Konu evlat olunca analar bir olur. Konu ciğerin yanması olunca Bağdat, Kabil, Kudüs, Diyarbakır ve Urumçi bir olur. Konu anaların evlat nöbeti ise anaların kimliği sorulmaz olur.
Bir kısım analar Diyarbakır HDP binası önünde, diğerleri de Ankara Çin Konsolosluğu önünde nöbet bekliyorlar. Her ikisi de ailelerinden, çocuklarından gelecek bir haberin özlemindeler. Birininki dağ başında örgüt kampında, diğerininki ise nerde olduğu belli olmayan çalışma kampında. İkisi de zalim bir komünist, sosyalist düzenin elinde esirler. Analar feryat figanda, yalvarıp yakarmada, kapı üstüne kapı çalmada. Heyhat taşlaşmış kalpler, kararmış sineler ne anlar ana yüreğinden?
Hele Doğu Türkistan’daki Çin zulmü ne görülmüş ne de duyulmuş bir zulümdür. Bu nasıl gaddarlık, bu nasıl rezillik!
Yirmi dört saat üç yüz altmış beş gün kameralarla insanlar izleniyor. Camiye giden, Kur’an okuyan, evinde çocukları ile dinini öğrenen fişleniyor. Bir gece operasyonu ile alıp götürülüyor. Çalışma kamplarına götürülüyor. Baba bir tarafta, evlatların her biri başka tarafta. Aileye bir Çin’li yerleştiriliyor. Çocukları ellerinden alınıyor. Aile paramparça ediliyor. Ne gidenden haber var ne de kalandan. Bu nasıl bir zulüm Allah’ım!
Bu çağda ve bu zamanda bütün dünyanın gözleri önünde bu zulümler işleniyor. Nerde insan hakları örgütleri, Avrupa Birliği, İnsan Hakları Mahkemesi, Uluslararsı Ceza Mahkemesi, Birleşmiş Milletler? Hepsi suspus olmuşlar. Çin’e karşı süt dökmüş kedi gibi olmuşlar.
Ya Müslüman ülkeler, onlara ne demeli? Zalim kızıl Çin’e haddini bildirecek yok mu? Bu Müslümanların hakkını savunacak bir ehli iman çıkmayacak mı?
Peki Türk dünyası neden sessiz? Bu soydaşlarına el uzatacak bir babayiğit kalmamış mı?
İnanın eğer bunlar Yahudi olsa idi Çin’e savaş açılmıştı, eğer Hristiyan olsa idi Çin’e haddini bildirmişlerdi. Ama Müslüman oldukları için dünya üç maymunu oynuyor.
Ey Müslüman kardeşim gelin biz beraber olalım ve bu Kızıl Çin, bu zulümden vazgeçmedikçe mallarını boykot edelim. Zulüm bulaşmış o mallarını almayalım. Bu Müslümanların dertleri ile dertlenelim. Onların yanında olalım.
Safımızı belli edelim. Bu anneler bizim annelerimiz. Bu kardeşler bizim kardeşlerimiz.