Bundan bir dönem önce: "Müslümanlar kız çocuklarını okutmuyorlar ama erkek çocuklarını evlendirmeye gelince imam hatipli arıyorlar" şeklinde hikmetli ama nüktedan bir söz söylenmekteydi. Allah'a şükür bu nokta aşıldı. Ancak Günümüzde ise Müslümanlar çocuklarını kamu idaresine, toplum nizamına yönelik yetiştirmedikleri gibi; devlet yöneticilerinden toplumun sevk ve idarecilerinden, kültür inşacılarından dert yanmaktadırlar.
Bugünün idarecileri ve büyükleri, dünün çocukları idiler. Aynı şekilde bugünün çocukları da yarının büyükleri, idarecileri ve belirleyicileri olacaktır.
Her ülkede olduğu gibi bizde de ülke idaresi için çocukların mutlaka geçmek zorunda oldukları iki kurum vardır.
Bunlar okul ve askerliktir.
Çocuklar, ülkenin idaresinde belirleyici ve pay sahibi olacaklardır. Peki bizler çocuklarımızın yetiştirilmesinde ne kadar belirleyici ve pay sahibiyiz?...?!
Yarın Üniversite tercihleri yapılacaktır.
Yüz binlerce gencimiz gelecekteki ülke yönetiminde, ekonomisinde, sosyal kültürel sahadaki diğer alanlarda görev almak için tercih yapacaklardır. Bu bizlerin direkt ya da dolaylı olarak etkileneceği bir konudur. Kimimizin çocuğu, akrabası sınavda bir yer için tercihte bulunacaktır. Yahut da tercihte bulunanlardan bir kısmıyla yarın belli alanlarda, kurumlarda muhatap olacağız, karşı karşıya kalacağız. İşte çocukların geleceğinde ne kadar belirleyici olduğumuzun irdelenmesi gereken hususu buradan gelmektedir.
Geçmişte bazı kesimlerin üniversite sınavı sorularını çaldıkları, böylece yetiştirmek ve yerleştirmek istedikleri çocukları bu şekilde belli kurumlara yerleştirdikleri ortaya çıkmıştı. Bu tarz işlerin çok daha önceleri ve çok daha değişik kesimler tarafından yapılmadığının bir garantisi yoktur. Hatta bu konuda yoğun söylemler de söz konusuydu. Bu ne demektir? Bu demektir ki, bugün çeşitli devlet ve toplum kademelerinde karşı karşıya kaldığımız yönetici, idarecilerin; belli kesimlerin yönlendirmesiyle buraları işgal ettikleri durumu ile karşı karşıyayız. Karşı karşıya kaldığımız olumsuzlukların, adaletsizliklerin, suistimallerin büyük kısmı buradan gelmektedir. Elbette ki kastımız biz de bu tarz durumlara yeltenelim değildir.
Ama meşru dairede çocuklarımızın geleceği üzerinde etkili ve belirleyici olalım, bunun en iyi ve en meşru yolu; çocukların geleceğe dair eğitilmesidir. Eğitimlerinde ve hazırlanmalarında geleceği gözeterek birtakım çabaların sarf edilmesidir. Eğitim kurumlarının kurulmasında, eğitim müfredatlarının hazırlanmasında rol üstlenmektir, görev almaktır. Bu elbette uzun vadeli ve planlanması gereken bir iştir.
Eğitimin önemi noktasında aslında bir toplumsal uyanış olmuştur, fakat sağlıklı ve ciddi bir altyapı hazırlığı olmadığı için, çocuklarımızın eğitiminde istenilen seviyede olmadığımız gibi, arzulananın çok çok gerisindeyiz. Özellikle okul müfredatlarının belirlenmesinde mütedeyyin ve değer sahibi insanların pek bir katkısı söz konusu olamamaktadır. Bu konuda tamamen müesses nizamın ve resmi kuruluşların inisiyatifine kalmışız.
Müfredattaki eksiklikler noktasında da yeterli bir tecrübe ve birikimimiz söz konusu değildir. Dindar bir neslin yetiştirilmesi gerekli hatta öncelikli olsa bile bu konuda yeterli olamamaktadır.
Mütedeyyin kesimlerde halen eğitimin o kadar da önemli olmadığı, çocukların çok kısa yollardan normal bir meslek sahibi olarak hayata devam etmesi yönünde bir kanaat, hatta olgu mevcuttur. Bu aslında çok üzücüdür. Çünkü yeri geldiği zaman mütedeyyin kesimler büyük hedeflerinin olduğunu söylemektedirler. Ki asıl olan da budur. Gerçekten Allahu Teala müminlere büyük sorumluluklar, özellikle ahiretin belirleyicisi ve tarlası durumunda olan dünya nizamında ve toplumun tanzim edilmesinde, sevk idare olunmasında görev vermiştir... Maalesef bu konu göz ardı edilmektedir.
Elbette kastımız hemen yarın eğitim kurumlarının kurulması, buna yönelik müfredat içeriklerinin hazırlanması, aynı şekilde eğitim kadrolarının görev başına getirilmesi şeklinde değildir. Hiç olmazsa ilk adım olarak; eğitimin önemsizliğine vurgu yapan, çocukların kısa bir yoldan iş sahibi olup para kazanmalarına dönük birtakım eksik anlayışlara sebep olan yaklaşımın değiştirilmesi ve bu konuda yanlışa sebep olan söylemlerden vazgeçilmesi, daha yapıcı ve olumlu tutumların sergilenmesidir. Bu yönde olumlu bir niyet ve söylemin geliştirilmesi bile ileriye dönük ciddi bir inşaa ve ihya için güzel bir temel ve zemin olur...
Allah'a emanetsiniz