IŞİD’in Kobani’ye saldırısını bahane eden PKK/HDP’li çetelerin kurban eti dağıtırken saldırdıkları ve vahşice katlettikleri Yasin Börü’nün amcası, Yasin ve arkadaşlarının katledilmesinin altında yatan ibretlik olaylara dikkat çekerek, ulusal basının olay karşısındaki duyarsızlığına tepki gösterdi. Kurban Bayramı’nda et dağıttığı sırada PKK/HDP’li çetelerce katledilen Yasin Börü adlı lise öğrencisine yapılan vahşeti duyduklarında büyük acı ve üzüntü yaşadıklarını söyleyen amca Mustafa Börü, elinde molotof kokteyli ile gösteriler sırasında öldürülen Berkin Elvan için ‘çocuktu’ deyip hesap soranların ve bu olayı gündeminden düşürmeyen medyanın Yasin Börü’ye sessiz kalmasını ikiyüzlülük olarak değerlendirdi.
“Yasin’in katledilmesine sessiz kalanlar, yaşanılan vahşete destek vermiş ve rıza göstermişlerdir” dedi.
16 yaşındaki lise öğrencisi Yasin Börü, Kurban Bayramı’nın 4. günü ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıttığı sırada HDP’nin çağrısıyla sokaklara inen PKK yanlısı çetelerin saldırılarına uğrayarak vahşice katledilmişti.
Bir apartmanın üçüncü katından aşağı atıldıktan sonra cesedi molotof kokteylleriyle yakılan Yasin’e yapılan bu zulümlerin kabul edilemez olduğunu söyleyen amca Mustafa Börü, Yasin’in katledilmesine sessiz kalanların, yaşanan vahşete destek verdiklerini ve rıza gösterdiklerini belirtti.
Börü, “Daha dün Gezi olaylarında Berkin Elvan ismini hatırlayacaksınız. Elbette kimsenin ölmesine gönlümüz razı olmaz. Ancak o gün orada borazanlarını öttüren, insan haklarını savunduklarını söyleyerek seslerini yüksek perdeden çıkaranlar, bir çocuk katledildi diyerek tüm toplumun vicdanı üzerinden ajitasyon yapanlar! Size sesleniyorum: PKK/HDP’li çeteler 16 yaşındaki Yasin Börü’yü linç ettiler. Yetmedi kafasını taşlarla ezerek çekiçlerle parçaladılar. Yetmedi bir binanın 4. katından aşağı attılar. Yetmedi, üzerinden araba ile geçtiler. Yetmedi, benzin döküp yaktılar. Sorarım size IŞİD bunu yapmış mıdır? IŞİD katliam yapıyor bahanesi ile çetelerini sokağa dökenleri bu kadar mı kollayacak, bu kadar mı görmeyeceksiniz? Şunu unutmamak gerekir; Yasin’in katledilmesine sessiz kalanlar yaşanılan vahşete destek vermişlerdir” ifadelerini kullandı.
ÇOK HAYÂLIYDI
Yasin’in oldukça güzel bir ahlaka sahip olduğunu anlatan amca Börü, “Yasin denildiği zaman hemen duraklıyorum. Bizim aşiretimiz çok geniştir fakat bu aşiret içerisinde Yasin gibisi yoktu. Mükemmel bir ahlaka sahipti. Size yakın zamanda yaşadığımız bir olaydan örnek vereyim. Bayramın ikinci günü beni ziyarete geldi. İki saat beraber oturduk. O kadar saygılıydı ki, hep diz üstünde oturuyor ve hiç bu duruşunu değiştirmedi. Benim bir büyüğüm ona bir soru sordu ama hayâsından ona cevap veremedi. Ben Yasin’in adına cevap verince Yasin tebessüm etti ve rahatladı. Yasin akrabaların içinde benzeri olmayan bir kişiliğe sahipti. Bizim aile efradımızın tamamı İslam’ı yaşayan ve yüce ahlak sahibi insanlardır. Fakat Yasin hepsinin içinde nadide biriydi. Düşünce yapısı bambaşkaydı. İnsancıldı ve hiç kimseyi incitmezdi” dedi.
