Vali Gül, Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında DEAŞ’ten arındırılan Suriye'nin El Bab kentini ziyaret etti. İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen “Suriye Göçmenleri Uyum Sürecinde Sivil İletişim ve Koordinasyon Platformu Projesi” çerçevesinde gazetecilerle güvenli bölgeye ziyaret düzenledi.
Ziyaretin ardından gazetecilerle bir araya gelen Vali Gül, güvenli bölgede yürütülen çalışmalar ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Gül, El-Bab Akil Tepe Üs Bölgesi’nde güvenli bölgede hayatın normalleşmesi kapsamında yürütülen çalışmaları anlattı.
Türkiye’nin kendi güvenliği için Suriye’de bulunduğunu belirten Gül, “Akil Tepe, güvenli bölge olmadan önce DAEŞ’in karargâh olarak kullandığı bir yerdi. Öncesinde de burada yerleşim yerleri ve küçük bir hastane vardı. DAEŞ’in buraya gelmesi ile beraber hastane imha edildi ve burada yaşayan yerli halk da dışarı çıkarıldı. Bizim Fırat Kalkanı Operasyonu ile birlikte burada güvenlik kuvvetlerimiz konuşlandırıldı ve hem yatak kapasitesi hem nitelik olarak eskisinin çok çok üzerinde bir hastane yapıldı. Buradaki yerli halkın da bizden önce boşaltılanların da ev yapacağı alanlar tespit edildi. Böylelikle hem vatandaşın mağduriyeti ortadan kalktı hem de sağlık hizmetinin verileceği çok güzel bir hastane yapıldı.” dedi.
“Kendini çeviren dünyaya açık bir sistemimiz var”
4 sene önceye göre El-Bab’ta hemen hemen her şeyin sıfırdan yapıldığını dile getiren Gül, “Elektrik, su, altyapı, internet hepsi DEAŞ zamanında imha edilmiş ve bunların sıfırdan kurulması da belli bir zaman aldı. Fiziki eksikliklerin dışında da bir yapı oluşturulmaya çalışıldı. Bunlar; nüfus hizmetleri, tapu hizmetleri, sağlık, eğitim hizmetleri, engelliler, yetimler, yaşlılar ile ilgili hizmetler. Bir yandan Türkiye Cumhuriyeti’nin danışmanlığı bir yandan sivil toplum kuruluşlarının destekleri ile buradaki meclislerin koordinesinde çok güzel bir işbirliği içerisinde çalışma yapılıyor. Eksikler olmakla birlikte gerek konut, gerek altyapı, gerek vatandaşların diğer ihtiyaçları anlamında kendini çeviren dünyaya açık bir sistemimiz var.” diye konuştu.
“4 milyona yakın evinden ve yurdundan koparıldı”
“Türkiye samimi olarak terörle mücadele eden ülkelerin başında geliyor” diyen Gül, “Bizim burada olma amacımız biliyorsunuz bir kısmında DAEŞ bir kısmında PYD’nin burada bir devletçik oluşturma niyeti vardı. Dolayısıyla da bizim sınırımızın yanında bir terör devleti ile komşu olma ihtimalimiz yok. Sebeplerden bir tanesi buydu. İkincisi bir göç baskısı vardı. Şu anda El-Bab’ta, Cerablus’ta ve güvenli bölgelerin tamamında İdlip’i dâhil edersek 4 milyona yakın evinden, yurdundan koparılmış kişi var. Bu 4 milyon kişinin Türkiye’ye gelmesi bizim kolay kaldıracağımız bir yük değildi. Ondan dolayı hem 4 milyon insanı burada tutmak hem bir terör devletine müsaade etmemek hem de terörle mücadele etmek için biz buradayız. Yaklaşık 10 yıldan fazla süredir insanı boyutu anlamında Türkiye’nin verdiği sınav bütün dünyanın parmakla gösterdiği bir sınav olmuş oldu. Türkiye samimi olarak terörle mücadele eden üç-beş ülkeden bir tanesi. Terörün kaynağının ne olduğuna, kim olduğuna bakmadan bütün terör örgütleri ile mücadele eden ülkelerin başında Türkiye geliyor.” ifadelerini kullandı.
“300’ün üzerinde de engelleyemediğimiz bombalı eylemler oldu”
Gül, “Bu süreç içerisinde 2 bin 400’ün üzerinde DAEŞ’lı, PKK’lı, PYD’li teröriste ele geçirildi. 3 bin 2 bombalı eylem engellenmiş oldu. Biz burada olmasak Türkiye burada danışmanlık hizmeti vermese belki bazıları Türkiye’nin içerisinde patlayacaktı. O açıdan Türkiye’nin güvenliği bu bölgelerden başlıyor. Ayrıca 300’ün üzerinde de engelleyemediğimiz bombalı eylemler oldu. Kimi zaman pazar yeri kimi zaman hastane gibi sivil vatandaşların yoğun olduğu yerlerde zaman zaman terör örgütleri tarafından çeşitli eylemler yapılmaya çalışılıyor. Ama Türkiye’deki bilgi, birikim ve tecrübemizin hepsini danışman timlerimiz aracılığı ile buraya yansıtıyoruz. Burada bizim yaptığımız daha çok eğitim, koordinasyon, buradaki yerel polis teşkilatı eğitimi, bizim jandarma timlerimiz eğitimini veriyor. Yine özellikle kamera sisteminin kurulması, diğer güvenlikteki branşlaşma da dâhil olmak üzere her alanda çalışmalarımız da devam ediyor.” şeklinde konuştu.
“Türkiye’nin yaptığı koordinasyonu sağlamak”
Ticaretin canlanması noktasında da çalışmaların yürütüldüğüne değinen Gül, “Burada, Türkiye’deki gibi ticaret odaları, sanayi odaları gibi meslek odaları kuruldu. Ayrıca Organize Sanayi Bölgeleri, küçük sanayi siteleri oluşturulmaya başlandı. Burada Türkiye’nin yaptığı ise koordinasyonu sağlamak. Meclis kendi kararlarını kendisi veriyor. Meclislerinde yönetimler var. Bunlar, belediye hizmetlerini biraz daha genişletilmiş şekilde mahalli ihtiyaçların tamamını karşılıyorlar.” dedi.