Fatih Saraçhane Parkında düzenlenen basın açıklamasına birçok mağdur aile ve STK destek verdi. Basın açıklamasında, yaşanan mağduriyetlerin son bulması adına çağrıda bulunuldu.
HÜDA PAR İstanbul İl Kadın Kolları adına basın açıklamasını okuyan Şükran Yalçın, “4 bine yakın ailenin dramı hala devam ediyor. 9 bine yakın çocuğun babası, erken yaşta evlendiği için cezaevinde. Kadını koruyan yasalar, ilk önce kadınlarımızı mağdur ediyor. Kocaları cezaevinde olan binlerce kadın, küçük çocukları ile tek başına çaresiz bekleyişini sürdürüyor.” dedi.
“İlgili yasa ve maddelerin mercek altına alınmasını talep etmek için toplandık”
Yalçın, “Bugün burada, severek genç yaşta evlendiği için hakkında tecavüzcü hükmüyle 25 yıla kadar ceza verilen masum gençlerin, eşleri cezaevine girmiş. Küçücük çocuklarıyla ortada kalan, tek başına hayat mücadelesi veren kadınlarımızın ve yetim büyüyen çocuklarımızın sesi olabilmek, yaşanan bu ciddi mağduriyetleri sağduyulu yetkili mercilere iletebilmek, tekrar ilgili yasa ve maddelerin mercek altına alınmasını talep etmek için toplandık.” diye konuştu.
TCK’nın 104’üncü maddesine göre; 15 yaşını bitirmiş kişi ile gayri meşru bir birlikteliğe, şikâyet konusu olduğunda ceza söz konusuyken, şikâyet olmaması durumunda herhangi bir ceza söz konusu olmadığını vurgulayan Yalçın, öte taraftan Medeni Kanununun 124’üncü maddesi esas alınarak ‘erkek ve kadın 17 yaşını doldurmadıkça evlenemezler’ maddesiyle çiftlerin mağdur edildiğini söyledi.
“Kanunlar, evlenenleri cezalandırırken zinaya giden yolu da serbest bırakıyor”
Yalçın, “Yukarıda ifade edilen maddeye göre, şikâyet söz konusu değil diye cinsel saldırıya maruz kalanlarla ilgili saldırgana deyim yerindeyse göz yumulurken, karşılıklı rıza ve evlilik sözleşmesiyle yuva kuranlara tecavüzcü hükmü ile ceza uygulanmaktadır. Bu kanun maddeleri açık bir şekilde severek nikâh masasına oturanları yaşları sebebiyle cezalandırırken, zinaya giden yolları da serbest bırakmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Seçim öncesi verilen sözler hala tutulmadı
Açıklamada, mağdur kadınların seçim öncesi Ankara'ya giderek mağduriyetlerinin giderilmesi için talepte bulunduklarının ve mağduriyetlerinin seçim sonrasında giderileceğine dair söz verildiğini hatırlatan Yalçın, aradan 5 ay geçmesine rağmen mağduriyetlerinin giderilmesi için herhangi bir adımın atılmadığını ifade etti.
“Yasalar aileleri, toplumu tahrip ediyor”
Aynı şekilde, 6284 sayılı madde ile kadının tartışma anındaki şikâyet içerikli bir telefonu veya bir ihbarı, erkeğin en az 6 ay süre ile evinden uzaklaştırılmasıyla sonuçlandığını belirten Yalçın, “Bu durum, ailelerin parçalanmasında, kavga ve cinayetlerin artmasında, çocuk velayeti sebebiyle karı-koca arasındaki sevgiyi küle dönüştürüp nefret ve öfkenin oluşmasında ciddi rol oynamaktadır. TCK’da yer alan bu maddeler toplumumuzun aile yapısını ve ahlaki değerlerini gerçek anlamda tahrip etmekte, intiharlara, boşanmalara, boşanma sonrası cinayetlere sebebiyet vermektedir. Bu yasaların tahriplerini eşinden ayrılmış psikolojisi bozuk bir anneye bırakılan Eymen bebekte, çaresizlikten stresten hastalığa düşüp vefat eden genç evlilik mağduru Emine Karakaya’da, boşanmak istediği için öldürülen Emine Bulut’ta, yine çaresizlikten intihar eden genç evlilik mağduru Ayşe’de gördük. Toplum olarak bu acıları birlikte hissettik.” şeklinde konuştu.
