Gaziantep Üniversitesinin (GAÜN) içine inşa edilecek tesis ile ilgili sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama yapan Bakan Varank, tesiste üretecekleri moleküllerle hem ithalatın önüne geçeceklerini hem de yenilikçi bilimsel çalışmaları destekleyeceklerini belirtti.
Konu ile ilgili Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Gaziantep'in sağlık alanında önemli bir hamleye hazırlandığı bildirildi.
Proton Hızlandırma ve Radyofarmasötik Tesisi'nin, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü'nün en büyük bütçeli projesi olacağı belirtilen açıklamada, tesiste ayrıca Ar-Ge faaliyetlerinin de yürütüleceği belirtildi.
Kanser tedavisinde kullanılacak ilaçların üretimini yapacak “Proton Hızlandırma ve Radyofarmasötik Üretim Tesisi Kurulumu Projesi” için mart ayında Gaziantep Üniversitesi ile İpekyolu Kalkınma Ajansı arasında protokol imzalandığı hatırlatılan açıklamada, “Proton hızlandırıcı üreticisi olan Kanadalı bir firma, TR 19 model cihaz üretimine başlarken tesis 2021'de hizmete girecek. Jeopolitik olarak önemli bir noktada bulunan Gaziantep, 4 saatlik bir uçuş mesafesiyle 1,8 milyar kişiye ulaşabilecek bir lokasyonda. Bu özelliğiyle Orta Doğu, Asya, Kuzey Afrika ve Avrupa'yı hinterlandına alan şehirde, sanayi ve ticaret en önemli iş kolları olarak dikkat çekiyor. Kurulacak tesisin sağlık endüstrisi ve sağlık turizmi alanlarında da Gaziantep'e artı değer katması amaçlanıyor.” denildi.
Gaziantep Üniversitesi Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Umut Elboğa da kanser tanı ve tedavisinde rutin olarak kullandıkları radyoaktif ilaçlar için yurt dışına ciddi miktarda ücret ödediklerini anımsattı.
“3-4 yılda amorti edecek”
Kurulacak tesis ile bu giderlerden kurtulacaklarını belirten Elboğa, “Sonrasında ise ürettiğimiz farklı molekülleri komşu ülkelere ihraç etmeyi planlıyoruz. Bu hedefler tuttuğunda tesisimiz 3-4 yılda kendini amorti edecek.” dedi.
“Maliyetler düşecek”
Bu tip ilaçların bir ömrü olduğunu, İstanbul’dan bir ürünün 4-5 saatte Gaziantep’e geldiğini anlatan Elboğa, “İlacın yarı ömrünün 110 dakika olduğunu dikkate alırsak bu, 2 ya da 3 kere yarılanma ömrü demektir. Yani İstanbul’dan bana ilaç gönderilirken burada kullanacağım ilacın yaklaşık 3 misli yüklenip öyle gönderilmesi gerekiyordu. Bu da ister istemez maliyetlere yansıyordu. Bu maliyetler artık Gaziantep’te üretildiğinde yansımayacak.” diye konuştu.
Elboğa, Türkiye’de üretilmeyen farklı moleküllerden yola çıkarak bakır ve zirkonyum gibi elementlerin üretimine odaklanmayı temel amaç edindiklerini belirterek işin bir de akademik boyutunun olduğunu söyledi.
Farklı elementler kullanarak yeni bilimsel çalışmalar yapacaklarını ifade eden Elboğa, “Herkesin kullandığı ürünleri kullanıp onunla ilgili yayınlar yapabiliyorduk. Şimdi hiç kimsenin elinde olmayanları elde edip kimsenin yapamadığı araştırmaları yapıp dünya bilim literatürüne kazandırmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
İpekyolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Burhan Akyılmaz ise tesisin 2 bin metrekarelik alanda kurulacağını belirterek, kanser hastalarının teşhis ve tedavisinde kullanılan ilaçların üretildiği, Ar-Ge çalışmalarının yapıldığı bir tesis kuracaklarını ifade etti.
“Üretilen ilaçlar Orta Doğu ülkelerine ihraç edilebilecek”
Akyılmaz, “Bu yatırımla Gaziantep'e yenilikçi, katma değerli, yüksek teknolojili, yerli ve milli üretim esasına dayanan, nitelikli istihdam oluşturan bir tesis kuracağız. Burada üretilen ilaçlar iç piyasaya arz edilirken bir yandan da özellikle Orta Doğu ülkelerine ihraç edilebilecek. İpekyolu Kalkınma Ajansı olarak Gaziantep sanayisinin küresel rekabet koşulları içinde ihtiyaç duyduğu teknolojik ve stratejik dönüşüm sürecinin başlangıcını yapmış olacağız.” diye konuştu.
Bu yatırımla Türkiye’nin ilaç endüstrisindeki cari açığının azaltılmasını hedeflediklerini belirten Akyılmaz, “Kanser ilaçlarının üretimine verdiğimiz bu destek ile Gaziantep artık küresel ekosistem içerisinde nitelikli yüksek teknolojili ürünlerde rekabet edebildiğini dünyaya göstermiş olacak.” dedi.