GAZİANTEP – Yaptığı yardım faaliyetleri ile Gaziantepli muhtaç ailelerin yüzünü güldüren Gaziantep Muhtaçlarla Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (UMUT-DER) Başkanı Ahmet Kurt, dernek faaliyetlerini İLKHA’ya anlattı.
Röportajın tamamı:
Dernek olarak nasıl bir hizmeti esas alıyorsunuz?
‘Sizden iyiliği emreden kötülükten nehy eden bir topluluk bulunsun’ ayeti emrince toplumda şu ana kadar ihmal edilen yardım ve yardımlaşmayı canlandırmaktır. Kuruluş amacımız tamamen İslami ve insanidir. Toplumda İslami ve insani bazı değerler özellikle Allah’ın emir niteliğinde ki tavsiyeleri içeren ayetleri unutulmuş veya unutulmaya yüz tutmuştur. Bizler de bu vesile ile ölmüş ruhları tekrar canlandırıp sadece kendini düşünen değil, fakir ve muhtaç aileleri de düşünen ‘Size verdiğimiz rızıktan Allah yolunda infak edin’ ayetinin emrini yerine getiren bir topluluk oluşturmaktır. İşte bizim hedefimiz; Antep’te unutulmuş fakir ve yoksul aileleri tespit edip hayırseverlerin yapacağı yardımlarla Allah’ın izni ile mağdur edilmiş ve yardım ulaşmamış aile bırakmamaktır.
Derneğiniz ne zaman kuruldu? Kurulduğu günden bu yana ne kadar insana ulaştınız?
Derneğimiz 2008 yılında kurulmuştur. Kurulduğu günden bu güne kadar derneğimiz Gaziantep Umut Der; fakir, yoksul ve yetim ailelerin umudu olmuş, gerek Gaziantep hayırseverleri olsun gerekse de fakir ve muhtaç ailelerin hamisi olmuş onların büyük bir teveccühünü kazanmış durumdadır. Çalışmalarımız tüm hızıyla gün geçtikçe ilerleme kaydetmektedir. ‘İki günü bir olan ziyandadır’ hadisi bizim şiarımızdır. Amacımız bu kutlu kervandan gerek çalışmak isteyenleri gerekse de fakir ve muhtaç aileler olsun hiç kimseyi mahrum etmemektedir. İlk kurulduğumuz zaman 11 fakir aileye yardım ederek başladık. Allah’a hamd olsun bu sayı her yıl geçtikçe arttı. Her yıl daha çok fakire ulaşmaya çalıştık. Bundan dolayı aşırı göç alan bir şehir. Bu münasebetle ister istemez zengin ve fakir arasında bir kopukluk oluyor. Bizler de zengin-fakir arasında bir vesile ve köprü görevini üstleniyoruz. 2013 yılı itibari ile 2 bin 865 aileye gıda yardımı bin 635 aileye et yardımı, 2 bin 915 aileye giyim, 350 aileye ev eşyası, 34 aileye beyaz eşya yardımı, 2 bin 550 aileye de ayakkabı yardımı olmak üzere toplam 10 bin 465 aileye yardımlarımızı ulaştırmış durumdayız. Bunun nakdi karşılığı ise 579.245.00 TL değerindedir. Her ay 180 ile 200 aileye gıda yardımı, 250 ile 300 aileye giyim yardımı, yaklaşık olarak 50 aileye de ev eşyası yardımında bulunuyoruz. Ayrıca 500 aileye gıda ve giyim yardımı ulaştırmak için valilikten izin alarak bir yıllık bir kampanya başlattık. ‘Fakir ve Yetime Bir Umut ta Sen Ol’ kampanyamızı 04.04.2014 tarih itibarı ile bitirmiş olduk.
Çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Örneğin kendilerine yardım edecek aileleri nasıl tespit ediyorsunuz?