BATAKLIK İÇİNDE BİR ‘GÜL’ GİBİYDİ
Merhametiyle dikkat çeken Yasin’in, kendilerine merhamet gösterdiği kişiler tarafından katledildiğini söyleyen amca Börü, “Beni hüzünlendiren nokta Yasin’in anlaşılamamasıdır. En kötü insana bile merhamet gösteren bir insandı. Buna rağmen Yasin’in merhamet gösterdiği şahıslar onu bu hale getirdi. Beni sevindiren nokta ise; merhamet etmeyene merhamet ederek onlara örnek olmasıydı. Yasin, çocukluğundan beri devamlı Kur’an dersi alıyordu. Namazlarını özellikle cemaatle kılmaya çalışıyordu. Evlerinin bulunduğu çevredeki çocukların birçoğu esrar, eroin ve hırsızlıkla uğraşıyordu. Yasin ise, bu bataklık içinde bir gül gibiydi ve o çevreye hiç benzemedi. Mahalledeki arkadaşlarının kötü alışkanlıklarından kurtulması için onlara telkinde bulunuyor, sürekli onlara Allah ve Resulünü anlatıyordu” ifadelerini kullandı.
“BEN HABİL OLMAYA DEVAM EDECEĞİM”
Yasin’in bütün insanlara kucak açtığını aktaran amca Börü, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yasin’in kurban eti dağıttığı insanlar onlara taş atıyorlardı. Arkadaşları buna hayret ediyordu. Yasin buna cevaben, “Bırak onlar bizi taşlasınlar. Biz onlara kucak açalım. Onlara et verelim. Onlar Kabil olsunlar, biz Habilliğimizi bozmayalım. Kabil benim başımı taşla ezsin. Fakat ben Kabil değilim. Habil olarak kalacağım” demiş. Bu sözü beni çok duygulandırdı. Yasin’in böyle bir yaşam tarzı vardı. Olaylardan önce eşi KCK’den tutuklanan bir tutuklu, Yasin’e, ‘Siz bizim görüşümüzü bilmiyor musunuz? Neden bize yardım ediyorsunuz?’ diye sormuş. Yasin de cevaben, ‘Sizin eşiniz KCK’den tutuklanmış olabilir. Kötü bir insan da olabilir. Fakat sizin çocuklarınız masumdur. Onlar daha küçük, onların bir suçu yoktur. Siz mazlum ve mağdursunuz. Bundan dolayı biz, sizin çocuklarınızı kardeş olarak görüyoruz. Bu etleri bu masum çocuklara getiriyoruz. Bu çocukların mağduriyeti giderilsin’ cevabını vermiş.” şeklinde konuştu.
BAZILARI HABİLLERİ GÖRMÜYOR VE HAKLARINI GÖZETMİYOR
Arkadaşlarıyla beraber katledilen Yasin’in İslami faaliyetlerinden dolayı şehit edildiğinin altını çizen amca Börü, gösteriler devam ederken katledilen mazlumlara değinmeyen hükümet hakkında, “Dünya üzerinde Habil’ler nadir kalmış. Fakat bazıları o Habilleri görmüyor ve haklarını gözetmiyor. Bugün bölgede eline kaşık-çatal alıp çalanlar bu zulme ortaktır. Bunlar İslam’a saldıranlara açıkça destek oldular. Ayrıca Recep Tayyip Erdoğan, ‘Eğer bir kurt kuzuyu kaparsa, bu benden sorulur.’ diyor. Ama kusura bakmasın, bir baş sağlığı için bile aramıyorlar. Bir sorumlu Müslümandan beklenen tavır bu değildir” dedi.
BİR KUR’ÂN AŞIĞIYDI, BU AŞKLA YANIYORDU
Şehit edilmeden önce yaptığı İslami çalışmalar hakkında bilgi veren amca Börü, “Yasin küçük yaşlarda Mustazaflar Derneği’ne gidip Kur’an dersi alıyordu. Kur’an-ı Kerim öğrendikten sonra, Kur’an’ı bilmeyenlere Kur’an öğretmeye çalışıyordu. Sürekli şu hadisi söylerdi: ‘Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir.’ En hayırlı olmaya çalışıyordu. Bir Kur’an aşığıydı. Bazıları paraya âşık olur, bazıları da dünyalık şeylere. Fakat Yasin, Peygamber Sevdalısıydı. Kutlu Doğum mitingleri için broşürleri, aşkla ev ev dolaşarak halka dağıtıyordu. Bu aşkla yaşıyordu. Peygamber Sevdalıları Platformu’na gönüllü biriydi. Kutlu Doğum aylarında çok heyecanlanıyordu. Bir aşığın, âşık olduğu kişiye kavuşması gibi heyecanlanıyordu. Peygamberi sevmek bambaşkadır. Fakat bunu pratikte göstermek daha güzeldir” açıklamasını yaptı.
