Adıyaman Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü dereceyle kazanarak yerleşen Hatun Öztürk, görme engeline rağmen eğitim hayatına başarılı bir şekilde devam ediyor.
Ailesinin Adıyaman’ın Kâhta ilçesinde ikamet etmesi nedeniyle merkezdeki yurtta kalan Öztürk, hem yurt ortamında hem de üniversite ortamında arkadaşları ve hocaları tarafından çokça seviliyor.
"Herkese karne verilirken bana kâğıt parçası gibi bir şey verilmişti"
Ailesinin kendisine verdiği desteklerle ilk tercihle Adıyaman Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü dereceyle kazandığını söyleyen Öztürk, "İlkokulu aslında 3 yıl köy okulunda okudum. Görme engelli olduğum için kaydım yapılmadı. 3'üncü sınıfın ilk dönemi karne gününde anladım o zaman okula kaydımın olmadığını. Herkese karne verilirken bana kâğıt parçası gibi bir şey verilmişti, fark edince okula gitmedim." dedi.
Babasının, okumasını çok istediğini ve okuma hevesini hiç kırmadığını söyleyen Öztürk, "En büyük destekçim babam ve ailem. Sonra babam Ankara’da bir görme engelliler okulunun olduğunu öğreniyor; yatılı okul. Önce ablamı yaz kursuna gönderiyor sonra da ben gidiyorum. Orada hocalar benim daha ileri düzeyde olduğumu anlayarak tekrardan 3'ncü sınıftan başlıyorum okula."
Öztürk, "Braille alfabesini öğrenmek uzun bir süreç ama ben gider gitmez benim için kısa sürdü doğrusu çünkü boşluktaydım ve o boşluğu eğitimle kapatmaya çalışıyordum. Öğrendikten sonra sosyal etkinliklere katılmaya başladım. Başta müzik korolarına, sonra Türkiye’deki tek görme engelliler halk oyunu ekibine, görme engellilere özel olan goalballı öğrenip takıma giriyordum. Türkiye’de iki tane şampiyonluğumuz var. Satrancı öğrenmiştim, 3’üncülüklerim var. Daha sonra Adıyaman Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne birincilikle yerleştim. İlk dönem ne kadar zor olsa da hocalarım ve arkadaşlarımın desteğiyle rahatlıkla atlattım." ifadelerini kullandı.
Final ve vizelere hazırlanırken ses kayıtlarıyla çalıştığını belirten Öztürk, ilk hedefinin çok iyi bir edebiyat öğretmeni olmak olduğunu ifade etti.
Öztürk, "Bence insan elindekinin değerini bilmeli. Her zaman en büyük hayalim şuydu: Yatarken kitap okumak. Öyle uyumayı çok isterdim." diye belirtti. (Cemil Özdaş – İLKHA)