Seçimler yapıldı. Herkes kendi hal ve mertebesine göre alınan sonuçlara karşı bir hal oldu. Kanaatimce bu hal ile sahte içki arasında bir bağlantı vardır.
Seçimler sahte içki meselesini unuttursa da aslında birbiriyle alakalıdır. Zira Hürriyet gazetesinden Ertuğrul Özkök, seçim sonuçlarına karşı yenilmişlik psikolojisine kapılmış olanlara bir kadeh içkinin iyi gelebileceğini söyleyerek(Hürriyet gazetesi: 03.10.2015) bunu teyit etti.
İçki, siyasi bir polemik konusu değildir. İçki, ideolojik bir mesele de değildir. Hiç şüphesiz içkinin çok derin bir felsefesi vardır.
İçki içenler bundan şunları beklemektedir;
-Korkuyu, endişe ve stresi dağıtmak
-Üzüntüyü dağıtmak
-Dünya dert ve meşgalelerinden kurtulmak, zihni rahatlatıp dinlendirmek
-Daralmışlıktan ve kalıplardan kurtulmak
-Coşku ve neşe elde etmek
-Rahat bir nefes almak
-Hoş bir sohbet ve hoş bir kafa sahibi olmak
-kalıplarını aşarak orijinal fikirler elde etmek
-Edebiyatta, sanatta orijinal eserler ortaya koymak
-İnsanların kınamasından kurtulmak
-Bilinçaltını boşaltıp rahatlamak
-Özgürlük duygusuna sahip olarak prangaları kırmak
-Kavuşma duygusunu tatmin etmek
Bunları hakikaten yapabilecek bir içki var mı dünyada? İster sahte ister gerçek mayalanmış olan üzüm şırası bunu yapabilir mi? Dünyada böyle bir saki var mı? Evet, var ama bu üzüm şırası, alkol, arpa suyu falan değildir. Bu, saki Kur'an'dır, Kur'an'dadır. “Hani Musa, kavmi için Rabbinin sakiliğini isteyince ona “asanla vur taşa dedik” ondan on iki pınar fışkırdı.(Bakara:60) Demek ki içkiden beklentisi olanların istediği her şey, istedikleri saki Kur'an'dadır. Hikmet kâseleri ondadır. Hakikisi odur. Çünkü Saki Hak Teâlâ'dır(Cin:16) ve bütün bunları Kur'an'da sunmuştur. Onun için bunun dışında bütün içkiler sahtedir. Sahtelik de Kur'an'da yasaktır. Yani içki sahte olduğu, onu içmek de nefse karşı sahtekârlık olduğu için haramdır. Gerçek dindarların ve din bilginlerinin, onları günah olan bir söz söylemekten ve sahtekârlıktan men etmeleri gerekmez miydi? (Maide:63). Yani içki insanın serini hoş ettiği için değil bunu sahtekârlıkla, sahtece yaptığı için haramdır.
Haram olmasından soyut olarak içki içenler ondan bunu bekliyor. İnsanların beklentisi meşrudur, doğaldır, hoştur. Ancak onların aldığı içki bunu yapamaz. Çünkü içkinin gerçeği de sahtedir. Bu duyguların hiç birisini insanlara vermiyor. Sadece bu beklentiyle onları çekiyor fakat onları hayal kırıklığına uğratıyor. Çünkü içkinin gerçeği yoktur. Çünkü gerçeği de sahtedir. Çünkü sahtesi de gerçeği de hayal kırıklığına uğratıyor. Mesela Ertuğrul Özkök içki içerse hakikaten yukarıda bahsedilen hal ve duyguları yaşayacak mı? Elbette hayır. Örneğin Ertuğrul Özkök sahte olmayan içkiyi alırsa bu hali yaşayabilecek mi yine hayır.
Kur'an-ı Kerim yukarıda zikrettiğimiz içkiden beklenen halleri yasaklamıyor. “Hamr” olarak içkinin bunu elde edemeyeceğini bunun ancak Kur'an ayetleriyle elde edileceğine hükmediyor. Bu nedenle içkiyi haram etmiştir. Müslümanlar insanların içkiden beklediği halleri iyi bilmelidir. Haram olmasının hikmetini iyi anlatmalıdır. Zira içki içen insanların umduğu bütün hal ve hoşluk Kur'an'dan alınır.
İçki içenlerin yukarıdaki beklentilerine karşılık Kur'an şunları buyuruyor;
-“Onlara hiçbir korku ve üzüntü yoktur”
-“Allaha tevekkül ettim, işimi Allaha havale ettim” (Gafir:44)
-“Gevşemeyin üzülmeyin inanıyorsanız üstün sizsiniz”(Âli İmran:139)
- “Musa'nın annesinin kalbi gamdan boşaldı” (Kasas:10)
-“Tabakadan tabakaya geçersiniz” (İnşikak:19)
-“İşte böyle şeylerle sevinsinler”(Yunus:58)
- “İşte bununla nefeslensinler, böyle teneffüs etsinler”(Mutaffifin:26)
-“…Meclislerde yer açın.” denilince yer açın ki Allah da size genişlik versin”(Mücadele:11)
-“Ey cin ve insan toplulukları! ...Donanımınız olmadan nüfuz edemezsiniz” (Rahman:33)
-“…Onların içlerine tesir edecek güzel söz söyle!”(Nisa:63)
-“Hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar.”(Maide:54)
-“Allah, şeytanın insanın bilinçaltına attıklarını yok eder ”(Hac:52)
-“…üzerlerindeki prangaları ve zincirleri kırar atar..”(Araf:157)
-“Kur'an'ı sana farz kılan Allah, elbette seni dönülecek yere kavuşturacaktır.”(Kasas: 85)
Biz bu ülkede çok gariplik yaşadık. Çok zulüm gördük. Ama asla Ertuğrul Özkök'ün bahsettiği sahte şaraba tenezzül etmedik. Biz sakimizi Kur'an'da bulduk. Biz asamızı bağrımıza bastığımız taşa vurduk. Kadehlerimizi oradan doldurduk. Artık ne nimet ne de mihnet başımızı döndürüyor. Biz her zaman hoş geliriz, hoş buluruz. İyisi mi Ertuğrul Özkök de bu şaraptan içsin. Yoksa yine ve yeniden hayal kırıklığına uğrayacak, asla umduğunu bulamayacaktır.