Derneğimiz Gaziantep Umut Der herkesin umut kapısıdır. Renk, dil, din, ırk ayrımı yapmaksızın mazlumun dini sorulmaz düsturu ile hareket ediyoruz. Bizim için mağdur olması önemlidir. Bundan dolayı derneğimize yardım talebinde bulunan mağdurların mağduriyetlerini gidermeye çalışıyoruz. Dediğimiz gibi amacımız tüm fakirlere ve ihtiyaç sahiplerine ulaşmaktır. Bu nedenle yaptığımız görevin çok hassasiyet gerektiren bir hizmet olduğundan dolayı deyim yerindeyse sık dokuyup ince eliyoruz. Bundan dolayı tespit komisyonumuz var. Bize başvuran veya üye ve gönüllerimizin bize bildirdikleri muhtaç aileleri ilk olarak tespit ediyoruz. Daha sonra yönetim kurulu bu aileleri değerlendirdikten sonra araştırma yapıyoruz. Tam olarak ihtiyaç sahibi olduğu kararı verilince yardımlarımızı gerçekleştiriyoruz. Genel olarak ortalama he ay 500 ile 600 civarı mağdur ailelere yardım yapıyoruz. Bu hayırseverlerin bizi aracı kılarak yaptıkları yardımlara göre değişkenlik arz ediyor. Evleri derneğimize yakın olanlara telefon açarak dernekten yardım almalarını istiyoruz. Fakir ve muhtaç aileleri büyük bir titizlik ve özveri ile belirliyoruz. Tespit komisyonumuz Allah razı olsun bu görevlerini ibadet aşkıyla hakkı ve adaleti gözeterek yapıyorlar. Tespitlerimizi mutlaka iki kişiden az olmamak üzere guruplar halinde yapıyoruz. Fakir ve muhtaç aileleri öncelik sırasına göre 1. 2. ve 3. derece şeklinde sıralıyoruz. Böylece haksızlık ve adaletsizliği de önlemiş oluyoruz.
Böylesine zor bir hizmetin devamlılığını sağlamayı nasıl başarıyorsunuz?
Biliyorsunuz Gaziantep, Sanayi bölgesi olması hasebiyle çok göç alan ve nüfusu kalabalık olan bir ildir. Bu son 2-3 yıldır Suriye’de yaşanan iç savaş nedeniyle Gaziantep’e hicret etmek zorunda kalan Suriyeli sığınmacıların göçte artışı üçe belki de dörde katladı. Gün geçtikçe bu oran daha fazla artmaktadır. Bundan dolayı sivil toplum kuruluşlarına ve hayırseverlere olan ihtiyaç ta artmaktadır. Dedik ki Gaziantep sanayi şehridir, bu gözle baktığımızda kimse mağdur aileleri görmüyor bazen oluyor ki işin yoğunluğundan mıdır, bilemiyoruz iş sahibi esnaflar ‘yahu Gaziantep’te fakir var mıdır?’ diyorlar ama fakir ve muhtaç aileleri kendilerine gösterdiğimizde oturup ağlıyorlar. İşte bizim hedefimiz Antep’te unutulmuş fakir ve yoksul aileleri tespit edip hayırseverlerin yapacağı yardımlar ile mağdur edilmiş ve yardım ulaşmamış aile bırakmamaktır. Ayrıca asıl hedef ve amaçlarımızdan biri de fakir ve muhtaç ailelerin maddi ihtiyaçlarının yanında manevi ihtiyaçlarını da beraberinde gidermektir. Bizler bu hizmeti Allah rızası için yapıyoruz. Zaten kuruluş amacımız budur. Daha önce de değindiğimiz gibi fakir ve muhtaç ailelerin gıda ihtiyaçlarını karşılamanın yanında manevi ihtiyaçlarını da elimizden geldiği kadarıyla gidermeye çalışıyoruz. Bunun için Çarşamba ve Pazar günü akşam 19.30’da halka açık seminerlerimiz, Cuma günleri gündüz bayanlara yönelik seminerlerimiz, akşam da gençlere yönelik çalışmalarımız vardır. Bunun yanında önemli gün ve gecelerde de halka açık programlarımız vardır.
Ne tür yardımlarda bulunuyorsunuz? Bu yardımlarınız ile ulaştığınız insanların ihtiyaçlarını ne oranda karşılıyorsunuz?
