Gönlümün bahçesinde
Açılır Gül-i hamra…
Dil harâbım
Derdime bulunmaz
Bugünlerde Merhemsâz
Endülüs nerede gül-i hamra
Nerede sarıklı bilgeler
Nerede yitik hikmet
Kudüs nerede gül-i hamra
Merd-i meydan
Selahaddin nerede
Ümmeti kardeş kılacak
Müminleri yüreğinde kavuşturacak
Sancak nerede
Mazlumlara bayram;
Zalimlere yas vuracak
Günler nerede
Sende açılırdı yüreğimin hüzün çiçeği
Gül-i hamra…
Aşkımın diğer adı
Sükunetimin yâdı
Ömrümün tek mûradı
Gül-i hamra…
Sendin canımın canı.
Koparır içimden
Söker her feryadımı
Sabaha korku düşer
Geceye dert…
Gül-i hamra;
Ben sende yitirdim
Güllerin kokusunu
Yüreğimde biriktirdim
Yılların tortusunu
Gül-i hamra;
Keşmir neredir bilirmisin
Bağdat,
Halep neredir
Yolun düşer mi
Yetim ülkelerin
Yanık bağrına…
Gül-i hamra;
Yürüdün mü Halep'in viran sokaklarında
Koştun mu kırlarında çocuklarıyla
Kerem ile Aslı'yı da gördün mü Gül-i Hamra?
Kerem eyleyip Aslına döndüğün kaldırımlarda
Sayıkladın mı ümmet vatanın kahrını
Her çırpınışında
Yüreğimi saran gurbeti
Ve gözlerimde tüten hasreti
Sen de tattın mı?
Bilirim gül-i hamra
Acının her çeşidi öğütür yüreğini
Bilirim, aşk senin kırmızı dudaklarında saklıdır
Ne olur gül-i hamra
Esirgeme yüreğimi kanatan
Gözyaşlarını
Bırakma başka zamana
Beraber ağlayalım
Kahır yüklü hanelerin
Sönen ocaklarına
Koşalım gül-i hamra
Gidelim buralardan
Söylemek gelmez içimden
Ne olur dinle beni
Kalmak istemez burada yüreğim
Ya gidelim bu kara günlerden
Ya da sabahın yakasından tutup getirelim
Ümmet vatana
Ne olur gül-i hamra
Ne olur dinle beni…