Bu bizim fıtratımızdan gelen bir şeydir, her türlü gerginlik bizim huzurumuzu bozar, rahatsız oluruz.
Bireysel hayatımızda, bir sofrada, en küçük bir insan gurubu içerisinde ortaya çıkan ufak bir gerginlik ağzımızın tadını kaçırır, yediğimizi içtiğimizi içimize zehir eder.
Bir insan gerginlikten zevk alıyor, mutlu oluyorsa mutlaka fıtratındaki bozulmadan, tahribattan dolayıdır ve kesinlikle tedaviye muhtaçtır. İsterseniz küçük çevrenizde bu anlamda bir gözlem yapın anlayacaksınız.
Toplumsal hayatımızda, aynı ülkede yaşayan insanlar olarak, ümmet olarak da böyledir; gerginlikler temiz fıtrata sahip insan topluluklarını da üzmektedir.
Germek zorlamaktır, tabii akışın dışına çıkmaktır, taşkınlıktır. Kendi halinde akıp gitmekte olan trafikte birinin fırlayıp makas ata ata gitmesidir. Siz bu örnekleri çoğaltabilirsiniz.
Siyasi ve içtimai hayattaki gerginlikler toplumların en sık yaşadıkları üzüntü ve huzursuzlukların sebebidir. Toplumları gerenler, kendilerini öne çıkaracak değerleri olmayanlardır, gerginlikten başka öne çıkabilecekleri bir yol olmadığından böyle yaparlar.
Türkiye siyasetini gerenlere de biz bu gözle bakıyoruz. Halbuki bu ülkede geldiğimiz şu noktada insanımız artık akli selim ve sağduyu beklerken gerginlikte karar kılanların sesi daha çok çıktı.
Şurası unutulmamalıdır ki bugün belediyelere operasyonla gerginlik çıkaranlar ma’şeri vicdanı asla ikna edemeyecekler. Çizgilerini ve çalışmalarını hiç bir zaman tasvip etmesek de söz konusu operasyonlar onu yapanlara hiç bir puan kazandırmayacaktır.
Gelelim İdlib’de süren vicdansız katliama. Aslında bugün bu hunharlığı yazacaktım ama basit bir gerginlik gündemimizi işgal etti.
Karınlarında taşıdıkları yavrularıyla birlikte parçalanan sayısız Müslüman için hiç bir şey yapamıyor oluşumuz, korkarım Allah’ın gazabını üzerimize çekecektir.
Meseleye sadece “Kapımıza dayanacak yeni mülteciler” açısından bakıp öyle değerlendirmemiz, bizi de baştan beri kınayıp yerden yere vurduğumuz Avrupalı yapıverdi.
Başta yetkililer olmak üzere İdlib için mutlaka ve acilen ayağa kalkmalıyız, bir şeyler yapmalıyız.
Fıtratımızın gereği olarak en ufak bir gerginlikten üzüntü duyarız diye söze başlamıştık. İdlib’de yaşanan cehennemi hangi kelimelerle izah edebiliriz ki.