Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm da O’nun pak Rasûlüne olsun.
Bir Müslüman olarak, şu meşhur dış mihrakların ürünlerini almıyorum, elimden geldikçe de alınmasının önüne geçiyorum. Yerli üretim falan yutturmalarını da yutmuyorum. Elimden geldikçe, dedim. Çünkü elimden gelmeyen durumlar da var. Yerli üretim takı ve aksesuar ya da birtakım oyuncakları bulmak zor… Bulsak bile kimisinin hammaddesi yahut aparatları Çin’den geliyor.
Yunanistan’ın başı dara düşünce “Komşusu aç yatarken kendisi tok yatan bizden değildir.” hadis-i şerifiyle Yunanistan için yardıma teşvik eden, “Giden bilir, bizden farkları yok!” diyen biri, kendi ülkesinde deprem olunca yardımların önünü kesmeye çalışıyor. İnsanların acıları daha tazeyken, hatta birçokları acısını bile görememiş umutla enkaz başında beklerken atılan bir tweet ve yapılan şeref fukaralığı…
Sonra sosyal medyanın tepkisel gücü ortaya çıkıyor ve bu şahsı işinden ediyor. Arkadaş, bu marka değil mi siyonizme en çok para akıtan kazanç kapısı? Bunlar değil mi ara sıra neredeyse kârsız satıp insanların evlerine girmeyi başaran ve sonra yolmaya devam edenler? Markanın reklam yüzü olan kadın tweet atmasa, almaya devam edeceğiz demek ki… Gerçi “Almayın, aldırtmayın”ların çoğu da blöftür ya neyse…
Gelelim Çin’e… Çin de malumunuz coronavirüsü ile boğuşuyor. Çin’deki vaka ve ölü sayısının resmi rakamların çok üstünde olduğuna dair söylentiler de var. Çin’de iki kent karantina altına alınmış; yerleşim yerlerine giriş çıkışlar yasaklanmış.
İnsanlar diyor ki Çin’e kapılarımızı kapatalım. Eyvallah da, ya Çin’den gelen mallar, ürünler ne olacak? Çin’e ticaret için giden tüccarlarımız ne olacak? Ali Ekspress gibi, birçok insanın alışveriş yaptığı Çin alışveriş ağı ne olacak? Simpsonlar çizgi filminde Çin’in, kargo paketleri aracılığıyla dünyaya virüs yaydığı işlenmiş. Simpsonların kehanetine değil olayların bizzat içinde olduğuna ve tasarlanan birçok şeyi bildiklerine inanıyorum. Yapılmayacak şey değil virüsü bir kargo paketine işleyip dünyanın her tarafına göndermek. Olur, olmaz, ayrı… Tedbir almak zorundayız.
Gerçekten yerli olmak zorundayız. Oyuncağından takı ve aksesuarına, temizlik malzemelerinden çerezine kadar… Marketten ay çekirdeği alıyoruz, menşei Çin… O çekirdeği yerken haberleri seyrediyoruz: Doğu Türkistan’da Çin zulmü… Ne film ama çerezsiz gitmiyor(!)
Rabbim memleket kaynaklarına bereket versin. Ortaya onları işleyecek insanlar çıkarsın. Henüz yapamadığımız ve dışarıdan gelen ürünleri üretecek gayretli insanlar var etsin. Âmin…