Gaziantep Üniversitesi Kongre ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen ‘Türkiye-AB Suriyelilere Yardım Programı'nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, geri kabul anlaşmasının ancak vize muafiyeti ile birlikte uygulanacağını ve geri kabul anlaşmasının devreye girmesiyle vize muafiyet anlaşmasının da haziran ayı içerisinde devreye girmesini beklediklerini söyledi.
Geri kabul anlaşmasının devreye girmesiyle vize muafiyet anlaşmasının da Haziran içerisinde devreye girmesini beklediklerini belirten Davutoğlu, “Türkiye için bu hayati bir konudur. Türkiye halkına bizim taahhüdümüzdür ve önümüzdeki günlerde inşallah Meclisimizden de gerekli bütün düzenlemeleri geçireceğiz ve Avrupa Birliği tarafından Avrupa Komisyonunun Mayıs içindeki raporu sonrasında gerekli adımların atılmasını da bekliyoruz.” dedi.
Davutoğlu, “Bu bağlamda yine önemli husus olarak Haziran ayında 33'üncü faslın açılması konusunda çalışmalarımız hızlandı. Pazartesi günü Türkiye ve Avrupa Birliği yetkilileri, bakanları ve komiserleri arasında da Gümrük Birliğinin modern şartlara uyumlaştırılması, güncellenmesi de içinde olmak üzere ekonomik görüşmelerle de büyük bir ivme kazanıldı.” bilgisini paylaştı.
Merkel'in gösterdiği liderlikle en başından itibaren mülteciler sorununa karşı insani tavır sergilediğini savunan Davutoğlu, “Almanya da, Avrupa da bizim Türkiye'de eleştirildiğimiz gibi eleştirildi. Fakat ben kendisine de daha önce ifade etmiştim. Belli dönemlerde insani tutum alanlar muhalefet tarafından eleştirilseler de tarih tarafından takdir edilirler. Tarihin altın sayfalarına yazılırlar. Bize de 'Suriyelileri geri göndermemiz gerekir' diyen muhalefet liderleri çıktı. Hatta Suriyeliler üzerinden siyasi polemik yapanlar çıktı. Hazreti Mevlana'nın sözünü bir kez daha hatırlattım. Biz bu topraklara sadece sevgi tohumları ekmeye geldik. Ortadoğu'ya, Balkanlar'a bütün topraklara sevgi tohumları ekeceğiz. Mevlana'nın kendisi de Konya'ya mülteci gibi gelmişti. Biz bu tavrımızı sürdüreceğiz. Sayın Merkel de bu insani tavrı dolayısıyla bugün Suriyeli mülteciler de takdirlerini ifade ettiler.” diye konuştu.
"Geri kabul anlaşması ancak vize muafiyeti ile birlikte uygulanır"
Bir gazetecinin ‘Türkiye, AB ile varılan anlaşmayı iptal etmeyi düşünüyor mu veya AB'ye yönelik başka adımlar atmayı düşünüyor mu?’ sorusu üzerine Davutoğlu, şöyle cevap verdi:
“Biz bu çerçevede vize muafiyetini, Avrupa Birliği-Türkiye mutabakatının ayrılmaz, asli unsuru olarak görüyoruz. Zaten vize muafiyetiyle bu mekanizmaları uygulayacak olan geri kabul anlaşması arasında da doğrudan bir ilişki var. Geri kabul anlaşması ancak vize muafiyeti ile birlikte uygulanır. Bütün bu mekanizmanın işlemesi, Geri kabul anlaşmasının uygulanması bir zarurettir. Bu tür spekülasyonların ötesinde biz, Türkiye-AB tarafları olarak, en azından Türkiye tarafı olarak, bunun pozitif bir gündemle yürümesini gerektiğine inanıyoruz. Biz üzerimize düşeni yapacağız. AB'nin de üzerine düşeni yaparak vize muafiyetiyle ilgili herhangi bir siyasi gerekçe ileri sürmeksizin hukuki sürecin tamamlamasını bekliyoruz. Öyle bir durum olmaması gibi bir ihtimali düşünmek istemiyorum. Zaten öyle bir durumda geri kabul anlaşması da devreye girmeyecek anlamına gelir. Bu negatif bir opsiyon değil, pozitif işbirliğine dayalı bir ihtimali hepimizin öne çıkarması lazım. Bu konuda neticeye ulaşacağımıza inanıyorum." dedi.
"BM Güvenlik Konseyi'nin yeterli adım atmamasının bedelini Suriye halkı ve Türkiye ödüyor"
Bir diğer gazetecinin de son günlerde Kilis’e atılan roketlere yönelik Türkiye’nin ne gibi önlem aldığı ve alacağı sorusunu da Davutoğlu, askeri her türlü tedbirin alınacağını söyleyerek şu şekilde cevapladı:
“Kilis'in hemen karşısında, Suriye sınırları içerisinde çok yoğun bir çatışma yaşanıyor. Türkiye olarak biz her zaman, Suriye'de bir an önce siyasi çözümün bulunması ve gerek rejimin, gerekse de terörün bitmesi için çok değişik çabalarda bulunduk. Bunlardan biri de güvenli bölge teklifliydi. Ama maalesef 4 yıldır sürekli gündeme getirdiğimiz bu teklif konusunda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin ve uluslararası toplumun yeterli adım atmamasının bedelini Suriye halkı ve Türkiye ödüyor. Biz kendi ulusal güvenliğimiz için her türlü tedbiri aldık, alıyoruz, almaya devam edeceğiz. Kilis'teki vatandaşlarımıza, özellikle şehit kardeşlerimizin ailelerine bir kez daha taziyelerimizi iletiyoruz. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz hafta içi Genelkurmay Başkanımızın da bir ziyareti oldu. Geçtiğimiz hafta içindeki haftalık görüşmemizde bu konuları detaylı bir şekilde ele aldık. Kilis'in savunması, Kilis'e yönelik atışların durdurulması için atılması gereken adımlar konusunda gerekli her türlü çalışma yapıldı. Mütekabiliyet çerçevesinde hemen mukabelede bulunulup, saldırı odakları imha ediliyor. Yine de Suriye içindeki bu terör odaklarının faaliyet alanları itibariyle özellikle hareketli birtakım araçlar üzerinden yaptıkları bazı saldırılar söz konusu. Önümüzdeki Pazartesi günü bakanlar kurulunda da bu konuyu ele alacağız. Atılması gereken ek adımlar hiç tereddüt edilmeden atılacak ve Türkiye'nin güvenliği söz konusu olması hasebiyle de gerekli askeri her türlü tedbir alınacak."
"Bize dışarıdan ve tepeden bakılmasına müsamaha gösteremeyiz"
Davutoğlu, bir gazetecinin vize muafiyeti ve basın özgürlüğüne ilişkin sorusu üzerine ise, “Konuşmak, Avrupa kültürünün bir parçasıdır. Bizim sadece kabul etmediğimiz husus, bize dışarıdan bakılmasıdır. Bize dışarıdan ve tepeden bakılmasına müsamaha gösteremeyiz. Biz Avrupa ailesinin bir parçasıyız. Basın özgürlüğü dahil her konuyu konuşabiliriz. Her hususu ele alabiliriz, objektif olarak bunları tartışırız.” cevabını verdi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Başbakan Davutoğlu, Gaziantep Üniversitesi Kongre ve Sanat Merkezi'ndeki basın toplantısının ardından Valilik tarafından düzenlenen resepsiyonun ardından Gaziantep Havalimanına geçti. Türkiye'den ayrılan Merkel'i, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile diğer ilgililer uğurladı. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)