Ahlak dışı dizi ve programların toplum üzerinde, özellikle çocuklar ve gençler üzerinde olumsuz etki bıraktığına dikkat çeken sivil toplum kuruluşu yetkilileri, Batılı hayat tarzının esas alındığı ve toplumun hiçbir değeri ile uyuşmayan bu türden dizi ve programların yasaklanması çağrısında bulunuyor.
Bazı televizyon dizileri ve programları, toplumun inanç ve ahlak değerlerini, onarılması güç bir şekilde tahrip etmeye devam ediyor. Özellikle de “gündüz kuşağı” olarak adlandırılan ve yoğunlukla kadınlara hitap eden birtakım programlar, manevi ve ahlaki temelleri derinden sarsıyor.
İnsanlık onuru ve özellikle de kadının naifliği, pespaye söylem, eylem ve tavırlarla adeta ayaklar altına alınıyor.
Evlilik programları yasaklandıktan sonra farklı formatlarla yayınlarına ara vermeden devam eden bazı TV kanalları, “gündüz kuşağı” kadın programları ile toplum ahlakını yok etmeyi sürdürüyor.
Son günlerde bazı televizyon kanallarında yayınlanan “gündüz kuşağı” programları, toplumun inancını ve değer yargılarını hiçe sayarak aile ve akraba ilişkilerini yozlaştırmaya çalışırken bu durum toplumun tepkisine neden oluyor.
Diyanet-Sen Gaziantep Şube Başkanı Müslüm Göral, söz konusu “gündüz kuşağı” programlarında ve dizilerde ahlaksızlığın meşrulaştırıldığını belirterek ailenin hedef alındığına dikkat çekti.
Ahlaksız program ve diziler için RTÜK’ü görevini yapmaya davet eden Göral, aileyi, kadını ve toplumun milli, manevi değerleri başta olmak üzere her türlü değerini hiçe sayan birçok dizi ve gündüz kuşakları programlarının toplumu parçalamaya yönelik olduğunu söyledi.
Göral, geleceğin teminatı genç nesillerin dizi ve “gündüz kuşağı” programlarının etkisi altında kalarak yozlaştırıldığını belirtti.
Daha önce evlilik programları ile birlikte aile mahremiyetinin hiçe sayıldığını belirten Göral, şimdilerde ise bu programların yerini “gündüz kuşağı” programlarının aldığını ve RTÜK’ün bu programları yeteri kadar denetlemediğini ve yaptırım uygulamadığını ifade etti.
“Aile yapımız bu yayınlarla yıkılmaktadır”
Bazı televizyon kanallarında “gündüz kuşağı” adı altında programlar yapıldığını anımsatan Göral, “Bu programlarda aile yapımızı rencide eden bazı yayınlar yapılmaktadır. Bu yayınlar aile yapımızı yozlaştırmaktadır. Bizim aile yapımız ve İslam'ın aile yapısı ile alakası olmayan bazı yayınlar yapılmaktadır. Malumunuz bayan veya erkek eşini aldatıyor, bunu rahatlıkla kameralar önünde söyleyebiliyor. Affedersiniz başka birinden çocuğu oluyor, bunu rahatlıkla söyleyebiliyor. Bu da toplum tarafından zamanla normal bir hareketmiş gibi görünüyor, görülmeye başlanıyor ve böylece bu durumlar normalleşiyor. Normalleştikçe de toplumda bir yozlaşma meydana geliyor. İslami çizgilerimiz ve İslami aile yapımız, bu yayınlarla sabote edilmektedir. Aile yapımız bu yayınlarla yıkılmaktadır.” dedi.
“RTÜK bu konuda hiçbir adım atmaktadır”
RTÜK’e seslenen Göral, “Özellikle bu konuda RTÜK’ün artık bir şeyler yapması gerekiyor. Daha önceki yıllarda evlilik programları vardı. Yine bunlarla alakalı toplumda büyük tepkiler oluyordu. Bu programlar dile getirilerek sonunda kaldırıldı. Fakat bu programların yerini ‘gündüz kuşağı’ programları almaya başladı. ‘Gündüz kuşağı’ programlarını bayanlar izlemektedir. Böyle de olunca ailenin temel taşı olan kadınlarımız İslam dışı hareketleri normal görmeye başlıyorlar. Bizim aile yapımız bu nedenle bozulmaktadır. Sadece bu programlar değil, birçok televizyon kanalında yine bazı ahlak dışı diziler oynatılmaktadır. Bu dizilerde aile yapımızı bozmaktadır. Bu konuda RTÜK çok sessiz kalıyor, gösterilen tepkiler dikkate alınmıyor. Bu konudaki tepkiler ve şikayetler dile getirilmesine rağmen RTÜK bu konuda hiçbir adım atmaktadır.” ifadelerini kullandı.
