Bulunduğu coğrafya ve iklim değişikliği nedeni ile su kaynakları açısından sıkıntılı konumunda olan Gaziantep’in, yaşanacak su sorunlarının çözümünde kesintisiz ve sürdürülebilir olması açısından doğru modellemenin ortaya çıkarılması amacıyla eylem planı için harekete geçildi.
Bu kapsamda Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bulunan Gaziantep Su ve Kanalizasyon İdaresi (GASKİ) tarafından “Gaziantep İli Kaynaktan Musluğa İçme ve Kullanma Suyu Güvenliği Planı’nın hazırlanması Projesi” hayata geçirildi.
Proje, artan kuraklık ve salgın sonrasında ön plana çıkan su yönetimi konusunda şehirde suyun kaynak bazında değerlendirilmesi, su kirliliklerin ileriye dönük tespit edilmesi, içme ve kullanma su sistemini tehdit edebilecek risklerin belirlenmesi, kaynaktan musluğa suyun her adımda izlenmesi için yapılacakların olduğu ve Türkiye’de içme ve kullanma suyu güvenliğinin sağlanmasında ilk adım niteliği taşıyacak.
Kentteki bir otelde gerçekleşen açılış toplantısı öncesi “Acil Durum Eylem Planları” ve toplantı sonucunda çıkacak “Rehber Doküman” üzerinde çalışmalar yürütüldü.
Projenin tamamlanıp hayata geçirilmesi hem master plan hem de Türkiye’de bir pilot çalışma olması ile diğer belediyelere örnek oluşturması açısından önem arz edeceğine dikkat çekildi.
Projenin tanıtım toplantısında konuşan Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Bilal Dikmen, suyun doğa için önemini ve ihtiyacına dikkat çekti.
“Su sınırsız bir kaynak değildir”
Su ihtiyacının başka bir kaynakla ikamesi mümkün olmadığını belirten Dikmen, “Su kaynaklarının sınırlı olmasına rağmen ülkelerin gelişmelerine paralel olarak kullanılabilir temiz su kaynağına ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Hızlı nüfus artışı, istek ve ihtiyaçların artması, sanayileşme ile kaynaklar hızla azalırken ihtiyaç hızla artıyor. Dolayısıyla su sınırsız bir kaynak değildir. Ülkemiz günümüzde su fakiri değilken su zengini bir ülke de değildir. Ülkemiz su stresi altındadır. Yapılan bazı araştırmalar önümüzdeki dönemlerde muhtemel su sıkıntısı yaşan ülkeler arasına girebileceğimizi aktarıyor. Küresel iklim değişikliğinden de bu kaynaklarımız etkileniyor. Mevcut su kaynaklarının kalite ve miktarının korunması adına bütüncül ve etkin şekilde ilerlemek gerektedir. Mevcut şartlar dahilinde kaynaklarımızın sürdürülebilir bir yaklaşım ile korumamız ve havza ölçeğinde yönetilmesi gerekiyor.” dedi.
AK Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Sait Kirazoğlu da Gaziantep’in bölgeye ve Türkiye’ye örnek projeleri ile parlayan bir şehir olarak yükselmeye devam ettiğini söyledi.
Bunun için ise nitelikli insan kadrosuyla yola devam ettiklerini belirten Kirazoğlu, Mecliste küresel iklim değişikliğinin zararlarını azaltmak ve neler yapılabilir diye ciddi bir çalışma yapıldığını ifade etti.
AK Parti Gaziantep Milletvekili Müslüm Yüksel ise birçok ülkede bugün suya erişimin en temel ihtiyaç olduğunu, içe suyuna ulaşımda birçok insanın temel sıkıntılar çektiğini ve Gaziantep’in su yönetiminin büyük önem arz ettiğini ifade etti.
“Su olmazsa hayat, tarih olmuyor”
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de suyun medeniyet, hayat, bereket ve rahmet olduğunun altını çizdi.
Şahin, “Eğer su olmazsa hayat olmadığını yüce kitapta çok güzel bir şekilde görüyoruz. İnsanın varlığını su ile anlatan bu yüce kitaptan aldığımız ilhamla su yönetiminin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Bütün önemli kuruluşların çalışmalarında dünyayı bekleyen risk alanlarına bakıldığında bulaşıcı hastalıkların, su yönetiminin, iklim değişikliğinin en büyük sorun olduğunu söylüyor. Bize düşen buna koruyucu önleyici tedbir olarak gerekli çalışmaların yapılması gerekiyor. İşte bu toplantı bunun için önemli. Coğrafi konuma baktığımızda bereketli hilalin ortasındayız. Mezopotamya’nın tahıl ambarıyız. Buradan Akdeniz’e açılan kapıyız. Suyun olduğu yerlerde medeniyet gelişiyor. Su yoksa hayat, tarih olmuyor.” diye konuştu.
Düzbağ Projesi’ni yapmanın büyük bir onurunu yaşadıklarını belirten Şahin, “Ama dünyanın büyük bir sorunu devam ediyor. İklim değişikliğini aklımızı kullanarak doğru yönetmemiz, verimliliği ve tasarrufu iyi yönlendirmemiz gerekiyor. Çocuklarımıza tasarruf eğitimleri veriyoruz. Bugün bu çalışmadan çıkan sonucu bire bir takip edeceğiz, yol haritamız olacak. Biz artık insanı korumamız için toprağı, havayı, suyu korumamız gerektiğini biliyoruz. Bunu korumak için de çalışmaları bilimsel verilerle ilerliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“2016 yılında yaşadığımız kuraklığa benzer bir kuraklık yaşıyoruz”
Gaziantep Su ve Kanalizasyon İdaresi (GASKİ) Genel Müdürü Hüseyin Sönmezler, şehrin tarihi süreçte su konusunda şansızlıklar yaşadığının altını çizerek, “Tarihte iki sefer susuzluktan dolayı insanlar bu şehri terk etmişler. Susuzluğu daha önce yaşamış ama marka değeri olan bir şehir. Aslında şehirler kurulurken dikkat edilen bir konu var. Zeugma’nın olduğu gibi medeniyetler de suyun kenarında kurulmuş. Medeniyet olmanın belirtisi suya sahip olmak olmuş. Ne kadar suyunuz var ise o kadar medeni olursunuz. Kuraklığın en çok hissedildiği şehir ve bölgelerden birinde yaşıyoruz. Bugün 2014 ile 2016 yılında yaşadığımız kuraklığa benzer bir kuraklık yaşıyoruz. Yıllık ortalama yağış miktarımız düşük, bu sene yağışımız yeterli değil. 2014 ve 2016 yılından en önemli farkımız Düzbağ İçme Suyu’nun aktif olması. Düzbağ hayata geçmeseydi, mevcut kaynaklarımız şu anda bize asla yetmeyecekti” diye aktardı.