BİR YASİN GİDER YERİNE BİNLER GELİR
Allah katında yapılan hiçbir fiiliyatın karşılıksız kalmayacağını dile getiren amca Börü, son olarak, “Allah katında hiçbir şey kaybolmaz. Devlet yöneticilerimizin hepsi bu suça ortaktır. Eğer Allah’tan korkuyorlarsa tövbe etsin, kendilerine çeki düzen versinler. Allah, Yasin gibi insanları çoğaltsın. Temennimiz, onun gibi nadide insanların şehit olduktan sonra yerlerine binlercesinin gelmesidir. Ben eminim ki, onların şahadetiyle bir ağaç gidecek ama yerine binlerce ağaç gelecektir. Bu dava gelişecek ve Allah’ın takdirine hiç kimse karşı çıkamayacaktır. Yasin ile Allah’ın katında, o yüce makamda görüşürüz inşallah” dedi.
Aileler PKK-HDP çetelerinin vahşetini anlattı
Diyarbakır’da, Kobani bahanesiyle HDP-PKK çetelerinin saldırısına uğrayıp vahşice şehit edilenlerin aileleri PKK-HDP çetelerinin kan donduran vahşetini anlattı. 3 kişiyi katledip 3. kattan aşağı atan canilere, şehidlere işkence yapılırken balkondan seyreden kadınlar zılgıt çekerek, ‘Yakın bunları’ demiş
Kurban Bayramı’nın 4. gününde Yasin Börü (16), Hasan Gökgöz (26) , Yusuf Er (18) ve Hüseyin Dakak (19) Bağlar ilçesinde aralarında Kobani’den gelenlerin de bulunduğu ailelere kurban eti dağıtırken gözü dönmüş PKK-HDP canilerinin saldırısına uğradı. Yoksulların bayramda evlerine kurban eti girmesini sağlamak için çalışan 4 gençten 3’ü çetelerin silahla saldırması üzerine sığındıkları bir binanın 3. katında vahşice katledilip aşağı atıldı. Gözü kan bürümüş katiller bununla yetinmeyerek aşağı attıkları 3 gencin cesedine işkence yaptı.16 yaşındaki Yasin Börü’nün üzerinden arabayla geçildi, Hüseyin Dakak’ın ise başı taşla ezildi.
Cesetleri tanınmayacak hale gelen Börü, Gökgöz ve Dakak, aileleri tarafından güçlükle teşhis edilebildi. Çocuklarının işkence ile öldürülmesinin acısını yaşayan aileler, olayın sorumlularının bir an önce bulunmasını istedi.
OĞLUM FAKİRLERE KURBAN ETİ DAĞITIYORDU
Çetelerin saldırısında şehit olan oğullarının cenazesini teşhis etmek için kaldırıldığı hastanenin morguna giden Börü’nün ailesi, Yasin’i giysilerinden ve ayağındaki beninden teşhis edebildi. Anne Hatice Börü, Kurban Bayramı’nda kurban eti dağıtmak için dışarı çıkan oğlunu son kez gördüğünü söyledi. Yasin’i İslam’ı öğrenmesi için derneğe gönderdiğini anlatan açıla Anne, hayırsever bir çocuk olan oğlunun olay günü de yoksullara kurban eti dağıtmak için evden çıktığını belirtti.
YASİNİMİN CESEDİNE İŞKENCE YAPTILAR
Vahşice öldürülen oğlunu ayağındaki benden teşhis edebildiğini söyleyen Börü, yüksekten atıldığı için oğlunun tanınmaz bir hale geldiğini anlattı. Börü, “Televizyonda görüntülerini gördüğümde de gömleğinden tanımış, ‘Bu Yasin’im’ demiştim. Çevremdekiler bana isminin Yasin olmadığını söylüyorlardı. Bir yandan da bu cesedin Yasin’e ait olmaması için dua ediyordum” şeklinde konuştu.
