Toplumun bir parçası olan birey ne kadar sağlıklı düşünüp davranış geliştirirse toplumsal hayat bir o kadar düzenli ve rahat bir yöne evrilir. Böyle bir tablonun oluşması için sadece bireylerin davranış boyutu yetmez, bir o kadar yöneticilerin sağlıklı düşünüp ihtiyaçlara cevap vermesi de çok önemlidir. Yöneticilerin veya statü sahibi insanların kendi sorumluluklarını bilmesi, kibar ve yardımcı olma özelliği, bireylerin psikolojilerini bilip ince davranma özelliği bireyleri her daim mutlu edecektir.
Yaptığım araştırmalara göre bireylerin bilmedikleri konularda doğru yönlendirilmeleri, mutluluk için bir nedendir. Psikolojik travmaları incelediğimizde çoğu insanın travmaları geçmişteki baskılardan, kaba davranışlardan ya da toplum içinde ciddi şekilde rencide edildiklerinden kaynaklı olduğunu müşahede edebiliriz.
Bir o kadar mutlu ve neşeli insanların hayatlarına baktığımızda da gösterilen ilgi, ince anlayış ve bireylerin kendilerini gerçekleştirmelerinde gösterilen davranış boyutunun da çok önemli olduğunu düşünüyorum. İnsanların hayat felsefesine baktığımızda insanlar hangi konumda olurlarsa olsunlar mesleki icralarıyla beraber her zaman mutlu olmak istemişlerdir. Böyle bir anlayışın filizlenip gelişmesi için örnek davranışların ön plana çıkması gerekir.
İnsanları yoktan var eden güç, örneklik noktasında Habibi’ni ön plana çıkarmıştır. Demek ki mutlu bir yaşam sürdürmek istiyorsak O’nu örnek almalı, O’nun pratiklerini uygulamalı. Kendisinin yanında yetişen insanların dilinden okuduğumuz kadarıyla O, hiçbir zaman çevresine kızmamış hep yanındakilerin gönlünü fethetmiştir. Tarihsel olaylara bakıldığında bir padişah bir yeri aldığında onun orayı fethettiğini yazarlar, çizerler, övgüler, övgüler…
Oysaki her insan İstanbul’dur onu karadan havadan her yerden fethetmek gerekir. Çünkü değerler ve inançlar noktasında hassasiyeti olan her insan bir Fatih’tir, Fatih olmalı. İnsan olması hasebiyle gönüllere girebilmeli, orda taht kurabilmeli. Asıl payitaht insanların kalpleridir. Oradaki tahtta oturabiliyorsak ne mutlu bize. Yapılan araştırmalara göre bugün insanların en çok ihtiyaç duyduğu şey zaruri ihtiyaçlardan sonra sevgidir. İnsanların belki parası, pulu, arabaları, evleri oldu fakat bunları anlamlandıran bir sevgisi olamadı. Sadece maddi hazlarla mutlu olmayı düşünenler bir kez daha yanıldı. Sadece fiziki şartları dikkate alarak yaşamsal şekli basit görenler bir kez daha yanıldığını çok daha iyi anladılar.
Çadırdan medeniyet çıkmaz deyip şehirlerde gökdelenler dikenlerin halleri ortada. Ne kadar medeniyet inşa ettiklerini hepimiz çok daha iyi görüyoruz. Kutsalları basite alıp bugüne tam cevap vermiyor diyen insanların hali ortada. İstedikleri kadar göğe çıksınlar varacakları yer yerin dibidir. Bu yaşanmışlıklardan yola çıkarak mutlu bir yaşam sürdürmek istiyorsak hayata bakış felsefemizi değiştirmemiz gerek. Bir defa bizler fani insanlarız misafir olduğumuz için kimseyi kırma hakkımız olamamalı, hep yukarılara bakarak aşağıyı unutmamalıyız.
Böyle bir anlayışa sahip olarak çevremize her türlü faydayı sağlamayı ümit ediyorum. Kaliteli ve mutlu bir yaşam için her konuda örnek olmak dileğiyle…
Selam ve dua ile…