Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen Dünya Mustazafalar Haftası Halepçe konulu program Hafız Hüseyin Akyürek Hoca’nın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra 1 Şubat’ta Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından Türkiye genelinde düzenlenen siyer sınavında Mersin ilinde dereceye girenlere ödülleri verildi.
Özlem Ajans sanatçılarının seslendirdiği ilahi ve ezgilerin ardından bir konuşma yapan İlahiyatçı Ömer Çelik Hoca, “Mustazaf demek mahrum bırakılmak, güçsüz bırakılmak demektir. Mustazafın zıddı ise müstekbirdir. Bu iki kavram ise bazı ayetlerde birlikte zikredilmiştir. Bizler her gün ölüyoruz. Her gün öldürülüyoruz. Her gün eziyet ve işkence ile karşı karşıyayız. Her gün mustazaflar günüdür ve her gün mustazafların çektiği bu eziyet ve çileyi anlatmak ve çare bulmak gerekir.” diye aktardı.
Müstekbirlerle mücadele etmemiz lazım
Müstekbirler ile mücadele edilmediği için bugün Müslümanların bu hale düştüğünü ifade eden Çelik, “Bizler mahrum değiliz bizler zavallı değiliz. Bizler güçlü insanlarız. Allah’a iman eden insanlar güçlü insanlardır. Eğer bizler zalimlere direnmesini bilseydik. Zalimlere karşı koymasını bilseydik. Zalimler ile mücadele etmesini bilseydik. Zalimler ve müstekbirler Müslüman kardeşlerimizi öldürmeyeceklerdi. Kardeşlerimize zülüm etmeyeceklerdi.” dedi.
Müslümanların birleşmesi lazım
İnsanların ırklarından ve renklerinden dolayı vahşice katledilmeklerini sırf Müslüman oldukları için bu muamelelere maruz kaldıklarının altını çizen Çelik sözlerini şöyle tamamladı: “Gazze’deki Müslümanları öldürüyorlarsa, Gazzeli oldukları için değildir. Eğer Keşmir'de insanları katlediyor, Arakan'da insanları ateşe atıyorlarsa. Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Müslümanları Cadde ortasında palalar ile doğrayıp daha sonra cesetlerini ateşlere atıp yakıyorlarsa onların renkleri siyah oldukları için ya da Arakanlı olduğu için ya da Türk olduğu için bunu yapmıyorlar. Eğer bu gün Çin, Sincan’daki Müslümanlara eziyet ediyorsa, onların cesetlerini vahşi hayvanlara yediriyorsa onlar Sincanlı oldukları için ya da Türk oldukları için değil, ya da Kürt ve Arap oldukları için değil, Müslüman oldukları içindir. Mademki bu isim bizim için şeref ve izzettir. O zaman biz de bu isim için birleşmeyi göze alacağız. İttihad edeceğiz.”
Konuşmanın ardından İhya Tiyatro Ekibi tarafından İran - Irak savaşı sırasında 16 Mart 1988 tarihinde Saddam Hüseyin yönetimindeki iktidar tarafından gerçekleştirilen ve 3 saat süren zehirli gaz bombardımanı sonrası çoğu çocuk ve kadından oluşan binlerce kişinin öldüğü ve binlercesinin ise ağır derecede yaralandığı Halepçe Katliam’ını anlatan tiyatro sahnelendi. Tiyatro sırasından vatandaşların gözyaşlarına hakim olamadıkları görüldü. Oyuncular, sahneledikleri tiyatronun bitmesinden sonra sahneye, “Zalimler için Yaşasın Cehennem” yazılı pankart ile çıktı.
İlahı ve ezgilerin seslendirilmesinin ardından İlahiyatçı Ömer Çelik'in yaptığı duanın ardından program son buldu. (Osman Öksüz - İLKHA)