“Toplumu RTÜK’e şikayetlerini dile getirmeye davet ediyorum”
Sivil toplum kuruluşlarını ve halkı, söz konusu “gündüz kuşağı” programlarına ve dizilerde yayınlanan ahlaksızlığa tepki göstermeye davet eden Göral, şunları söyledi:
En azından toplam olarak RTÜK’e bir mesaj çekebiliriz veya şikayette bulunabiliriz. Bu konuda hepimiz şikayetçiyiz. Toplumda bu konuda şikayetçi olan kardeşlerimiz bu konu ile ilgili olarak RTÜK’e hiç şikayette bulundu mu? Bu yayınlarla ilgili olarak kaç tanemiz şikayette bulunduk? Bu konuda duyarlı olmalıyız. Toplumu RTÜK’e şikayetlerini dile getirmeye davet ediyorum. Bu sorunu dile getirmeliyiz. Tepkimiz göstermeliyiz. Sadece kendi aramızda, sohbet ortamında değil, şikayetlerimizi artık eyleme geçirmeliyiz. Aynı zamanda RTÜK’ün ilgili şikayet kanalları var, bu kanallara şikayetlerimizi iletebiliriz.”
“Bu programların toplum tarafından kabul edilmemesi ve itibar edilmemesi gerekir”
“Gündüz kuşağı” programları ve ahlaksız diziler üzerinden ailenin hedef alındığına dikkat çeken Göral, “Çünkü bu programlarda yapılanlar toplumda zamanla normal bir hale geliyor ve gayri meşru ilişkiler normalmiş gibi gösteriliyor. Televizyon kanalları tüm bunları reyting uğruna yapıyor. Her şey reyting değildir. Bizim değerlerimiz, dinimiz, dinimizin belirlediği çizgiler var. Bunları da göz önüne almamız lazım. Televizyon kanalları reyting yaparken bazı kanallar yine aldatma yapıyorlar. Toplumun merakını uyandıracak bir konuyu ele alıyor, bunun yanında diğer gayri meşru ilişkileri de aynı şekilde topluma sunuyor. Bu programların toplum tarafından kabul edilmemesi ve itibar edilmemesi gerekir. Fakat maalesef reyting oranlarına baktığımızda da gerçekten bu programlar yüksek reyting ile izleniyor. Bu da aslında bizim içler acısı durumumuzu göstermektedir.” şeklinde konuştu.
“Toplum bu tepkisini şikayetlerle RTÜK’e bildirmelidir”
Bu konuda en önemli görevin RTÜK’e düştüğünü belirten Göral, “Fakat topluma da bu konuda büyük görev düşmektedir. Toplumun bu konudaki şikayetini dile getirmesi gerekir ve toplum bu tepkisini şikayetlerle RTÜK’e bildirmelidir. Bu programları şikayet edersek veya şikayetlerimizi sık sık RTÜK’e gönderirsek, o zaman RTÜK kendi kendine bir çeki düzen vermek zorunda kalır ve bu konuları bilmek zorundadır. RTÜK üyeleri de bu toplumdan olan insanlardır. Bütün üyeleri bizim insanlarımız ve bu tür programların uygunsuz olduğunu gören de yine RTÜK üyeleridir. RTÜK’ün bu sorunu çözmesi gerekir. Ama bizim de üzerimize düşeni yapmamız lazım. Tabi ki bu konuda öncelikli görev RTÜK’ündür. Toplumdan herhangi bir şikayet gelse de gelmese de RTÜK’ün televizyon kanallarını denetlemesi lazım. Çünkü RTÜK’ün kuruluş amacı bu. RTÜK’ün kuruluş amacı toplumu rencide, dejenere edecek ve bozacak yayınların önlemesidir. RTÜK, eğer bu temel kuruluş amacını yerine getirmiyorsa o zaman hiçbir amacı yoktur. Orada olmasının bir anlamı yoktur. RTÜK görevini yapmıyor diye bizimde yerimizde oturmamamız lazım. Şikayetlerimizi ve üzerimize düşeni yapmamız lazım.” diye konuştu.