Tarihin hiçbir döneminde hak ve batıl bu kadar net bir şekilde bayanlar tarafından temsil edilmemiştir.
Şeytan ve dostları yapacağı her şeyi bayanlar üzerinden yapmakta, şeytana ait ne kadar kötü sıfat varsa hepsini bayanların şahsında temsil edip sunmakta, insanlığı uçuruma sürükleyecek ne kadar hile ve oyun varsa hepsini de kadınlar üzerinden oynamaktadır.
En büyük sermayesi kadın cinselliği olduğu için emperyalist dünya da sömürüsünü genellikle bayanlar üzerinden sürdürmektedir.
Hak davanın yolcuları da aynı şekilde bugün kendilerini bayanlar üzerinden sunmaktadırlar.
Tarihin hiçbir döneminde İslam böylesine bayanlar tarafından temsil edilip insanlığa sunulmamıştır.
Bugün İslam denilince, İslam’ın şiarları ve değerleri denilince, vahiy denilince, Kur’an denilince, edep ve hayâ denilince, nikâh ve temiz aile yuvası denilince akla ilk gelen tesettüre bürünmüş Müslüman bayanlardır.
Bundan dolayı hak ve batıl arasındaki savaş da bugünkü kadar bayanlar üzerinden yürütülmemiştir.
Dünyanın her yerinde böyle olduğu gibi ülkemizde ve bölgemizde bu mücadele çok daha somut bir şekilde cereyan etmektedir.
Dikkat etmişseniz PKK ve türevlerinin söylemlerinin ve eylemlerinin başında “Kadın Özgürlüğü” gelmektedir. Bu konuda oldukça iddialıdır ve bu iddiasını gerçekleştirmek için var gücüyle çalışmakta ve çok ciddi mesafeler almaktadır.
PKK ve türevlerinin eliyle Kürt kadını korkunç bir uçurumun kenarına getirilip bırakılmıştır.
Defalarca söylediğimiz gibi Kemalizm’in seksen yılda yapamadığı müptezellikleri PKK ve türevleri bir çırpıda yapıvermiştir.
Emperyalizm, Kemalizm putuna soğuk ve mesafeli duran, hatta ona cephe alan Kürt insanının karşısına kendi içlerinden yerli bir put dikerek yaptırmak istediği bütün çirkeflikleri yaptırmıştır.
Bundan dolayıdır ki PKK ve türevleri hem ülkenin batısındaki laik, seküler, sol ve Marksist çevrelerden ve hem de dışardaki emperyalist dünyadan takdir ve destek görmektedir.
Daha da somutlaştıralım. PKK ve türevleri İslam’a, İslami değerlere ve Müslümanlara karşı yürüttüğü savaştan dolayı emperyalist dünya tarafından baş tacı edilmektedir.
Onlara göre radikal İslam’ın karşısında duran kahraman bir örgüttür ve bölgede kendilerinin değerlerini taşıyan yegâne temsilcileridir. Söz konusu odaklar aynı şekilde bölge Müslümanlarının amansız düşmanıdırlar.
Bu fotoğrafa biraz geriden bakıldığında gövdesi bu bölgede bulunan İslami camianın hayatî bir öneme sahip olduğu hemen anlaşılır.
Geçtiğimiz hafta sonu başta Batman ve Diyarbakır olmak üzere bölgenin birçok merkezinde çarşafa hakarete karşı yapılan muhteşem etkinliklerin sıradan etkinlikler olmadığını tarih yazacaktır.
Bu ülkede sayısız başörtüsü eylemi olmuştur. Fakat bunların hepsi de başörtüsü yasağının kaldırılmasına yönelik ve genellikle erkeklerin başı çektiği eylemlerdi.
Ülke tarihinde hiç bu kadar İslami şuura sahip çarşaflı bayan müstakil olarak bir araya gelip hakkı haykırmamış, çarşafa uzanan elleri ve dilleri lanetlememiştir.
Bunun arkası gelecektir. Çünkü bu camia hiçbir konuda geri adım atmamış, yaptığı her etkinliği katlayarak sürdüregelmiştir.
Her defasında daha da büyüyecek olan çarşaflı bayanların bu etkinlikleri bütün müslüman bayanları motive edecek, okulları içine alacak, şimdi bile yer bulunmayan bayan medreselerinde patlamalara vesile olacaktır.
Velhasıl çarşaf, Müslüman bayanlar için asaletin zirvesi ve üniforması olarak hayatın bütün alanlarında yerini alacaktır inşaallah!