Yaptığımız yardımlar temel ihtiyaç gıda ağırlıklı olmak üzere bunun yanında giyim ve ayakkabı gibi yardımlardır. Yardımlarımız her aileye göre değişiyor. Her ailenin ihtiyacı ne ise o ihtiyacını karşılamaya çalışıyoruz. Kurban bayramında et yardımı yapıyoruz. Özellikle Suriyeli mülteciler kiralık ev sıkıntısı yaşıyor. Bu noktada her ne kadar ev bulmakta sıkıntı yaşasak da kiralık ev bulmaya çalışıyoruz. Yine bunun yanında buzdolabı, çamaşır makinesi, yatak, halı, yorgan ve battaniye gibi yardımlarımız oluyor. Bazen de burs ihtiyacı olan öğrencilerimiz yararına kermes düzenleyerek öğrencilerimizin de ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz.
Bu tür hizmet eksenli çalışmalarınız için ne oranda destek görüyorsunuz? Sizce bu destekler yeterli mi?
Tabi ki yeterli değil. Her ne kadar kendimize bir hedef belirleyip hedefimize ulaşmaya çalışsak da çoğu zaman zorlanıyoruz. Şuan kayıtlarımızda 3 bin 600 ile 4 bin arası tespit ettiğimiz aile var. Bu sadece Gaziantepli ihtiyaç sahibi aileler. Bunun yanı sıra yukarıda belirttiğim gibi şehrimiz Suriye ile sınır komşusu olması münasebetiyle şehrimiz aşırı bir göç aldı. Her ne kadar ihmal etmemeye çalışsak da kayıtlı olan fakirlerimize ve mültecilere yardım etmekte bazen zorlanıyoruz. Şehrimizde resmi kayıtlara göre 220 bin, gayri resmi rakamlara göre ise 400 bin Suriyeli mülteci bulunmaktadır. Derneğimize başvuruda bulunan fakir ve muhtaç aileler gün geçtikçe artmaktadır. Fakir ve muhtaç başvurusu bu gün 2 bin 700 aileye ulaşmış durumdadır. Bir de bunların yanında Suriyeli mültecilerin de durumunu hesaba katarsak ihtiyaçlarını ikiye katlamıştır. Gücümüz nispetince bize başvuran ihtiyaç sahibi aileleri boş çevirmemeye çalışıyoruz. Özellikle Suriyeli mülteci ailelere her türlü yardımlarımızı ulaştırarak mağduriyetlerini kısmen de olsa gidermeye çalıştık. Geçen Kış, yüzlerce Suriyeli ailelere yaptığımız kışlık giyecek, soba, yatak, yorgan vb. yardımlarla umut olduk. Yaz itibari ile onlarca aileye buzdolabı, koltuk, kanepe ve çamaşır makinesi ulaştırdık.
Bu gün geldiğiniz noktayı kendiniz için yeterli olarak görüyor musunuz? Bu konuda hedeflediğiniz nokta nedir?
Bu hizmetin hayırlı ve çok yönlü manevi bir kazanımı vardır. Maddi durumu iyi olanları hayra teşvik ederek onlara hayır kazandırmaktır. Hayırseverlerin verdikleri yardımları fakirlere ulaştırarak onların bir nebze de olsa ihtiyaçlarını giderip hayır dualarını almaktır. Elbette ki kuruluşumuzdan bu güne kadar iyi bir mesafe kat ettik. Yukarıda da belirttim. Biz ilk kurulduğumuzda 11 aile ile başladık. Fakat her geçen gün bize başvuran aile sayısı arttı. İnsani ve İslami olarak gelip bize başvuran aileleri geri çevirmeye vicdanımız el vermiyor. Çünkü yardıma muhtaç ailelerin sizden bir beklentileri var. Bundan dolayı özellikle bu Ramazan’da 2 bin aileye yardım yapmayı hedefledik. Şuan Allah’a hamd olsun bin üzerinde aileye yardım ettik. Tabi hedefimiz daha çok mağdur aileye ulaşmak ve ihtiyaçlarını karşılamak bu noktada elbette hayırsever kişilere iş düşmektedir. Bizler üye ve gönüllerimizle beraber elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.
