Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut, yeni bir Türkiye profilini anlatırken yeni başlangıçları madde madde kaleme almış. Misyon ve vizyon sahibi bir Türkiye'nin başlangıç için köşe taşlarından birinin “Genel Af” olduğunu belirtmiş. Okuyucularımız biliyorlar ki; Ak Parti yönetiminin olduğu 16 yıllık süreçte cezaevlerinde hukuksuz bir şekilde bulunan inançlı mahkumlarımız için herhangi bir adım atılmadı. Açık söylemek gerekirse ne Sivas davası ne de Hizbullah mahkumları için bir kapı aralanmadı. Hani kapı aralanmadı dediysek de çıkarılsınlar demedik. Peki neyi kast ediyoruz bu ifademizle. Gelin bunu onların diliyle öğrenelim. 02 Temmuz 2016 Cumartesi günü Akit gazetesine söylediklerini aktaralım.
25 yıl önce 170 kişinin gözaltına alındığı, 124 kişinin yargılandığı, 33 kişinin idam, 91 kişinin çeşitli hapis cezalarına çarptırıldığı Sivas Davası mağdurlarından Cafer Soykök, içeri girdiğinde 5, şimdi ise 30 yaşında bulunun oğlu Feyzullah 2 yıl önce şöyle feryat etmiş: “… İktidarda Müslümanlar var; ama zindanda Müslümanlar mağdur ve her geçen gün imkanları daha fazla kısıtlanıyor. Demirel ve Sezer tarafından yüzlerce sol terör örgütü devlet ve İslam düşmanı militan, af edildi. Sn. Gül olsun, Sn. Cumhurbaşkanı'mız olsun bu haklarını hiçbir Müslüman için kullanmadı. Biz af istemiyoruz affedilecek bir hata da yapmadık. 28 Şubat mağdurlarının suçu Müslüman olmak ve hakkı cesurca müdafaa etmek. Yeniden tarafsız bir şekilde dosyaların açılmasını ve suçsuz insanların haklarının bir an evvel iade edilmesini talep ediyoruz. Aksi bir durumda bunun vebalini ne bizi yöneten ne de bu olaylara tepkisiz kalan Müslümanlar ahirette ödeyemez…”
Sivas davasında müebbet alan 82 yaşındaki Ahmet Turan Kılıç'ın oğlu Necdet Kılıç da “… Zaten yaşlı. Kendi işini falan da göremiyor… Cumhurbaşkanından affını istiyoruz, ulaşamıyoruz bile” diye konuşmuş babası için.
Avukat Cüneyt Toraman ise bu konuda TBMM Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan objektif rapora dikkat çekmiş: “Rapor bütün gerçekler anlatılıyor. Sivas'ta Müslümanlara yönelik bir kumpas kuruldu. Birileri kurban istedi o dönemin hükümetleri de masum insanları mahkemeye sunarak kurban ettiler. Bir kesim, ‘Ergenekon'da, Balyoz'da kumpas kurularak masum insanlara ceza verildi' diyor ve biz de 27 yıldır diyoruz ki; nasıl yeniden Balyoz ve Ergenekon dosyalarını incelendiyse Sivas'ta yaşanan olaylarda yeniden incelensin”.
Eski Sivas Baro Başkanı Avukat Muharrem Eliş ise, “Yargılamanın hem başlangıcında hem de ileriki safhalarında birtakım yanlışlıkların, birtakım ihmallerin olduğu dosyada sabit olmasına rağmen yeniden yargılama süreci başlatılmıyor. Cumhuriyet tarihinde bu kadar uzun süreli cezaevinde kalan bir başka hükümlü ve başka bir örneği yok. Yıllardır birçok af çıktı; fakat bu afların hiçbirinden Sivas mağdurlarına uygulanmadı” demiş.
Tıpkı Sivas davası mağdurları gibi şu an itibarıyla 26 yılını devirenlerin de içlerinde olduğu 220'den fazla kişi, Hizbullah davasından mağdur olarak içeridedirler. Müebbet almış olan bu mahkumların zamanında gözaltına alan polisleri, yargılayıp ceza veren savcı ve hakimleri FETÖ'den dolayı şu an cezaevinde veya yurt dışında kaçaktırlar. Bu durumda 28 Şubat mağdurları olarak yeniden yargılama talepleri neden hep göz ardı edildi? 15 Temmuz'da bu insanların aile ve yakınları henüz kimse varmamışken meydanları dolduranlardı. Yaşı geçkin ve hasta olanlar için af yetkisini Sezer gibi kullanma cesareti ve arzusu ne Gül ne de Erdoğan‘da olmadı. Halbuki Erdoğan'ın Kasımpaşalı olma yönünü unutmadık. Ayrıca geçenlerde 28 Şubat'ın meşhur komutan ve diğer sorumlularından 21 kişi müebbet almalarına karşılık yaşlılık gerekçesiyle cezaları ertelenmedi mi? Erdoğan ve yargı bu çelişkiyi adaletin neresine sığdırıyorlar ki suskun kalıyorlar. İnsanlar bunu nasıl değerlendirir diye düşünülmüyor mu? Yoksa Ak Parti iktidarda olsun da bu mazlumlar kurban mı olsun?
Şimdi sayın Bulut'un bu teklifi, seçim arifesinde değerlendirilir mi diye düşünüyorum da ihtimal vermiyorum. Erdoğan ve şürekası neden bu konuda lakaytlar şeklinde seçim arifesinde en çok konuşulan konu bu oldu. Acaba bu ailelerden ve bu davaların tabanlarından seçim beklentileri yok mu? Varsa hangi yüzle…