Dünya Müslümanlarının sorunlarını ve sıkıntıları ile sevinçlerini paylaşacakları veya paylaşmaları gereken yıllık kongre veya toplantı özelliği taşıyan Hacc sezonun da bulunuyor olmamız münasebetiyle bu günkü yazımı bu önemli konuya ayırmayı ve siz değerli kardeş ve bacılarımla bu konu etrafında hasbihal etmeyi, acizane düşüncelerimi sizinle paylaşmayı istedim.
Hacc kelime anlamı "kast" etmektir. Istılah anlamı ise belrili koşullara bağlı olarak gerçekleştirilen bir eylemi veya ibadet şeklini ifade etmektedir. Tüm ilahi dinlerin ve hatta bazı beşeri dinlerin dahi gerekli gördükleri bir ibadet şekli olarak ortaya çıkmaktadır. Ama kuşkusuz her birinin kendine has karakteristik özellikleri ve kendisini diğerlerinden farklı kılan bazı usul ve kaideleri bulunmaktadır. Bizler ise bu ibadetin yani Hacc'ın İslam dini ve inanışındaki dayanakları ve bu ibadetin anlam ve felsefesini irdeleyerek açıklamaya çalışacağız. Zira bugün(14.10.2013) Arefe günü ve akabinda yarın da Kurban Bayramı; tüm müslümanlar tarafından büyük bir coşku ve heyecan içinde idrak edilecek ve kutlanacak inşaallah. Bayram vesilesiyle müslüman Hacıların sevinçlerine her müslüman birey ortak olacaktır. Bu öyle bir ortak olmadır ki aynısına benzer bazı eylemlerle herkes kendi yaşadığı coğrafyada hacıların o emin belde de yaşadığı harikuladeliği ve Allah'a yakınlığı yakalamaya çalışacak. Örneğin: müslümanlar orada hiç tanımadığı başka ırk ve devletlere mensup insanlar ile bayramlaşırken burada da tanıdık-tanımadık, zengin-fakir, siyah-beyaz demeden her müslüman ile Allah'ın evlerinde(camilerde) veya kendi evlerinde ziyaret edilmek suretiyle kucaklaşılacak ve bayramlaşılacak öyle ki bu bayramlaşma merasiminden ölüler bile ziyaret edilerek nasiplendirileceklerdir. Hacc'ın kabulü veya sıhhat şartları noktasında hacıların yaptıkları ve bu ibadetin rutin işleyiş aşamalarının(ihram,arefe vakfesi,kabenin tavafı,say,tertibe riayet v.d.) tarihi bir arka planı ve dayandığı bir felsefenin olduğu muhakkaktır. Yoksa bu ibadet sadece taklit etmekten ibaret bir ibadet şekli olmaktan öteye geçmeyecek ve ne bireyin nede toplumun geleceğinde ve şekillenmesinde olumlu bir katkısı olmayacaktır. Oysa İslam dininin ön gördüğü tüm ibadetlerin temelinde bireyin ve toplumun sağlıklı gelişimini temin etmek ve Allah'ın(C.C.) istediği model bir birey ve toplum oluşturma hedefi bulunmaktadır.
Yukarıda değindiğimİz hususlar bir tarafa İslamın 5 temel şartından biri olan ve hem maddi varlığa hem de bedensel çaba ve gayrete dayanan Hacc ibadeti özünde; yerinde yapılacak nasuh bir tevbeyi, günahlardan duyulan pişmanlığı ve hayra yönelmeye dair azim ve kararlılığı, bedensel ve ruhsal olarak arınmayı, Allahın düşmanları ile savaşmaya ilişkin ahdi, Müslümanların dertleri ile dertlenmeyi ve onların sevinçlerine ortak olmayı, Adem ve Havva'nın buluşmasında ki gizemi çözerek insanlığın geçmişi ve geleceği üzerine tefekkür etmeyi, Hz.İbrahim ve Hz.Hacer'in çektiği sıkıntıyı ve yaptıkları fedakarlığı bizzat yerinde müşahade etmeyi, tüm bunların da ötesinde Hz Muhammed Mustafa (.SA.V.) ile ashabının şahsında gerçek aşkı ve aşık ile maşuku tanıyarak kainatın yaratıcısına hakiki kul olmanın yolunu ve yöntemini öğrenmeyi ihtiva etmektedir. Durum böyle olunca hacı kardeşimın bu kutsi ve nurani yolculuğa çıkmadan önce attığı her adımın anlamını bilmesi ve gerçekleştirdiği her eylemin tarihi arka planından mutlaka haberdar olması zaruret arz etmektedir. Aksi halde ne Hacc'ından bir tad alabilir nede bu yolculuktan alması gereken verimi alması beklenebilir. Öyle kanaat ediyorum ki eşsiz bir ibadet şekli olan Hacc'ın kelime anlamın da gizlenmiş husus bu faydaları elde etmek ve bu doğru sonuçlara ulaşmak yani MAŞUK'a varmak amacıyla aşk ateşi(Tavaf:bu aşk ateşi ile kendinden geçerek O' nu aramayı ve dileklerinin kabul görmesi için O'na ulaşmak için gösterilen çaba ve gayreti ifade eder) ile yanan bir kalp ile bu yolculuğa çıkmaya "kast" etmektir. Zira O'nun tarafından kabul görmek en büyük bahtiyarlık ve en büyük emniyettir.
Sözün özü: Hacc; Ümmetin sıkıntılarını paylaşmak ve bu sıkıntılara ortak olma niyetiyle sevdiklerinden ayrılmayı, Ümmetin vahdeti ve ihtlafların ortadan kalkması adına topraklarından ve vatanından kopup sılaya gitmeyi göze almayı, İhrama girmek suretiyle dünyalık herşeyi elinin tersi ile itip bu yolculuk sonunda Mahbub'a varmayı hedeflemeyi, Kabe'yi tavaf ederek İlahi aşk ile deli divane olmayı ve yerine getirmekle emr olunduğumuz topraklarda günlük ibadetleri yerine getirmekle Allah'ın emirlerine amade olduğumuzu ilan etmeyi, O'na, kudretine ve büyüklüğüne teslim olduğumuzu göstermek üzere evini ziyaret etmeyi, gözyaşları içinde pişmanlığımızı ikrar edip affına mazhar olmak üzere ellerimizi ve yüreklerimizi O'na açıp rahmetini üzerimize yağdırması için yalvarıp yakarmayı bizlere topluca ihtar etmektedir.
Bu vesileyle QURBAN BAYRAMI'nın tüm ümmete hayır ve bereket getirmesini Hz. İbrahimin duasında dilediği ve Onun neslinden göndereceği salih rehberler ile kalplerimizi ve vatanlarımızı dini üzerinde birleştirmesini kullarına karşı sonsuz derecede şefkatli olan ve ihsanı bol olan Rabb-i Rahim'den temenni ediyoruz.
SELAM VE DUA İLE