Sürekli olarak toplum ile birebir muhatap olan bir kurum olarak halkın durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Halkın durumunu değerlendirmek gerekirse gerçekten birbirimizden çok kopuk bir durum içerisindeyiz. Özellikle şehrimizde zenginler ve fakirler olarak iki ayrı grup şeklinde diyebileceğimiz şekilde ayrı ayrı semtlerde oturuyorlar. Tabi bu da ister istemez bir kopukluğa neden oluyor. Zaten kuruluş amaçlarımızdan biri bu ayrımcılığı kırmak ve zengin ile fakir arasında köprü olmaktır. Özellikle yetkililer bu konuda daha duyarlı olmalıdır. İhtiyaç sahibi ailelerden desteklerini esirgememelidir. Tüm vatandaşlarına eşit davranmalıdır. Zengin fakir ayrımı yapmadan elit kesime sağlanan olanakları fakir ve kırsal kesimde yaşayan vatandaşlarına da aynı imkânları sağlamalıdır. Bu işin en temel başı yetkililerde bitmektedir. Yetkililer bunu sağladığında bu sorunlar ortadan kalkacaktır. Ayrıca yetkililer bu tür hayır kurumları ile irtibatlı olmalıdır. Bilindiği gibi günümüzde insanlarımız hızla manevi çöküntüye doğru yol almaktadır. Toplumda bilinçli bir şekilde yerleştirilmiş, dal budak salmış bana necilik ve ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ gibi düşünceler var. Bu düşünce fedakârlığı, infakı tamamen ortadan kaldıran bir düşüncedir.
Yardımlarınızı dağıtırken ya da muhtaç aileleri tespit etmeye giderken hiç unutamadığınız bir anınız var mı?
Yardımların dağıtımı sırasında bir çok olayla karşılaşıyoruz. Bizi etkileyen bir çok sahne meydana geliyor. Genel olarak gittiğimiz her aile mağdur olan ve kimsesi olmayan ailelerden oluşuyor. Mesela beni en çok etkileyen sahneler, derneğimize yaklaşık 3-4 km uzaklıktan bir gıda paketi almak için gelen babalar var. Yani bir gıda paketi nedir ki 50-60 TL değerindedir. Fakat bu aileler o kadar mağdurdur ki aldıkları bu paketle sevinçten ağlıyorlar. Bu sahne beni çok etkiledi. Ya da bazen derneğimizin giyim mağazasına geliyorlar burada elbiselerle karşılaştıkları zaman çocukların elbiseleri kaçıştırması ve ne yapacaklarını şaşırarak ortada dolanmaları ve ‘bunlardan istediğimizi alabilir miyiz?’ sorusuyla muhatap olduğumuz zaman çok etkileniyoruz.
Bir başka hadise de, bir mağdur aileye gıda paketi yardımını götürdük. Bu ailenin kapısını çaldığımız zaman küçük bir çocuk kapıyı açtı ve koşarak annesine ‘anne yiyecek paketi geldi’ diye bağırmaya başladı. Annesi de inanmayarak ‘yalan söyleme’ diyordu çocuk yemin ederek geldiğini bağırarak söylüyordu. Yani bir çoğumuza göre küçük ve değersiz olan şeyler bir çokları için değerli ve kıymetli olabiliyor.
Son olarak maddi anlamda imkânları iyi olan insanlara bir çağrınız olacak mı? Özellikle toplumumuz için bir tavsiyeniz var mı?
Hayırseverler bazen muhtaç aileleri yerinde görmek istiyorlar, bizler de yardımlarımızı dağıtırken o hayırseverleri beraberimizde götürüyoruz. Fakir ve muhtaç aileleri yerinde görünce etkileniyorlar hem de memnuniyetlerini dile getirerek yaptığımız bu hayırlı çalışmayı takdir edip dua ediyorlar. Bizlerin bu hayırlı çalışmada ki en önemli görevi aracılıktır. Hayırsever ile fakirler arasında bir köprü görevi görüyoruz. Hayırseverlerin güvenerek bize teslim ettikleri yardımları özveri ile muhtaç ailelere ulaştırmaya çalışıyoruz. Ve şu ana kadar maddi ve manevi yardımları ile yanımızda olduklarını göstererek fakir ve muhtaç ailelerin umudu olmaya çalışan bütün hayırseverlere ve bu hayırlı çalışmada köprü görevi göstererek fakir ve muhtaç ailelerin hamisi olan tüm üye ve gönüllülerimize teşekkür ederiz. Yüce Allah hepsinin yar ve yardımcısı olsun. Bu hayırlı çalışmada katkılarından dolayı hepsinden Allah razı olsun diyorum. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)