Toplumun gerçekleri göz önünde bulundurularak kanunlar düzenlenmelidir
Yalçın yaptığı açıklamada son olarak şu ifadelere yer verdi:
“HÜDA PAR İstanbul Kadın Kolları olarak bu durumlardan duyduğumuz kaygımızı, halkımızın inanç ve değerleriyle bağdaşmayan bu hususlara dair rahatsızlığımızı ve sorunun temelden çözülmesi için fikirlerimizi kamuoyu ile paylaşmakta fayda gördük. Öncelikle Kanunlar ve nizamlar, oluşturabilecek her türlü akıbetleri ile tekrar tasarıdan geçmeli, toplumumuzun gerçeklerini görüp gözetip değer ve yapısına uygun şekilde tekrardan oluşturulmalıdır. Toplumumuzda, ailemizde ciddi sıkıntı ve problemlere sebep olan veya olacak yasa ve kanunlara karşı; vicdan sahibi tüm kanaat önderlerimizi, yetkili mercileri, aydınlarımızı bu mağduriyetlere karşı birlik olup birlikte hareket etmeye davet ediyoruz. Birlikte atacağımız her adımın bizi çözüme kavuşturacağına kalben inanıyoruz.”
“Bu durum çoğu zaman sefalete, boşanmalara hatta intiharlara sebebiyet verebilmektedir”
Basın açıklaması öncesi bir konuşma yapan HÜDA PAR İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Münevver Aktaş da, “8 ile 10 bin mağdur aile söz konusudur. Bu süreç çok uzun zamandır devam ediyor. Toplumumuzun kapanmayan yarasıdır. Kendisine 25-26 yıl ceza verilen gençlerimize suç olarak addedilen şey genç yaşta yapmış oldukları evliliktir. Bu çocuklar, anne babaları erken yaşta evlendikleri için yetim bırakılmışlar. Eşleri bu suçtan dolayı cezaevinde olan kadınlarımız ise küçücük çocuklarıyla tek başlarına hayat mücadelesi veriyorlar. Bir başka trajedi ise eşleri cezaevinde olan kadınlarımız hem kendilerine hem çocuklarına hem de cezaevindeki eşlerine bakmakla yükümlüler. Bu durum çoğu zaman sefalete, boşanmalara hatta intiharlara sebebiyet verebilmektedir.” diye konuştu.
“Uzun zamandır bu meselenin takipçisiyiz ve bu arkadaşlarımızın yanındayız”
Aktaş, “HÜDA PAR İstanbul Kadın Kolları olarak bu mağduriyeti görünür hale getirmek, suçsuz insanların hak etmediği cezalara çarptırılmasını duyurmak, tepki göstermek için birçok çalışma yürüttük ve hala yürütüyoruz. Uzun zamandır bu meselenin takipçisiyiz ve bu arkadaşlarımızın yanındayız. Kendilerini evlerinde de ziyaret ettik. Onların mağduriyetlerine şahit oluyoruz.” şeklinde konuştu.
Basın açıklamasının ardından açıklamalarda bulunan mağdurlar, kendilerini mağdur edenlerin eşleri değil, kanunlar olduğunu söyleyerek mağduriyetlerinin giderilmesini talep ettiler.
“Bu bize yapılan en büyük haksızlıktır”
Eşine 8 yıl 4 ay ceza verilen genç evlilik mağduru Ayşe Sepet, “Eşim hala cezaevinde. İçeri gireli bir buçuk yıl oldu. Çocuklarımız babasız büyüyor. Bizim talebimiz eşlerimizin biran önce bırakılmalarıdır. Biz mağduruz. Bizi mağdur eden eşlerimiz değil, biz tecavüze uğramadık. Zorla da evlendirilmedik. Tamamen kendi isteğimizle evlendik. 8-9 yıldır resmi nikâhım var. Tek suçumuz sevip yuva kurmaktır. Bunun için eşim 8 yıl 4 ay ceza aldı. Hem de suçu cinsel istismar olarak geçiyor. Bu bize yapılan en büyük haksızlıktır.” dedi.
“Çocuklarımı baba sevgisinden mahrum bıraktılar”
27 yaşında 4 çocuk annesi olan mağdurlardan Şükriye Orhan ise şu ifadeleri kullandı:
“Okan Orhan ile severek evlendim. Eşim 10 yıl 10 ay ceza aldı. Şu anda Silivri kapalı cezaevinde yatıyor. Hala 5 yıl cezası var. Ben 4 çocuk annesiyim. Bu cezalar bizi eşlerimizden korumuyor. Onlar bizim eşlerimiz! Kesinlikle istismarcı değiller. İnsan sevmediği insanın ardından koşmaz, mücadele etmez. Ben onun 4 çocuğunun annesiyim. Eşimle severek evlendim. Resmi nikâhımı kıydım. 8 yıl sonra bize ceza geldi. Bu cezalar kesinlikle bizi korumadı. Ailemi, yuvamı, çocuklarımı yıprattı. Çocuklarım baba sevgisine muhtaç kaldılar. Maddi manevi yıprandık. Çocuklarımı tek başına geçindiremiyorum. Benim ne anam ne de babam var. Çocuklarım iyi birer insan olsun diye okutmak için mücadele ediyorum. Çocuklarımı baba sevgisinden mahrum bıraktılar. Bu yasalar bizi kesinlikle korumadı.”
İLKHA