Son zamanlarda lugatlarımıza yeni ifadeler, hayatlarımıza yeni alışkanlıklar sokulmaya çalışılıyor. Başına muhafazakâr veya tesettür kelimeleri eklenerek İslamileştirilmeye, masum gösterilmeye çalışılan muhafazakâr moda haftası, muhafazakâr moda dergisi, tesettür modası gibi ifadeler yeni bir teşhir türünün öncü sarsıntıları sadece.
Dini bütün, inançlı, muhafazakâr diye nitelendirdiğimiz insanlar tarafından yapılan teşhirin, gösterişin her türünden beri olan İslam da kesinlikle yeri olmamasına rağmen lugatlara yeni bir ifade ekleniyor ‘İslami teşhir…'
Tesettür kelimesi her ne kadar kapanıp gizlenme, örtünme anlamına gelse de, sokaklarımız bize kapatarak göstermenin, teşhir etmenin de mümkün olduğunu her adım başında gösteriyor. Sosyal hayatta, iki tarafında gönlünü hoş etme adına orta şekerli tatta giyilen ‘tesettür' kıyafetleri karşısında, tesettür bunun neresinde diye sormaktan alıkoyamıyor kendini insan. Ne tam kapalı ne de tam açık, arafta kalmış kıyafetler, kişilikler.
Modern dünyada ‘bende varım' deme çabasında olan tesettürlü bayanları bu noktaya iten sebeplere baktığımızda karşımıza; bir dönem siyasi güç tarafından engellenen kitlenin zafer(!) sarhoşluğu çıkıyor… Hâlbuki günümüzde tesettürsüz baş örtmek mümkün hale getirildiği için yasağın bir anlamı, gereği kalmıyor.
Hakkıyla tesettürü taşıyan ve yaşayanları tenzih ederek; üniversitelerdeki birçok başörtülünün kimseye bir zararının olmadığını, aksine İslami yozlaşmanın hızla yayılması yönünde faydaları dahi olduğunu söyleyebiliriz. Üniversitelerin bahar şenliklerinde yaşanan ve basında ‘muhafazakâr kız öğrenciler konsere omuzlarda eşlik etti' gibi tiksindirici başlıklarla yer bulan olaylar yukarıdaki iddiamızı kanıtlar niteliktedir. Bununla beraber ‘başımı da örterim, ayrım yapmaksızın her mekâna da giderim' edasıyla başörtülü ama modern olduğunu ele güne kanıtlamaya çalışanlar, bu hareketlerin altında yatan 'eziklik psikolojisinin' farkındalar mıdır dersiniz?
‘Hayâ imandandır' hadisi Müslüman bireyin sosyal hayatına gerekli nizamı getirir niteliktedir. Son on beş yılda Müslüman bireylerin yaşadığı değişim rüzgarı beraberinde teşhir illetini de getirdi. Kılık kıyafetle başlayan teşhir, kişilerin önceliklerini değiştirerek; önem verdikleri değerlerden, hakikatten, ibadet ve amellerden uzaklaştırıyor.
İnanç dünyası uğradığı saldırıdan ötürü zayıflayan kişiler; beğenilme adına çeşitli manevralar yapmak zorunda hissediyorlar kendilerini. Örtünerek kıymet kazanan, korunan, mükerrem olan bedenler artık gösteriş ve dikkat çekmek için sergilenir hale geldi.
Gün geçtikçe haya, utanma, samimiyet gibi bir bayana en çok yakışan hasletler yitiriliyor tek tek. Tesettür aslından uzaklaştırılıyor gün be gün. Ne zaman ki üstünlük marka da değil takva da aranmaya başlanırsa işte o zaman dönecek her şey özüne, olması gereken yere.