3. KATTAN AŞAĞI ATTILAR
Anne Börü, olay günü yaşananları saldırıdan yaralı kurtulan Yasin’in arkadaşı Yusuf Er’den öğrendiğini aktararak, şöyle konuştu: “Bir grup sokak ortasında onları sıkıştırmış. Onlar da kaçıp bir eve sığınmışlar. Evdeki kadın onlara karışmamış fakat eşi dışarıdaki saldırganlara telefon açıp, ‘IŞİD’ciler burada’ demiş. Onlar da IŞİD üyesi olmadıklarını belirtmişler, ancak ikna edememişler. Bunun üzerine ev sahibi saldırganlara kapıyı açmış. Onlar da 4 genci silahla taradıktan sonra Yasin ve 2 arkadaşını 3. kattan atmış. Bu da yetmez gibi cesetlerine de işkence yapılmış.”
SORUMLULAR HESAP VERSİN
“IŞİD üyesi oldukları gerekçesiyle vahşice öldürüldüler. Kurşun sıkıp öldürdünüz anladık, ama cesetlerine işkence yapmak ne demek?” diyen Börü, yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Börü, oğlunun son derece başarılı ve saygılı bir çocuk olduğunu, hep takdir ve teşekkür belgesi getirdiğini ifade ederek, Yasin’in kimse ile kavga etmeyecek kadar da iyi niyetli bir çocuk olduğunu belirtti. “Keşke ona biraz kendini savunmasını öğretseydim. Bir gün dahi eline bir taş almadı” ifadelerini kullanan Börü, olayda en ufak bir payı olanların dahi cezalandırılması gerektiğini sözlerine ekledi.
“BİR KURT, KOYUNU DAHİ O ŞEKİLDE PARÇALAMAZ”
Baba Fikri Börü ise oğlunun okuldan arta kalan zamanlarda ve hafta sonları işlettiği ekmek fırınında kendisine yardım ettiğini, fırına gitmediğinde de evde olduğunu söyledi. Bayramda da fırına gitmeyi teklif ettiğini, ancak oğlunun kurban eti dağıtmak için arkadaşlarına yardıma gideceğini ifade ettiğini anlatan baba Börü, şunları dile getirdi: “Oğlum vahşice öldürülmüş. Gencecik çocuğumun cesedi tanınmayacak haldeydi. Ayağındaki benden teşhis edebildim. Bir kurt, koyunu dahi o şekilde parçalamaz. Kobani’yi bahane ederek, Türkiye’ye gelip olay çıkarmak için bunu yaptılar. Burayı Kobani’ye çevirmek istediler. Allah bunu onlara bırakmasın. Kimsenin ciğeri bu şekilde yanmasın.”
HASAN’IMI ŞEHİT ETTİLER
Hasan Gökgöz’ün (25) annesi Mehtap Gökgöz de Kürtçe yaptığı açıklamada, oğlunun fakirlere yardım etmek için evden ayrıldığını, olay günü sokakların karışması üzerine oğlunu arayarak nerede olduğunu sorduğunu dile getirdi. Oğlunun kurban eti dağıttığını ifade ettiğini kaydeden Gökgöz, daha sonra aradığında Hasan’ın telefonunu açmadığını belirtti. Gökgöz, şöyle dedi: “Oğlum şehit edildi Elhamdülillah, çok şükür. Hasan’ım Allah, peygamber ve Kuran yolundaydı. Yahudiler, münafıklar bilsinler ki davamızdan pişman değiliz. Hainlik edip oğlumu öldürdüler. Selahattin Demirtaş’tan davacıyım. Sizin derdiniz, davanız IŞİD değil, bizdik.”
HASAN: BİZ ŞEHİT OLACAĞIZ ANNE
Baba Mehmet Gökgöz ise oğlunun esnaflık yaptığını, ayrıca Koşuyolu semtinde 2 ay önce açılan medresede hizmet verdiğini bildirdi. “Oğlum birkaç gün önce annesine ve bana, ‘Ortam öyle görünüyor. Biz şehit olacağız öyle değil mi?’ diye sordu. Ben de, ‘Doğrudur’ dedim” ifadelerini kullanan Gökgöz, oğlunun bayramda da Suriyeli bir aileye battaniye yardımı yaptığını, sığındığı evden çıkarılan Suriyeli bir aileye de ev bulduğunu anlattı.
