Gürültü ve patırtının ortasında sükunetle dolaş, sessizliğin içinde huzur bulduğunu unutma.
Başka türlü davranmak gerekmedikçe dostlarınla dost olmaya çalış. Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun. Bağışla ve unut dostum!
İçten ol. Telaşsız kısa ve açık seçik konuş. Hep kendine değil, başkalarına da kulak ver; hem insanlar gereksiz konuşup cahil oldukları zaman bile onları dinle, çünkü dünyada herkesin bir öyküsü vardır. Kim bilir, dinlemekle belki kaç insanın gönül evine bir pencere açmış oluverirsin.
Şefkat ve merhamette güneş gibi, hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi, tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol. Cevherlerini dışa vurarak ya olduğun gibi görünmeli ya da göründüğün olmalısın. Dostum, kişinin bu dünya meydanında olduğundan farklı görünmesi büyük sosyal felaketlere neden olacağı gibi, ebedi hayatında da hüsran ve pişmanlığa sebep olacağını bilmelisin.
Çevrene ve dostlarına önerilerde bulun, ama onlara hükmetme. İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz ve unutma ki, insanlığın yüzyıllardır öğrendikleri, sonsuz uzunluktaki sahillerin bir tek kum taneciğinden asla fazlası değildir.
Aşka burun kıvırma sakın; bir de Mecnun'un gözüyle Leyla'ya bakmayı öğren. Hem aşk dediğin çöl ortasında yemyeşil bir bahçedir. O bahçeye layık bir bahçıvan olmak için her bitkinin sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutmamalısın.
Kaybetmeyi ahlâksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin acısı her an (ömür boyu) sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki o yolda mağlup olman bile zafer sayılır. Hem Hz. Resulü Ekrem (s.a.v)'in torunu İmam Hüseyin (a.s), devrin zalim sultanına başkaldırıp bir ideal ve dava uğrunda Kerbela'da şehid olmamış mıydı? O yüce şahsiyet, kan içici Yezid karşısında zahiren mağlup olsa da hakikatte muzaffer olmuştur. Öyle ise, bu dünyada bırakacağın en büyük mirasın adalet ve dürüstlük olsun.
Hem geçen yılların ardında hayıflanıp öfkelenme cancağızım, gençliğine yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe. Umutsuzluğa kapılma. Umudunu kaybeden her şeyini kaybetmiştir. Ömür sermayen elinden kayıp gitmeden, yapamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme.
Rüzgarın yönünü değiştiremediğin zaman yelkenlerini rüzgara göre ayarla ki bir çırpıda savruluverilmeyesin. Kaldı ki bu dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getirmediğinle ilgilenir.
Ara sıra isyana yönelecek olsan bile kainattaki düzeni ve kanunu yargılamanın imkânsız olduğunu bilmelisin. Onun için kavgalarını sürdürürken bile kendinle barış içinde olmalısın.
Doğduğun gün; sen ağlarken herkes sevinçle gülümsüyordu. Öyle bir ömür geçir ki öldüğün gün herkes ağlarken, sen sevinçle gülümsüyor olasın.