Okul, cami, hastane; ne kadar sivil hedef varsa, Batılı emperyalistlerin bombalarından nasiplerini alıyor. Her gün katledilen sivillerin haberleri geliyor. Batılılar, zalim ve cani oldukları gibi aynı zamanda çok yüzsüzler. Musul'da yüzlerce sivili öldüren ABD'nin askeri yetkilisi, sivilleri kendilerinin vurduğunu kabul edip, soru soran gazetecilere bu saldırının neden bu kadar gündeme geldiğine bir anlam veremediğini söyledi. Yüzlerce sivilin öldürülmesi, bir savaş sebebi ve uluslararası mahkemede savaş suçlarından yargılanmaya bir sebep iken, zalim ABD'ye göre bu basit bir vakadır. Bombalarla paramparça edilen kadın ve çocukların ABD için elbette bir değeri yoktur. Çünkü Müslüman olma gibi bir suçları(!) vardır bu mazlumların.
Tarihlerinden vahşet ve haydutluk fışkıran bir (m)edeniyetin evlatlarının insanlığa vereceği şey, sadece kan ve gözyaşıdır. Batılı devletler, Müslüman sivilleri katletme konusunda adeta birbirleri ile yarışmaktadır. Birkaç gün önce de Alman savaş uçakları sivilleri vurdu. Onlarca sivil katledildi. Alman Hava Kuvvetlerinin, Rakka kenti yakınlarındaki bir köydeki okula düzenlediği hava saldırısında onlarca sivilin öldüğü ortaya çıktı. Tam bir katliam...
Bu olayın ortaya çıkmasından sonra, Almanların yapmış oldukları açıklama ise, tam bir facia. Bu lüzumsuz, fuzuli ve bir o kadar değersiz açıklamayı buraya almayı gereksiz buluyoruz. Yitip giden bu kadar can hakkında yapılmış umursamaz ve gerçek dışı bir açıklama ile konu kapatılmış. Bu canların değeri bu kadar mı? Peki, bunun hesabını soracak Müslümanlar nerede? Biz, birbirimize bu kadar değer verirsek, kendi değerimizi kendimiz belirlemiş oluruz. Başkasından, bize daha fazla değer verilmesini beklemek bir yanılgı olur. Bu katliam da diğerleri gibi gündemi sadece bu kadar meşgul etti. Hani bunun hesabı, kitabı, soran yok.
Biz, zillete razı olup Müslümanların bombalarla paramparça olmasını seyretmeyi kanıksadıkça ve adeta bunu Batılı zalim ve kâfirlerin doğal hakkı olarak gördükçe, tepemize düşen Haçlı bombaları eksik olmayacaktır. İnsanlarımız katledilecek ve beldelerimiz harap olmaya devam edecektir. "Sarı öküz sendromu", tüm İslam âlemini teslim almıştır. Her seferinde birilerimizi terörist olarak damgalayıp diğerlerinin gözleri önünde sefil (m)edeniyetlerine kurban etmektedirler. Müslümanlar ise, her seferinde tekrar eden bu katliam tiyatrosunu zillet içerisinde seyretmektedir.
DEAŞ bahanesi ile topraklarımız bir mezbahaneye çevrilmiştir. Paramparça olan çocuklarımızın ceset parçaları sağa sola savruluyor. Kana susamış Olimpus dağının evlatları, Hira dağının evlatlarının kanı ile vaftiz olmaya and içmiş. Tüm mesele budur. Dünyanın en büyük teröristleri ABD, Rusya ve diğerleri, güya terör ile mücadele için topraklarımızı kirli postalları ile çiğnemektedirler. Terörün kaynağı olan bu zalimler, güya topraklarımızda sükûneti ağlama iddiasındalar. Sözde terörle mücadele için kıyım yapıyorlar. Yani bizi, bizim için(!) öldürüyorlar.
Derhal İslam ülkelerinin ve halklarının bu katliamlara ciddi bir tepki göstermeleri lazımdır. Bu konunun, ciddi bir şekilde ve aralıksız olarak kamuoyu gündeminde tutulması lazımdır. Meydanlarda bu katliamlar protesto edilmelidir. Uluslararası kurumlarda ve platformlarda bu katliamların gündem olması sağlanmalıdır. Bu katliamların mücadelesini vermek ve hesabını sormak, İslam ümmeti için bir onur meselesidir. Bu vahim olayların devam etmemesi için ayağa kalkmak, bütün Müslümanların boynunun borcudur. Sessizlik, tüm İslam ümmetini vebal altına sokmaktadır.