BUNU YAPANLAR ACABA ALLAH’A NASIL HESAP VERECEK
Gökgöz, oğlunun bayramda da Kobani’den gelenler ile Irak’taki çatışmalardan kaçarak Türkiye’ye sığınan Yezidiler için kurban eti dağıttığını kaydederek, şöyle dedi: “Bu hizmeti yapınca DBP, PKK ve HDP’liler ondan hoşlanmadılar. Olay günü de ‘IŞİD’çiler geldi’ diyerek onlara saldırmışlar. Oğlumun dişleri kırılmış, vücudu delik deşik edilmişti. Arkadaşlarının üzerine benzin döküp, üzerlerinden arabayla geçmişler. Oğlumu sakalından tanıdım. Gözü açıktı. Sanki bana bakıyordu. O kadar güzel bir yüzü vardı ki. Bunu yapanlar acaba Allah’a nasıl hesap verecek?”
DOĞACAK ÇOCUĞUNU GÖREMEDEN ŞEHİT OLDU
Oğlunun geride 2 yaşında bir çocuk ve hamile bir eş bıraktığını dile getiren Gökgöz, kaybettiği evladının bir ay sonra ikinci çocuğunun dünyaya geleceğini söyledi. Gökgöz, saldırı sırasında oğlunun elinde taş ve sopa değil, et bulunduğuna işaret ederek, oğlunun tek amacının fakirlerin yüzünü güldürmek olduğunu vurguladı. Et dağıttığı kişilerin oğlunun cenazesine geldiğine dikkati çeken Gökgöz, “Ben gururluyum. Benim oğlum İslam şehididir. İnşallah oğlumun yeri cennettir ve kanı İslam’ın uyanmasına vesile olur. Oğlum ve torunlarımla ben de İslam uğrunda canımı feda etsem hiç umurumda değil” diye konuştu.
BU İNSANLARI KIŞKIRTIP SOKAKLARA SALAN HERKESTEN DAVACIYIM
Gökgöz, olay günü IŞİD üyesi olduğu gerekçesiyle camiye giderken kendisinin de silahlı saldırıya uğradığını anlatarak, hastaneye götürüldüğü sırada da kalabalık bir grubun yeniden saldırıda bulunduğunu belirtti. Oğlunu durumu bildirmek için telefonla aradığında oğlunun tebessüm ettiğini dile getiren Gökgöz, yaşadıklarını şöyle anlattı: “O an içime bir his doğdu ve arkadaşlarıma oğlumun şehit olduğunu söyledim. Telefonla konuşurken kavga sesleri geliyordu. Tüm PKK’lılardan, Selahattin Demirtaş’tan ve Zübeyde Zümrüt’ten davacıyım. Bu insanları kışkırtıp sokaklara salan herkesten davacıyım. Ben mi Kobani’yi düşürdüm? Sen hangi haktan bahsediyorsun? Demokrasi, insan hakkın nerede? Şehri harap etmek insan hakkı mıdır? Sen çoluk çocuğu sokağa dök. ABD’ye gidip 5 gün kaldın. Demek emri oradan aldın.”
OĞLUMUN BAŞINI TAŞLA EZDİLER
Hüseyin Dakak’ın babası Öztekin Dakak ise oğlunun giyimi ve İslami yaşantısından dolayı hedef alındığını söyledi. “IŞİD bile bunlara bu kadar eziyet, zulüm etmedi. Öldürdünüz sonrasında niye işkence yaptınız? Sıradan bir insan bunu yapamaz” ifadelerini kullanan Dakak, oğlunun öldürüldükten sonra başının taşla ezildiğini söyledi. Dakak, şunları dile getirdi: “Sadece sırtında yaklaşık 50 bıçak izi vardı. Yakmaya çalışmışlar, araba ile üzerinden geçmişler. Görgü tanıklarının ifadesine göre, çocuklara işkence yapılırken balkondan seyreden kadınlar zılgıt çekerek, ‘Yakın bunları’ demiş. Bunu söyleyenlerin çocuğu yok mu?”