bundan ne anladınız?
FETÖ ve PKK'nin övdüğü ve hatta “En meşhur” FETÖ'cülerden Tuncay Opçin'in ifadesiyle hakkında “FETÖ terör örgütü üyesi” olma şüphesi oluşan bir polis müdürü profili var önümüzde.
Şimdi artık bazı şeyleri net olarak ortaya koyma zamanıdır.
Hakkında böyle iddialar bulunan bir polis müdürü ölmüşse bile soruşturulmalı ve varsa örgüt bağlantıları deşifre edilmelidir. Bu aslında o dönemde yapılan operasyonları, işkenceli sorgularda alınan ifadeleri ve gözaltındaki infazları da sorgulanır hale getirecektir.
Eğer hükümet FETÖ ile mücadelede samimi ise geçmişte devlet adına işlenen suçlarla da yüzleşmek zorundadır.