KOCAELİ - Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformunun 404. hafta basın açıklamasının konusu 28 Şubat darbe sürecinin genelkurmay başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın yargılanmasıydı. Konuyla ilgili basın açıklamasını Kocaeli Kartepe İnsan hakları Derneği başkan yardımcısı Orhangazi Ergin yaptı. Açıklama sırasında vatandaşlar, "Üstünlerin hukuku değil, Hukukun üstünlüğü, darbeciler yargılansın","28 Şubat'ın hesabı sorulsun", "28 Şubatçıların başörtü yasağı kaldırılsın", " İrtica brifingine katılan hukukçulardan hesap sorulsun" pankartları taşıdı.
28 Şubat darbe döneminin genelkurmay başkanı İsmail Hakkı Kardayı'nın soruşturmaya dahil edilmesinin önemli bir gelişme olduğu ifade edilen açıklamada, "Halktan desteği olmayan, Atatürkçü minik azınlığın, halkın demokratik sistemle seçtiklerini hazmedememesinden kaynaklanan, 28 Şubat darbesinin,1. derecede iki sorumlusundan biri, dönemin genelkurmay başkanı İsmail Hakkı Karadayı, diğeri de Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'dir. Karadayı gibi Demirel'inde en kısa zamanda yargı önünde hesap vermesini bekliyoruz. 28 Şubat'la hesaplaşma darbeci subaylarla sınırlı kalmamalı ve gazetecilerden, yargı mensuplarından oluşan, sivil darbecilerden de, yaptıklarının hesabı sorulmalıdır." denildi.
28 Şubat döneminde, darbecilerin irtica mitingine katılan tüm hukukçuların işten el çektirilmesi istenen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: "Ordunun irtica brifingine katılarak bağımsız yargıyı, darbecilere bağımlı yargı haline getirerek, ettikleri yemine sadık kalmayan, darbecilerden direktif alan, tüm hukukçular, yargılanmalı, hak etikleri cezaları almalıdırlar. 28 Şubat sürecindeki tüm siyasi davaları, darbecilerin baskısı altında görüldüğünden adil değildir. Hükümleri yok sayılarak, yeniden görülmelidir. Adliyedeki normal davalar senelerce, on senelerce beklerken, inançlı insanları hapse atmak için, 28 Şubat döneminde jet hızıyla görülen davalara bakan yargıçların, savcıların yaptığı kanunsuzlukların hesabı yargı kanalıyla sorulmalıdır. Bunu yapan hukukçular, ayrımcılık yaparak bağımsız yargının itibarını zedelemişlerdir. Yargılama sırasında ayrımcılık yapmanın hesabını hukuk önünde vermelidirler. Yargı, darbecilerin, statükocuların, minik azınlığın değil, hukukun, adaletin güdümünde olmalıdır."
"Başörtü Yasağı Kaldırılsın"
28 Şubat darbecilerini yargılanırken, 28 Şubat döneminde sıkı bir şekilde uygulanmaya başlayan başörtü yasağının hala kaldırmamış olmasının anlaşılır olmadığı belirtilen açıklamada, "Yönetimin bu darbecilerden korktuğunu düşünmüyoruz. Korkan bir yönetim, darbecileri, 90 senelik dönemde görülmemiş şekilde !, bu kadar cesurca yargılayamaz. İktidarın, oy devşirme amaçlı olarak hala bu başörtü yasağını sürdürdüğünü ve gelecekteki seçimlerde oy istismarı yapma amacıyla, bunu kullanmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Fakat iktidar şunu iyi bilsin ki !, bu halkın artık bekleyecek tahammülü kalmamıştır. Susuyorsa tepki vermeye gücü yetmediğinden değil, asaletindendir, ülkesini vatanını sevdiğindendir, ortalığın karışmasını istemediğindendir. Hükümeti, başörtü yasağı denilen, bu deli gömleğini, bir an evvel çıkartmaya davet ediyoruz" ifadelerine yer verildi.
"Atatürkçülerin Değil, Başörtü Mağdurlarının Oylarıyla O Koltuklarda Oturuyorsunuz"
Son zamanlardaki sivil itaatsizlik eylemlerine de değinilen açıklamada, "Hükümet bu tepkileri dikkate almazsa, bu yasakları kaldırmazsa şunu iyi bilsin ki, halk önümüzdeki günlerde susmayacaktır !. Herkese özgürlük var da Müslümanlar 2.sınıf insan mı?. Bu halk, minik azınlık Atatürkçülülerin keyfi öyle istiyor diye!, kendi öz vatanında, daha ne kadar esir olarak yaşayacak?. Hükümet iyi bilsin ki, bu yasaklar kalkmazsa, sivil itaatsizlik eylemleri önümüzdeki günlerde katlanarak artacak, öğrenciler ve öğretmenler derslere başörtülü olarak gireceklerdir. Devletle vatandaşın karşı karşıya gelmemesi için, bir insan hakları derneği olarak hükümete buradan çağrıda bulunuyoruz. Bireylerin inançları doğrultusunda başlarını örtmesi en tabi bir insan hakkıdır. 28 Şubat ürünü bu çağdışı başörtü yasağını kaldırın, vatandaşla devleti karşı karşıya getirmeyin. Çünkü siz o Atatürkçülerin değil, başörtü zulmünden mağdur olanların oylarıyla o koltuklarda oturuyorsunuz." denildi.