Toplumun yakından takip ettiği Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Taraması Kanun Teklifi, meclisten geçerek kabul edildi. Teklif daha önce muhalefetin oylarıyla reddedilmişti ancak meclis iç tüzüğündeki boşluklar zorlanarak teklif birkaç değişiklikle yeniden meclise getirildi ve iktidar partisi milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi.
Muhalefetin başta olmak üzere birçok kesimin ısrarla karşı çıktığı, “Kişinin birinci derece kan bağı akrabaları ile eşinin anne ve babasının araştırılması” maddesi tekliften çıkarıldı. Tabi çıkarılan bazı maddeler olduğu gibi dâhil edilen maddeler de oldu. Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışacak öğretmenler de güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kanun teklifine dâhil edildi.
Kanun teklifi gündeme getirildiği günden bu yana ısrarla bu teklife karşı seslerini yükselten duyarlı kesimler oldu. Teklifin çok ciddi tahribatlara ve mağduriyetlere sebebiyet vereceği ifade edilerek iktidarın bu teklifi geri çekmesi istendi. Ancak iktidar bildiğini okuyarak ne muhalefetin ne de toplumun sesine kulak vermedi ve mağduriyetlere neden olacak teklifin meclisten geçmesini sağladı.
Bu yasa teklifi uygulandığı takdirde, masumiyet karinesi ve suçun şahsiliği hususu göz ardı edilecek. Eline yetki geçen klikler, keyfi uygulamalarla hak gaspı yapacak. Toplumsal barış bozulacak. Böylece insan hakları ihlallerinde ciddi manada yükselişler yaşanacak.
Şu anda bile bazı uygulamalarda suçun şahsiliği ve masumiyet karinesi merkeze alınmadan hareket ediliyor ve o doğrultuda kararlar veriliyor. Böylece hak, hukuk, adalet zedeleniyor. İnsan hakkı ve onuru hiçe sayılıyor. Pek çok evrensel hukuk ilkesi ihlal edilerek vatandaşlar hizaya getirilmeye, sisteme entegre edilmeye çalışılıyor.
Oysa çok yakın zamanda iktidar partisi tarafından hukuk alanında İnsan Hakları Eylem Planı adıyla reformlar ve yeni düzenlemeler yapılacağı açıklanmıştı. O zaman da hak ve adaleti merkeze alarak yorumlarda bulunan kesimler, önemli olan konunun uygulamalar olduğunu ifade etmişti. Yani söz ve eylem bütünlüğü olması gerektiğini vurgulamışlar, söylenenler ile uygulananların paralellik arz etmesi gerektiğini ifade etmişlerdi.
Açıklanan eylem planlarının, yapılacak hukuk reformlarının gereği yerine getirilmedikten sonra konuşulanlar ne anlam taşır ki! İnsanlar sırf elinde güç ve yetki olanların yaşam tarzına sahip olmadıkları ve onlar gibi düşünmedikleri için ikinci sınıf insan muamelesine tabi tutuluyor ve hak ettiğini elde edemiyorsa konuşulanların, söylenenlerin ne anlamı olur ki!
Bir devlet adalet ilkesiyle ayakta kalır. Adalet tesis edilmeden, toplumsal barış sağlanmadan huzur olmaz, toplum arasında refah düzeyi yükselmez. Bir yöneticinin birinci ve en öncelikli hedefi, cumhur arasında adaleti sağlaması, adil bir sistemi tesis etmesi olmalıdır.
Bugün toplum adalet sisteminden, hukuki uygulamalardan memnun mudur? Vatandaşların yüzde kaçı mahkemelerin verdiği kararların adil olduğunu düşünüyor acaba?
Evet, halkın en büyük sorunu ekonomidir, hayat pahalılığıdır, işsizliktir ancak adaletin tam manasıyla tesis edilmemiş olması da toplumun en büyük sorunlarının başında gelmektedir. Halkın devlete, sisteme karşı güveni yok denecek kadar azalmıştır. İnsanlar son dönemlerde yaşanan adaletsizlikleri, hak ihlallerini, keyfi uygulamaları, adam kayırmaları görmektedir.
Toplumun şikâyetinin hükümet tarafından dikkate alınarak yeni düzenlemelerin yapılması beklenirken güvenlik soruşturmaları gibi mağduriyet üreten uygulamaların yeniden getirilmesi vatandaşlar nezdinde hayal kırıklığı yaşatmıştır.
Her şeye rağmen vatandaşların (alternatif olmadığı için) hala mevcut hükümetten beklentileri vardır. O yüzden hükümet geleceğin hesabını şimdiden yapmalı, yanlışlarda ısrarcı olmamalı ve hakkaniyetten uzak ve adil olmayan güvenlik soruşturması yasa teklifiyle ilgili yeni bir değerlendirme yoluna başvurarak hatasını düzeltmeye çalışmalıdır.
Vatandaşın gönlü kazanılmadan seçimin kazanılmayacağının bilinmesi gerekmektedir. Tabi beklentilerin karşılanması, seçim için olmamalıdır. Yani atılacak adımlar, yapılacak düzenlemeler, getirilecek reformlar seçim yatırımı için değil halkın ve ülkenin ihtiyacı olduğu için olmalıdır.
Hükümetin ortaya koyduğu projeler, gerçekten ülkedeki kamplaşmanın, kutuplaşmanın sona ermesi, adaletin tesis edilmesi, toplum arasında barışın sağlanması, adil olmayan ve hakkaniyetten uzak güvenlik soruşturması gibi uygulamaların ortadan kalkması ve dahi sorunların gerçek manada çözüme kavuşması için olmalıdır.