LAHEY - Yaklaşık 1000 kişilik kapasiteye sahip olan Zalencentrum Salonunda düzenlenen program, Veysel Tartık tarafından okunan Kur'an tilaveti ile saat 18.30'da başladı.
2 saat süren programda okurlarıyla hasbihal eden Göktaş Hoca, selamlama konuşmasının ardından okurlarına Türkiye'de yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Allah'ın Sadık Kulları Yeryüzünün Varisleri Olmalıdır
Uzun zamandır Avrupa'daki okurlarıyla buluşmak için çaba sarfettiğini, bunun bu yıl kısmet olduğunu dile getiren Göktaş, bu buluşmadan ötürü Allah'a (cc) hamd etti.
Konuşmasına Enbiya Süresinin 105. "Andolsun, biz Zikir'den sonra Zebur'da da: "Şüphesiz Arz'a salih kullarım varisçi olacaktır" diye yazdık." ayeti ile devam eden Göktaş, "Allah'ın salih kulları yeryüzünün varisleridir, varisleri olmalıdırlar. Bu önemli bir yüktür. Bu hepimizin omuzunda Allah'u tealanın bize yüklediği bir yük olarak durmaktadır." dedi.
Bunun zıttı bir durumun olması durumunda bir dengesizliğin söz konusu olduğuna vurgu yapan Göktaş Hoca, sözü yine Enbiya Süresinin 107. ayetine getirdi. Göktaş, "Bizim Peygamberimiz (sav) için Allah'u Teala (cc) 'Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik' buyuruyorsa bu şu anlama geliyor. 'Allah'ın salih kulları yeryüzünün varisleri olacaklar ve alemlere rahmet olarak gönderdiğim Rasulümün rahmetini bütün alemlere taşımalıdırlar.'Allah'ın Rasulu alemlere rahmet ise bu bir gölge gibi, bu bir bulut, gibi bu bir nur gibi ve rüzgar gibi kendiliğinden gelmez. Sizler yeryüzünün varisleri olacaksınız ve O'nun rahmetini buraya taşıyacaksınız. Kime, Müslümanlara mı? Hayır. Allah'u Teala, 'biz seni Müslümanlara rahmet olarak gönderdik.' demiyor. Bütün alemlere Hz Muhammed (as)'ın rahmet olarak gönderildiğini ıspat etme gerçekleştirme, tahakkuk etme görevi bize verilmiştir."dedi.
Göktaş konuşmasına şöyle devam etti: "Dikkat edin, Efendimiz (as) Mekke'yi feth etmeye gidiyordu ve fetih için giderken hiç kimseye haber vermemişti. Bunun nedeni ise o mubarek beldede kanın dökülmemesi idi. Halbuki ölümü hak eden bir sürü kafir vardı. Sıradan kafirler değildi Kureyş'in kafirleri. Allah'ın Rasulune müminlere neler yapmamışlardı. Onların canları aslında helaldi. Ama Efendimiz müsaade etmedi. Onun için kimseye nereye gittiğini söylemedi. Hatta Hz Ebubekir'in bile haberi yoktu. Hz. Ebubekir birgün kızı Hz. Aişe'nin evine gelerek bakıyor ki kızı uzun seferin hazırlığını yapıyor. Bu neyin nesi bir sefer mi var sorusu üzerine Hz Aişe tek kelime ile olsa babasına cevap vermedi. Çünkü duyulmaması gerekiyordu ve O Peygamber alemlere rahmetti."
Göktaş hoca, Mekke'nin fethi esnasında yaşanan ve kendisini çok etkilediğini belirttiği bir olayı anlatarak konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sahabe anlatıyor; İslam ordusu öylesine muhteşem bir disiplinle ilerliyordu ki,yalnız şöyle bir baktım diyor ordu bir yere vardığında zikzak çiziyor. Merak ettim oraya gittim orada bir sahabe arkasında bir şey saklarcasına orduyu başka yöne yönlendiriyor. Merak ettim baktım bir dişi köpek yavrularını emziriyor. O sahabe Rasulullan'ın, 'Benim ordum buradan geçecek ama bu yavruların ağzı annelerinin memelerinden ayrılmayacak dedi. İşte bu alemlere rahmet olarak gönderildiğinin örneklerinden birisidir."
Allah ve Rasulunun sevgisini insanlar arasında yaymak gibi bir görevleri olduğunu hatırlatan ve bunu yapmadıkları taktirde sorguya çekileceklerini belirten Göktaş Hoca, "Müslümanlar sadece şekil ile değil özellikle uğruna koşuşturduğu değerler hususunda diğer insanlardan ayrılmalıdır. Cehennemliklerden, mücrimlerden ayrılmalıdır. Onların güldüklerine gülmemeli, ağladıklarına ağlamamalıdır. Bizler diğerlerine örneklik teşkil eden insanlar olmalıyız. İnşallah olacağız ve iyiye doğru gidiyor" diye konuştu.
Birilerinin nedense hep karanlık tablolar çizdiğine dikkat çeken Göktaş, "Ahir zamandır, öldük, bittik, tükendik" gibi karamsar tablolar çizen kimselere itibar edilmemesi gerektiğini söyledi. Göktaş, bu konuyla ilgili kendi hayatından bir kesit aktararak konuşmasını sürdürerek, "Müftülük yaptığım dönemde insanları İbrahim Ethem, Abdulkadir Geylani ve kesik baş hikayesi ile cemaatı ağlattığım günleri bilirim. Ama bugün öyle değil. Allah'ın Rasulu şöyle buyuruyor dediğim zaman delikanlı 'bir dakika bu hadis hangi kitapta geçiyor. Bu hadis zayıf bir hadis' diye sorgulayabiliyor. Yani artık hikaye anlatamıyoruz. Elhamdulillah karşımızda bizi susturacak bize haddimizi bildirecek gençlerimiz var."şeklinde konuştu.
Konuşmasının bir bölümünü bayanlara ayıran Göktaş Hoca, tesettürün önemine değindi.
Program sonunda görüşlerine başvurduğumuz dinleyiciler, yapılan sohbetten memnun kaldıklarını ifade ettiler. (Yusuf Zaman, Ali Aslan Işık - İLKHA)